Anne rahmine düşmekle başlayan bir süreci, hayatın son demlerini konu edindik bu sayıda. Her dönemin güzellikleri olduğu gibi yaşlılık da güzeldir dedik. Aslına bakarsak etimolojik olarak her yaş alışımız yaşıyor olduğumuzun ispatı. Yani yaşlılık daha çok yaşamış, hayata tutunmuşluk anlamlarını barındırıyor, olumsuz anlamlardan ziyade.
Özellikle gençlik dönemlerinde sanki yaşlılık bize gelmeyecek gibi hayatı yaşarız. Çok yaşamak ama yaşlanmamak da isteriz. Gençlikte günler kısa yollar uzun, yaşlılıkta ise günler uzun yollar kısa diye bunun için söylenmiş olsa gerek. Elbette yaşımız ilerledikçe genetik faktörler, beslenme, hayat şartları, kronik rahatsızlıklar gibi sebeplerle fiziksel olarak bazı değişiklikler olacaktır. Eski hareketliliğimiz, çevikliğimiz, sıhhatimiz kalmasa da milattan önce yaşamış olan Çiçero’nun “Yaşlılığa karşı en mükemmel ilaç, bilgili ve erdemli olmaktır.” ifadesi kaybedilenlere odaklanmadan geleceğe bakabilmek adına gerçekten çok değerlidir. Hayatını ilme adayan, 18. cildini yazmakta olduğu eserini tamamlayamadan 94 yaşında 2018 de aramızdan ayrılan Fuat Sezgin bu ifadeye güzel bir örnek olsa gerek. Montaigne de yaşlanmanın, yüzümüzden çok aklımızda buruşukluklar yaratacağından korktuğunu dile getirmekle akla vurgu yapmıştır. Bence akıllı yaşlı, tatlı dili, gülen yüzü ile sevdiklerini etrafında tutabilendir, istisnalar olsa da. İzmir’deki 2000 yaşındaki zeytin ağacının muhteşemliği gibi Bolu’daki Türkiye’nin 1000 yaşındaki en yaşlı meşesi, Bahçeköy’de 600 yaşındaki Uyuyan Çınar gibi zamana meydan okuyup her anlarını ilimle taçlandıran bilge insanlar, hayatı bir oyun kabul edersek; son sahneyi oynadıktan sonra da yaşamaya devam edeceklerdir.
Kendini ilme adamış kimseler, yaş aldıkça bilgeliği artanlar da etraflarında kendilerinden bir şeyler öğrenmeye çalışan gençler oldukça yaşlandıklarını dahi fark etmezler. Yaşlılıkta en çok karşılaşılan yalnızlık ve dışlanma, haliyle onlar için sorun olmayacaktır. Stephen Hawking gibi fiziksel yeteneklerini kaybetmiş olsalar dahi düşünce ve akılları ile topluma faydaları devam edecektir. Onlar etraflarını aydınlatırken geniş ailelerde de büyükanne büyükbaba hikâyeleri, nasihatleri ile hayatları aydınlanır diğer ev ahalisinin. Her ne kadar artık o geniş aileler kalmamış olsa da. Yaşlı kimselere gösterilen saygının da kişiye değerli olduğu hissini vereceği unutulmamalı. Bunun güzel bir örneği de köy ve mahallelerde kurulan ihtiyar heyetleridir. Sağduyu sahibi, yaşlı, uzlaştırıcı, ileri görüşlü, parlak fikir sahibi kimselerden seçilir üyeler zira.
Yaşlıların diğerkâm oluşu, kendilerinden sonra gelecek nesilleri de düşünüyor olmaları genç neslin de öyle yetişmesi adına rol model olmaları demektir.
Ayşe Hümeyra Ökten’in yaşlılık duası ile sözlerimizi noktalarken, yeni sayımızı istifadenize sunuyoruz: “Ya Rabbi akıllı, hafızalı, sağlıklı, ibadetli, izzetli, ikramlı bir hayat, son nefesimize kadar kendi hizmetimizi rahatlıkla tertemiz yapabilme gücü, beş vakit namazımızı erkânıyla kılabilmeyi ve kendi aldığım abdestle iman-ı kâmille göçmeyi nasip eyle, çekmeden, çektirmeden, iğrenilecek, utanılacak, acınacak durumlara düşmeden Resulullah (sav)’ın cemal-i şerifini göre göre, rahatlıkla kelime-i şehadet getire getire son nefesimi, iman-ı kâmille Medine’de teslim eyle ya Rabbi.”