19 Nisan 2024 / 10 Şevval 1445

21. Yüzyılın Mesleği: Yapay Zekâ Uzmanlığı

Buharlı ve ardından elektrikli makineler üretilmeden önce insanların büyük bir kısmı tarımla uğraşırdı. Çiftçiler tarlalarını hayvanlar yardımıyla eker ve biçerlerdi. Makine devrimi sonrasında herkes, insanlar işsiz kalacak diye düşünmeye başlamışlardı. Makine devrimi tarım işçilerinin birçoğunu işsiz bırakmış olsa da yeni iş alanları açıldı. Makinelerle üretim hızlanınca, üretilen malzemeleri ürüne çevirmek için fabrikalar ortaya çıktı ve insanlar fabrikalarda çalışmaya başladı. Ardından fabrikalarda da makineler çalışmaya başladı ve insanlara daha yeni iş sahaları açıldı. Transistörlerin icadı ile insanların çoğunluğunun evine bilgisayar geldi ve bilgisayar programcılığı en değerli mesleklerden birisi haline geldi.

1990’lı yıllara geldiğimizde internet programcılığı ve web tasarımı devreye girdi ve internet üzerinden çalışmayan programlama dilleri tarihe karıştı. Her teknolojik gelişmede bazı işler kaybolsa da yeni iş alanları açılmaya devam etti. 2012 yılında ‘Harvard Business Review’ Dergisi 21. yüzyılın en önemli mesleğinin ‘veri bilimi’ olduğunu yazdı. Yapay zekâ işi yapan kişilere ‘data scientist’ yani ‘veri bilimcisi’ deniyor. Bu mesleğe Türkçe’de yapay zekâ uzmanı denildiği de oluyor.

Geleceğin mesleklerinin ortak noktası “Yapay Zekâ”.

Yapay zekânın bir alt birimi ve en önemli alanı makine öğrenmesidir. Makine öğrenmesini, bilgisayarların özellikle programlama yapmadan, verilere bakarak gerekli programları yazması olarak tanımlayabiliriz. Yani makineler veriden tecrübe elde edip bir anlam çıkarma ve insanların göremediği bazı ayrıntıları görerek, gizli trendleri yakalayarak şirketlerin masraflarını ve israflarını minimuma indirirken, kârını maksimize ediyor.

Yapay zekâ her alanda bütün meslekleri değiştirecek ve birçoğunu tarihten silecek gibi görünüyor. Çünkü yapay zekâ rutin işleri çok kısa sürede yapabiliyor. Mesela önümüzdeki yıllarda otonom araçların seri üretime geçmesi ile şoförlük mesleğinin tamamen ortadan kalkacağını söyleyebiliriz. Yine otonom kamyonlar ve tırlar sayesinde uzun yol şoförlüğü de tarih sahnesinden siliniyor.

Artık yapay zekâ ile uçakları bir havaalanından alıp başka bir havaalanına pilotsuz olarak uçurabiliyoruz, bankalarda ve e-ticaret sitelerinde yapılan işlemlerin sahte olup olmadığını anlayabiliyoruz, uydu resimlerini analiz ederek hangi ülkenin ne kadar mahsul üreteceğini daha yeşermeye başlarken biliyoruz. Yüz tanıma sistemleri ile yoldan geçen herkesin, güzel mi çirkin mi olduğunu, nerede çalıştığını, maaşının ne kadar olduğunu, nerede çalıştığını veya işsiz olduğunu, mesleğini, yaşını, kısaca kendisi hakkında her tür bilgiye sahip olabiliyoruz.

Sosyal medyada paylaşılan bütün yazı, resim ve videoları gerçek zamanlı analiz ederek, herkese özel reklamlar gösteriyoruz. Resim ve videoların arka planlarındaki bütün nesneleri tanıyarak sınıflandırma yapabiliyoruz. Sosyal medya paylaşımlarından kimin hangi siyasi görüşe sahip olduğunu, hangi dine mensup olduğunu, gelir durumunu anlayabiliyor ve tavsiye sistemleri ile şahsa münhasır planlama ve reklam çalışması yapabiliyoruz.

Normal şartlarda 10 yıl sürecek ilaç tasarımlarını yapay zekâ algoritmaları ile bir kaç saatte yapabiliyoruz. Hastalara doktorlardan daha başarılı teşhisler koyabiliyor ve ilaç yazabiliyoruz. Çoğu konuda yapay zekâ, doktorları sollamış durumda. Cep telefonunuzdaki kameranız sizin hastalığınızı teşhis edip ilaç tavsiyesinde bulunabilecek. Dolayısı ile evden çıkmadan yapay zekâ ile doktor ayağımıza gelecek. Hatta tahlil sonuçlarını başka hastalıklarla çapraz sorgulama yaparak erken teşhis koyma ve koruyucu hekimlik gibi bir görevi de yapay zekâya çok basit uygulamalarla yaptırabiliyoruz.

Büyük ölçekli, parası ve datası olan, binlerce çalışanı olan işletmelerin verilerini analiz edip optimizasyon yaparak iş tekrarını ve gereksiz eleman çalıştırmayı yapay zekâ ve makine öğrenmesi ile azaltıyoruz. Yine şirketlerin verilerinden göremedikleri trendleri ve gidişatı zamanında görüp gerçek zamanlı analizlerle masrafları ve israfları kısıp hızlı büyüme sağlamasını yapay zekâ ile yapabiliyoruz.

Yapay zekâ hem işte hem evde bizimle birlikte.

Yapay zekâ ile binlerce kitabı bir kaç milisaniyede okuyup, özetini çıkarabiliyoruz ve kendisine konuşmayı öğretiyoruz. Böylelikle yapay zekâ ile evlerimiz ve işyerlerimizdeki âletler akıllı ve konuşkan hale geliyor. Bunlar olduğunda buzdolabınız sizin adınıza internete bağlanıp, soğan, patates, domates ve bilumum meyveleri sipariş verebilecek ve sizin ruhunuz duymadan ürünler kapınıza bırakılacaktır.

Şu an Google bizim ve çocuklarımız hakkında bizden daha fazla şey biliyor. Biz birkaç gün önce Google’da yaptığımız aramayı unutmuş olabiliriz, lakin Google yapay zekâ algoritmaları ile yaptığımız aramaları tutmaktadır. Siz çocuğunuzun hangi siteleri ziyaret ettiğini veya hangi youtuberları sevdiğini bilmiyorsunuz fakat o biliyor. Facebook algoritmaları ise beğendiğiniz 300 paylaşım ile sizi en yakın arkadaşınızdan daha iyi tanıyor ve 470 beğeniniz ile sizi eşinizden daha iyi tanıyor.

Bu yazdıklarımız korkunç gibi gözükse de artık bunlar da hayatımızın bir parçası ve biz bu teknolojiyi de öğrenmezsek birkaç yıl sonra bu teknolojileri yine milyar dolarlar ödeyerek satın alacağız.

Yapay zekâ öğrenmek için evvela Python veya R programlarından birini öğrenmek lazım. Sonra makine öğrenmesi, doğal dil işleme, Büyük Veri ve Spark, computer vision ve derin öğrenme konularını çalışmalısınız. Sonrası çok kolay. En azından bir uçtan başlamanız çok önemli. 21. yüzyılın en önemli mesleki alanlarını oluşturacak olan yapay zekâyı mutlaka öğrenmeli ve etrafımıza da öğretmeliyiz. ABD’de bu işleri bilen ortalama bir ‘data scientist’ veya yapay zekâ uzmanı en az yıllık 120 bin dolar kazanmaktadır.

Astrofizikçi ve Yapay Zekâ Uzmanı Zafer Acar