20 Mart 2025 / 20 Ramazan 1446

Dünya Çapında Müslüman Kadınların Giyim Tarzları

Rabia Yener – 

İslam, hem kadına hem de erkeğe kendi içinde çeşitlilik arz eden ancak mahremiyeti koruyan bir kılık kıyafet yönetmeliği getirmiştir. Buradaki amaç toplumu bir bütün olarak korumak, sade, mütevazı ve dikkat çekici olmayan giyim kuşamı teşvik etmektir. Bu durum cinsiyetler arası saygıyı doğurduğu ve koruduğu gibi hayatımızı onurlu ve seviyeli bir düzeyde sürdürmemizi de kolaylaştırır.

Kıyafetimiz; inceliği veya kalınlığı ile yaşadığımız coğrafyanın iklimini, seçkinliği, sadeliği veya abartılı olmasıyla kültürümüzü ve yaşam tarzımızı, resmiliği veya rahatlığıyla sosyal statümüzü gösterir. Tüm bunlara ek olarak, özellikle de gayrimüslim ülkelerde kılık kıyafetimiz üzerine bir misyon daha yüklenir; çünkü dış görünüşünüz, hangi dine mensup olduğunuzu ve hatta hangi Müslüman ülkenin vatandaşı olduğunuzu aşikar eder. 

Her coğrafyanın beraberinde getirdiği bir medeniyet, zevk, kültür, yaşam şekli ve coğrafi şartları vardır. Bu şartlar, tahmin edebileceğiniz üzere kıyafetler konusunda da belirleyici bir rol oynar. İslamiyet’in tek tip kılık kıyafet anlayışından uzak oluşu ise İslamiyet’in belli başlı kalıplardan azade olduğunu gösterir.

Kuşkusuz hepsinin ortak özelliği İslamî şartlara uygunluğu, mütevazı ve gösterişsiz yahut günümüz ifadesiyle modest oluşlarıdır.

İslam’ın kendi içindeki çeşitliliği, her renk, her statü, her ırktan insanı kucakladığı düşünülünce, tek bir kaynaktan doğan İslam’ın, giyim kuşam konusunda böylesi bir çeşitlilik göstermesine de şaşmamak gerekir.

Son yüzyılda Müslüman kadınların aktif çalışma hayatına dâhil olmalarıyla beraber giyinme tarzları da pek çok değişime uğradı. Bu kadınların artık daha rahat ve daha modern (Batılı) formlarda kıyafetler tercih etmeye başladıklarını söyleyebiliriz.

Ülkelere Göre Müslüman Kadınların Giyim Tarzları

İnançlı bir Müslüman kadın için tesettür, sadece örtünmeden ibaret değildir; bir dünya görüşü, bir yaşayış biçimi, bir kimlik ve çok daha fazlasıdır. Her ne kadar Müslüman kadınların giyim tarzları kendi içinde pek çok farklılıklar içerse de, özünde İslamî motifleri ve değer yargılarını bünyesinde taşır.

ABD: Müslüman bir ülkede Müslüman gibi giyinmek ile gayrimüslim bir ülkede Müslüman gibi giyinmek arasında bir hayli fark vardır. Birincisinde içine doğduğunuz ortamda sosyal baskı olmadan giyinmek varken diğerinde, üzerinize çevrilmiş bakışlarla ve önyargılarla mücadele ederek giyinmek vardır. Bu yüzden Amerikalı Müslümanlar özel ve geleneksel günler hariç, alabildiğince dikkat çekmeyen sade, genellikle tek renk veya pastel renklerden oluşan daha modern formlarda kıyafetleri tercih ederler. Siyahi kadın Müslümanların kıyafetleri ise en az kişilikleri ve hayatları kadar renklidir ve etek boyları topuklarına kadar uzanır. Başörtüleri çoğu zaman başının üzerine dolanmış türban şeklindedir.

İran: 1979 İran devriminden kısa bir süre sonra kadınlara kıyafet zorunluluğu getirildi ve sokağa örtüsüz biçimde çıkmaları yasaklandı. Devrimin tercih ettiği çador denilen dış kıyafet sadece dindar kesim tarafından tercih edilirken, çoğunluğu oluşturan ve kendilerini daha modern olarak tanımlayan kadınlar ise saçlarını tam olarak kapatmayan başörtüleri ve daha batılı kıyafetleri tercih etmektedirler.

Çador, çadar ya da çadur İran’da kadınlar tarafından giyilen bir çeşit çarşaftır. Kullanımı antik zamanlara, Ahamenis İmparatorluğu’na dayanır. Pehlevi Hanedanı döneminde Batılı kıyafetler tercih edilirken, İran İslam Devrimi’nden sonra yeniden yaygınlaşmıştır. Günümüzde İran’da örtünmek zorunlu olsa da, çador kullanımı zorunlu değildir. Bu çarşaf, daha çok dinî ya da geleneksel sebeplerle tercih edilir.

Endonezya: Endonezya’da, bazı eyalet kanunları Müslüman kadınların başörtüsü takmasını teşvik eden yasalar çıkarsa da ulusal hükümet tarafından başörtüsü zorunluluğu getirilmemiştir. 

Genellikle şifon ve batik kumaşlar* tercih ederek mütevazı ve şık görünmeyi tercih eden Endonezyalı Müslüman kadınların, Arap kültüründen etkilenen akımları tercih etmediklerini söyleyebiliriz. Kendilerine mahsus bir giyim tarzları vardır. 

Pakistan: Pakistan`ın etnik örtüsü, tıpkı diğer Hint ülkelerininki gibi dupatta’dır. Dupatta, Pakistan’daki en yaygın örtü türüdür. Boynun çoğunu ve bir miktar saçı açıkta bırakan, başın üzerine yerleştirilen hafif bir kumaştan yapılma uzun başörtüsüdür. 

Şalvar ve kamız ise Güney ve Orta Asya’nın geleneksel bir elbisesidir. Bu kıyafetler Afganistan ve Pakistan’da hem kadınlar hem erkekler tarafından tercih edilirken, Hindistan ve Bangladeş’te ise çoğunlukla kadınlar tarafından tercih edilmektedir.

Türkiye- İstanbul: Yabancı bir gözlemci, Türkiye’deki kadınların giyim tarzını şöyle tarif ediyor:

“İstanbul’da tesettür boynu örten yüksek yakalar, uzun etek boyları ve saçı tamamen örten başörtüleriyle karakterize edilebilir. Müslüman kadınlar aşırı bol olmayan, çok da üzerine yapışmayan temiz, düzgün ve özenli kıyafetler giyerler. Bu biçimle ilişkilendirilen kıyafetlerin mantığı, estetik değer yargıları ile birleşmekte, aynı zamanda ahlakî değerleri koruma ve toplum ahlakına ters düşmeme ilkesine dayanmaktadır.”

Bu bağlamda İstanbul’daki giyim tarzı “ölçülü kesim, renk uyumu, dengeli bir form” şeklinde özetlenebilir.

Türkiye’deki kadınlar, kıyafetlerinin ve başörtülerinin toplum içinde göze hoş görünecek şekilde olmasını önemserler, renk uyumuna son derece dikkat ederler. 

Son olarak şu detayı da eklemek isterim: Diğer birçok Müslüman ülkede yaşayan kadınlar, bayramlarda ve özel günlerde kendi geleneksel kıyafetlerini giymeyi tercih ederken Türkiye’deki kadınlar, özel günlerde ve bayramlarda temiz ve yeni herhangi bir kıyafet giymekle yetinirler.

Kaynaklar