Aile bizim en korunaklı sığınağımız, yuvamızdır.
En görkemli şemsiyemiz, en endamlı; dalı gökyüzünde, kökleri yerde çınarımızdır.
Aile canlıdır, tıpkı mevsimler gibi;
Gün olur kar boran fırtına olur buz keseriz;
Gün olur kar suları erir nehirleri doldurur can olur yeşeririz;
Gün olur dallarımız meyveye durur şenleniriz;
Gün olur mevsim döner yaprağımız sararır, solar ufka döner elbiselerimizden arınır kendimiz kalır dinlenir, demlenir, yenileniriz.
Aile candır, canlıdır. Evleri odaları boş binaları aile yuva yapar.
Aile fedakârdır. Bazen kişiler biter aile direnir yok olmamaya.
Aile bir niyettir. Ufka doğru ucu yakılmış.
Aile bir şereftir. Atadan evlada aktarılmış.
Aile; aile saydığın herkestir.
Aile, Selman’dır.
Aile, bayram günü kenarda bekleyen şehit çocuğu, yetim, öksüz, saçı başı dağınık, kirli elbiseli, can bakışlı masum kızdır.
Aile, herkesin hor baktığı ancak öz bakışlıların görebildiği, engelli sahabe Zahir’dir.
Aile yanında yıllarca hizmet eden, bir gün incinmeyen Enes’tir.
Aile, ince sezişli, cesur Ali’dir.
Aile, can dostuna “O söylemişse doğrudur” diyen Sıddık’tır.
Aile, Hatice’dir; evlatlarının babası Efendisine hizmette kusur etmeyen, dünya ve ukba zenginliklerine birlikte talip olan, sevgi ve şefkat numunesi.
Aile, Aişe’dir; onun her anına bizim adımıza şahitlik edip yolumuzu aydınlatan.
Aile, Fatıma’dır, konuşmadan anlaşan sevdalı iki kocaman yürek.
Aile, Hasan ile Hüseyin’dir; cennet kokusu, dünya meyvesi, evlat semeresi emanetler.
Aile; İstanbul müjdesidir Fatih’e; Roma müjdesidir taliplilerine (inşallah).
Aile bir özlemdir 14 asır önce söze dökülen; “Ne olaydı kardeşlerimi bir görebilseydim” nidasıyla 21.yüzyıla ulaşan.
Aile O’dur; yoklarıyla (bizce(!); anne, baba, mal, evlat) değil varlarıyla yeni bir dünya düzeni koyan; uzlaşmayı kavgaya; geçimi fedakârlığa; sevdayı mala; dostu mevkiye tercih eden ve hâlâ günümüzde hangi sorunumuza cevap arasak kendinde ve yaşantısında bizi çözümleriyle bekleyen Sahici Dost.