Uzm. Diyetisyen Nesibe Büşra DİLER ORAKÇI –
Her dönemde olduğu gibi günümüzün modern dünyasında da zaman kavramı çok kıymetli muhakkak. Bunun yanında tam tezat şekilde değersizmiş gibi davranabiliyoruz. Zamana değerini verebilmek için zaman ayırmamız gereken alanları iyi tespit edebilmeliyiz.
Bedensel sağlığımızı korumak ona zaman ayırmamızı gerektiriyor. Nasıl mı? Ona iyi bakmamızı, değer vermemizi, onu içsel ve dışsal, fizyolojik ve mekanik olarak beslememizi istiyor. Tam iyilik halimizi koruyabileceğimiz, bu sayede sağlığımızla bütünleşebileceğimiz ve kendimizi de bedenimizi de daha çok sevebileceğimiz bir zaman dilimi oluşturmamızı istiyor.
Beden; metabolizma, fizyoloji ve psikolojinin hemhâl olduğu bir bütün olarak değerlendirilir. Rabbimizin bizlere emaneti olan bedenimizde saniyeler içinde milyarlarca mekanizma çalışır vaziyettedir. Organlar, hormonlar, kaslar ve iskelet gibi pek çok sistem dahilinde devam eden döngü, bedenimizde yaşam olarak vücut bulur.
Sağlık bedenin tam bir iyilik halidir. Tam bir iyilik halini de psikolojik, fizyolojik ve fiziksel açıdan iyi olmak olarak açıklayabiliriz.
Beden oldukça kompleks bir yapı olduğundan tam iyilik ve sağlık halini sağlamak günümüz dünyasında bazen oldukça zor olabiliyor. Fakat bizlere emanet edilen bu bedeni daha sağlıklı tutabilmek, elimizde olan, sadece biraz çaba gerektiren durumlardan ibarettir.
Gün içerisinde biriken stres türevi durumlar vücuttaki oksidatif hasarın yükselmesiyle erken yaşlanmaya, çeşitli hastalıklara sebep oluyor. Biriken stres yükü, fiziksel yorgunluk, mental çöküş beraberinde sağlıksız bir hayat getirebiliyor. O zaman biraz dinlenelim, dinginleşelim ve kendimize günlük bir plan oluşturalım.
Güzel yaşamak ve yaşlanmak, güzel ve temiz beslenmekten geçer. Yediğimiz besinlerde Rabbimiz bize sonsuz moleküller bahşetmiş. Her bir tanesinin görevi bambaşka. Kimi enerji üretiminde görevli, kimi ürememize katkı sağlıyor, kimi kötü ajanlarla mücadele ediyor, kimi yaşlanmamızı önlüyor. Tüm bu besinleri tabağımıza aynı anda almamız çok mümkün olmasa da sadece mevsimsel beslenmek ve gün içerisindeki dengeli dağılımını sağlamak yeterli. Antioksidan kapasiteden yüksek, renkli sebze ve meyveleri öğünlerimizde bulundurarak, yoğurt gibi fermente gıdaları ön planda tutarak, kızartmalardan uzak durarak, trans yağları mutfağımıza sokmayarak, özellikle ailemizi fast food tarzı beslenmeden koruyarak sağlığımız için en önemli adımı atmış oluyoruz. Tabi ki yanında bolca su. Su öyle mucizevi bir içecek ki sağlığın en temel besini bile denebilir.
Sağlık için bedeni içten beslemeyi oturttuktan sonra fiziksel olarak bir rutin oluşturmalıyız. Günlük hareketimizi artırmak, belki temiz havada 20-25 dakika tefekkür yürüyüşleri yapmak, psikolojik etkileri olan nörotransmitterler dopamin ve endorfin salgılanmasını artırdığından ruhsal olarak oldukça iyi hissetmenizi sağlayacaktır.
Son olarak da rutinlerimiz arasında cilt bakımına yer verelim: Yatmadan önce ve sabah uyanınca kendimizce belirlediğimiz, aromatik yağlar bulunan cilt bakım rutini uygulaması, kendimizi bakımlı hissettirecek, kendimize olan özenimizi belirtecek, iyi hissettirecek ve sonuçlarını gözle gördükçe sağlığı sevmemizi sağlayacaktır.
Kendine bakan, kendiyle ilgilenen, bedenine vakit ayıran, ruhen ve fiziken doymuş, dinlenmiş, bu karmaşık dünyada kendisine alan açmış ve dinginleşmiş kadın çok güçlüdür. Tüm ailenizin ve toplumun bu güce ihtiyacı var sevgili hanımlar, kendimize iyi bakalım.
- Güzel ve temiz beslenelim,
- Gün içerisinde kendimize zaman oluşturarak fiziksel aktivite yapalım,
- 15 dakika yalnız kalarak her türlü elektronikten uzak düşünelim ve dinlenelim,
- Sabah ve akşamları cilt bakım rutini oluşturalım,
- Kendimizi sevelim, bedenimizi sevelim ve ona zaman ayıralım.