9 Aralık 2024 / 7 Cemaziye Ahir 1446

Fertten Topluma Üç aylar

İslam, teslim olmak, ilahi iradeye uyma olarak belirtilirse genel anlamda İslam, kâinatın işleyiş mekanizmasıdır. Canlı cansız tüm varlıklar İslam’ın iradesi altındadır. İslam din olarak sadece ruhani yanı denetleyen, düzenleyen sistem olmaktan ziyade yenidünya görüşüyle topyekûn farklı bir anlam getirmiştir. Amaç ile araç, madde ile ruh, dünya ile ahret birlikteliği göze çarpar.

Manevi atmosferin bizi sardığı şu zaman diliminde(üç aylarda) iman-amel ilişkisinde Allah’a inanan kişi bu ayları fert olarak yaşayıp toplumsal boyuta taşımayı gerçekleştirebilecektir. Din, insan ve toplum hayatında en dinamik değerdir. Kişi, inanmaya dayalı bu değerde en üst değerden kaynaklı olan ibadetlerini ferdi olarak yaparken topluma yaymakla da görevlidir. Sosyalleşme insanın doğuştan getirdiği ego-santrik (ben merkezci) duygunun aşılmasıyla gerçekleşir. İslam dini bu anlamda bireyi en temel ilkeden Allah’a, inançtan hareketle sosyalleşmeye götürür. ‘ Sizden biriniz kendisi için istediği şeyi kardeşi için istemedikçe tam mü’min olamaz ‘ hadisi şerifinde geçtiği üzere fert ile diğerleri arasında dayanışmaya, muhabbete çağrı vardır. Müslüman sosyal bir varlıktır. Emri bil mağrufu yayma yönüyle sosyaldir. Diğer insanlarla ilişki kurması onu sosyal kılar. Müslüman şahsiyet, beşeri sistemlerin sosyal şahsiyetinden farklıdır. Vahiyden beslenen şahsiyet, Kur’ân ve sünnet ışığında gelişir. Şahsiyetini temiz, sadık, iyiliksever kısacası ‘iyi ilkesine ‘ davranışlarını yerleştirir. Yaratanın belirlediği naslarla inancını sosyal yaşantıda icra eder. Bu bağlamda üç aylık zaman diliminde yaratıcısının ondan istediklerini, Peygamber (s.a.v) Efendimizin istediklerini pratiğe aktarır. Mesela Peygamber (s.a.v) Efendimizin “ahirete inanan kimse misafirine ikram etsin “ tavsiyesi. Burada inanç ve eylem birlikteliği görülmektedir.

İslam’da ibadetler devamlılık arz eder ve belli zamanlarda yapılır. Tevhit inancı çerçevesinde yapılan amellerin değerli-geçerli olması yani salih amel olması önemlidir. Salih amel bireysel anlamda başlayıp sosyal hayatı kuşatan ameldir. Dinimizin temel ibadetlerinden olan namaz, zekât, hac, oruç gibi fertle başlayıp toplumda sonuçlarını gördüğümüz ibadetler önemlidir. Mesela Kur’an’ın okunması ve onunla amel edilmesi önemlidir. Çünkü sosyal ilişkilerde kötülüğü önleyici ölçütleri vardır.

Sosyal hayatta “birincil ve ikincil ilişkiler “ önemlidir. Birincil ilişkilerde sıcak, samimi yüz yüze ilişkiler vardır. Bu anlamda baktığımızda İslam’da günü birlik ibadetlerden sayılan mesela davete icabet, hasta ziyareti, ikram, selamlaşma vb. ibadetler birincil ilişkilerden olup kalıcılık açısından çok önemlidir. Toplumda muhabbet ve kaynaşmayı sağlar. İbadetler ahlaki eylem alanını canlı tutar. İyi ile kötünün tercihinde iyi olanı seçmek bireyin ahlakı yanında toplumun ahlakını da belirler. Bireyin davranışlarına iyiliğin yerleşmesi ruh arınmasına yol açar. Zekât müessesinin işletilmesiyle kalp tezkiyesi sağlanırken toplumsal boyutuyla birlik beraberlik sağlanır. Yine namazla ilgili olarak yalnız kılınan namazdan yirmi yedi kat daha fazla sevap içeren cemaatle kılınan namaz vardır. Peygamber (s.a.v) Efendimizin bu çağrısını bilen duyan cemaatle namaz kılmaya gayret edecektir. Zengin fakir sınıfının statü farklarının kalkması, aynı safları paylaşanların birlikteliğidir. Bu birlikteliğe adım atmanın mevsimidir üç aylar. Recep ayı şehrullah, Allah’ın ayı tövbelerin arttırılması gereken bir aydır. Dil ile yapılan tövbeye ilaveten yaptığı kötülükten ( bireysel ve toplumsal ) hatadan dönüş yapma ayıdır. Gerçek anlamda el- Gaffar’a, el-Gafur’a, el- Tevvab’a, el-Afüv’e ( affı çok olan, günahları silen onlar hiç yokmuş gibi kabul eden ) sığınma ayıdır. Affedilecek, affı gerçekleştirecektir. Sağır olma ayıdır. Birbirinin hatalarını örtme ayıdır, sükûnet mevsimidir. “ Allah öfkelerini yenenleri ve insanların kusurlarını affedenleri, iyilik yapanları sever.” Al-i İmran 134. Ayet. Allah’ın sevgisine ulaşmak isteyen birey ve toplum için ölçü bellidir. Sevgiyi bir metot olarak kullanma fırsatıdır üç aylar. Yaşadığımız coğrafya ve dünya coğrafyasında en büyük eksikliktir af ve sevgi duyguları. Dikene rağmen gülü, eksikliğine rağmen insanı sevme ayıdır. Toplumsal barış, kardeşlik günleridir.

Günümüz insanı zamanla yarış halinde olmasına rağmen zamanı yakalayamıyor. Telaşlı bir ruh ve beden yapısıyla çok fırsatları kaçırıyor. Maddenin esiri olmuş fertler olarak maddi yönlü beslenip ruhi yönü boş bırakılmakla suni mazeretlerle ahreti kazanmayı adeta kendimize zorlaştırıyoruz.  Zamanı, parayı, ömrü, insanları, değerleri, dini tüketmekteyiz. Böyle zor bir çağda tüketimin karşısında direnmeye davet vardır. Üç aylık zaman diliminde silkinmeye, farkında olmaya davet vardır. Zikir, tevbe, namaz, oruç, dua, Kur’an okuma, ilim, yetime, fakire, kimsesizlere içimizdeki “ ben”e ulaşma ayıdır.

Allah kullarına merhamet eder, kulunu cennetinde görmek ister, vesilelerle buna zemin hazırlar. İşte bu zemin ve vesilelerin bizi sardığı günler ve geceler bizimle beraber. Yüce yaratıcı zaman içinde zaman bahşederek kulunu mükâfata boğar. Farkındalık sağlanırsa cennet hayatı bu dünyada da yaşanılır hale getirilir.

 

Beyhan Küskü

Feyzü’l-Furkan Kur’an-ı Kerim Meali

Dua Kitabı

İlk Dönem İslam Toplumunun Şekillenişi-Mustafa Aydın