Doç. Dr. Hilal Uslu Yuvacı (Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD) –
Her insan doğumundan ölümüne kadar bebeklik, çocukluk, ergenlik, yetişkinlik ve yaşlılık gibi yaşam evrelerinden geçer. Çocukluktan yetişkinliğe uzanan bir yolculuk olan ergenlik döneminde, bedensel, zihinsel, duygusal ve sosyal değişiklikler meydana gelir. Ergen, bu süreçte sosyal açıdan daha olgun bir yetişkin rolüne hazırlanırken, potansiyel üreme kapasitesine sahip olmak için birkaç yıl süren karmaşık doğal bir dönemden geçer. Ergenliğin başlangıç yaşı ve ergenlik boyunca ilerleme hızı değişkendir. Kız çocuklarında bu durum erkeklere göre 2 yıl önce başlar ve 8-13 yaşları arasında gerçekleşir.
Hormonal Dalgalanmaların Etkisi
Ergenlik; genetik, beslenme, sosyoekonomik düzey, fiziksel ve psikolojik faktörlerden etkilenir. Vücutta “hormon” adı verilen doğal kimyasallar, bu biyolojik olgunlaşma sürecini başlatan, etkileyen ve düzenleyen en önemli faktörlerdir. Hipotalamus ve hipofizden (beyinde hormon salgılayan bezler) salgılanan hormonlar, gonadların (kız çocuklarında yumurtalıklar, erkeklerde testisler) olgunlaşmasından ve cinsiyet hormonlarının (kadınlarda östrojen, erkeklerde testosteron) salgılanmasından sorumludur. Östrojen hormonu, bu dönemde vücutta birçok değişikliğe neden olur.
Hipofiz bezinden salgılanan luteinize edici hormon (LH) ve cinsiyet hormonlarının kandaki değerleri, erken çocukluk ile yaklaşık 8-9 yaş (ergenlik öncesi dönem) arasında, saptanamaz düzeylerdedir. Ergenliğin başlangıcından 1-3 yıl önce, uyku sırasında düşük olan kan LH seviyeleri ölçülebilir hale gelir. Uykuyla artan LH salgısı hipotalamik gonadotropin salgılatıcı hormonun (GnRH) salgılanmasını tetikler. Klinik ergenlik yaklaştıkça LH’nin gece salınımlarının şiddeti ve sıklığı artmaya devam eder. Erken ergenlik döneminde hipotalamus, hipofiz ve gonadlar arasında meydana gelen sürekli, aktif etkileşim sonucunda vücutta bazı değişiklikler olur. Ergenliğin ilerleyen dönemlerinde, hipofizden FSH ve LH salgılanması ile yumurtalık folikülleri tarafından östrojen salgılanması, yumurtlama ve adet döngülerine yol açar.
Ergenlik Döneminde Beden ve Zihin Değişimleri
Memelerin büyümesi genellikle ergenliğin ilk belirtisidir (10-11 yaş), bunu 6-12 ay sonra kasık kıllarının ortaya çıkması takip eder. Meme gelişimi ilk olarak, meme uçlarının altında küçük, meme tomurcuklarının ortaya çıkmasıyla başlar. Göğüslerin tam olarak gelişmesi için yaklaşık 2 yıl geçmesi gerekebilir. Çoğu kız çocuğunda meme gelişiminden önce saptanabilen en erken değişiklik büyümenin hızlanmasıdır. Yumurtalıklardan salgılanan östrojen hormonu, kemik büyümesi ve kemik olgunlaşması üzerine doğrudan etkili olduğu gibi, bu dönemde hızlı büyüme atağından sorumlu olan büyüme hormonu üretiminin artmasını da sağlamaktadır. Östrojen hormonunun vajinayı etkilemesi ile genellikle ilk adetten 6 ila 12 ay önce başlayan, ince, beyaz, kötü kokulu olmayan doğal bir vajinal akıntıya neden olur. İlk adetin görülmesi (menarş) ortalama olarak ergenliğin başlangıcından 2 ila 2,5 yıl sonra ortaya çıkar. Fiziksel aktivite sırasında daha fazla terleme, vücut kokusunda değişiklik ve artış olur. Ciltte sivilceler (akne) ortaya çıkabilir.
Ergenlik döneminde büyüme atağı, cinsel özelliklerin olgunlaşması, kas ve yağ dokusunun cinsiyete özgü yeniden dağılımı gibi bir dizi önemli gelişimsel biyolojik değişimlerin yanında duygusal farklılıklar ve gelişim de olmaktadır. Bu duygusal dalgalanmalar adet dönemlerinde daha da kötüleşebilir. Ergenlerde anksiyete bozuklukları ve depresyonun birlikte görülmesi yaygın bir durumdur.
Sağlıklı ve yeterli beslenme, fiziksel aktivite ve sosyal destek normal bir ergenlik sürecinde önemli faktörlerdir. Bu süreçte ebeveynler, okul personeli, doktorlar ve psikologlar ergenlik dönemindeki bu değişikliklerin farkında olmalı ve erken destekleyici bakım sağlamalıdır. Ebeveynler ise ergenlik dönemindeki çocuklarını nelerin beklediğini anlamalarına yardımcı olmalı ve yaşadıkları tüm değişikliklerin normal olduğunu hatırlatmalıdır.
Ergenlik döneminde olan bir kız çocuğunda, özellikle ilk yıldan sonra görülen adet dönemi düzensizlikleri varsa, artan derecelerde adet ağrıları ve kramplar mevcutsa, vajinal akıntı, kaşıntı ve koku, geçmeyen sivilceler ve depresyon veya intihar düşüncesi gibi ciddi duygusal belirtiler yaşanıyorsa bir uzmana danışılması gereklidir.
Sağlıklı günler dileklerimle.
Teşekkür ederiz ????