22 Ocak 2025 / 22 Recep 1446

Hadis Usulü-25

A- Tâlibin (Hadis Öğrencisinin) Âdâbı

İslâm uleması hadîs talebesinin şu âdâba uymasını şart koşmuştur:

1) İyi Niyet (İhlas)

Niyette ihlâs sahibi olmalı ve hadîs tahsilini sırf Allah rızası için yapmalıdır. Dünyevî bir maksada kesinlikle yer vermemelidir. İyi niyet veya daha doğru deyimle ihlas, hadis öğrencisinin ilk görevidir. Hadisle meşguliyetten beklediği başka değil, sadece Allah’ın rızasını kazanmak olmalıdır. Hz. Peygamber “Sözümü belleyip tebliğ edenlerin Allah yüzlerini ağartsin!” buyurmuştur. Süfyan es-Sevri de “Allah’ın hoşnudluğunu dileyen kimseler için hadis öğrenmekten daha üstün herhangi bir amel bilmiyorum.” demiştir.

Hadis öğrencisi, öğrendiklerini dünyevi herhangi bir amaca alet etmekten kaçınmalıdır. Hz. Peygamber “Kendisiyle Allah’ın rızasının aranması gereken bir ilmi, dünyevi bir maksatla öğrenen, Cennetin kokusunu bile alamaz!” buyurmuştur.[1]

Hadis öğrencisi, Allah’dan kolaylık, tevfik, doğruluk ve güzel ahlak istemelidir. Ebu Asım en-Nebil “Hadis öğrenmek isteyen, dini işlerin en yücesine talib olmuş demektir; kendisinin de insanların en üstünü olması gerekir.” demiştir.

2) Hadisi Ehlinden Almaya Çalışmak:

Hadis öğrencisine, bütün gayret ve imkanlarını seferber ederek bu ilmi, ilim, amel ve takva ile meşhur hocalardan almaya çalışması yaraşır. Böylesi, kendi çevresinde yoksa, geçmişte ulemanın yaptığı gibi uzun ve yorucu yolculukları göze almalıdır.

Hadis öğrecisi isnâd-ı âlî aramalıdır. Bölgesindeki âli isnâdı bitirince uzak diyarlara bu maksatla seyahat etmelidir.

3) Öğrendiğiyle Amel Etmek

Kur’an-ı Kerim, bildiğiyle amel etmeyenleri “kitap taşıyan eşeklere” benzetmiştir.[2]

İmam Şafii’nin hocası Veki’ b. El-Cerrah da “Hadisi öğrenmek stiyorsan, onunla amel et!” demiştir.

Abdullah b. Mesud, ileri gelen sahabilerin on ayet ezberleyince, amel etmesini ve manalarını öğrenmedikçe, başka ayetlere geçmediklerini haber vermektedir.[3] Bir başka âlim de “Zekat oranı kırkta birdir. İki yüz hadis öğrenen bu öğrendiklerinin zekatını vermiş olmak için beş tanesiyle amel etmelidir.” der.

Hadîslerde vârid olan fazîletli amelleri imkân nisbetinde işlemelidir. Hatta Bişr İbnu’l Hâris el-Hâfi: “Ey hadîs ashâbı, hadîsin zekâtını ödeyin, hiç olsun her ikiyüz hadîsten beşiyle mutlaka amel edin” demiştir. Vekî de: “Hadîsi hıfzetmek istersen, onunla amel et” der.

4) Hocaya Saygı Göstermek

Hadis öğrencisinin, hocasına ve hocalarına, hadise ola saygı ve edebinden gelen bir hisle saygı ve tazim göstermesi gerekir. Onu ne utanma ne de büyüklenme, ilmi öğrenmekten ve bilmediğini usulünce sormaktan alıkoymamalıdır. Mücahid “Utangaç ya da kibirli olan ilim öğrenemez!” der.

Tâlib, dinleme işini uzatıp, şeyhin azarlamasına meydan vermemelidir. Zührî: “Meclis uzarsa şeytan da nasiplenir” demiştir.

5) Arkadaşlarına Yardımcı Olmak

Öğrendiklerini gizlemeyip, diğer talebelerin de istifâdesini sağlamalıdır.

Hadis öğrencisinin hadis öğrenmekten ilk elde ettiği meziyet, arkadaşlarına faydalı olma niteliğidir. Çünkü müzakere hadis öğreniminin temelidir. Kim, bildiğini sadece kendisine saklamak ve böylece ötekilerden üstün olmak isterse, o bildiğinden istifade edemez. Malik b. Enes (r.a.) “Hadisin bereketinden istifade etmek için hadis öğrencilerinin birbirlerine yardım etmesi gerekir.” demiştir.

6) Tedrici Bir Metodla Çalışmak

Tedrici (yavaş yavaş belli ve makul bir sıra ile) öğrenim, önemli ve fakat birçoklarının hoşlanmadıkları, bıkkınlık gösterdikleri bir tarzdır. Halbuki ilimde asıl olan sıra ile ve planlı bir şekilde öğrenmektir.

Hadis kitaplarının hepsini bir anda okuma imkanı olmadığına göre onları belli bir sıraya koyduktan sonra teker teker okumak zarureti ortadadır.

7) Hadis Usulüne Önem Vermek

Hiçbir hadis usulü öğrencisi hadis usulü ilminden müstağni kalamaz. Öğrendiği hadislerden ancak iyi bir usul bilgisi sayesinde yararlanabilir. Bunun için de muteber ve meşhur usul kitaplarından istifade etmek gerekmektedir. Önce usul konularını ana diliyle yazılmış bir veya birkaç usul kitabından okuduktan sonra  usul kitaplarını mütalaa etmek gerekir.

Yeterli bir hadis tarihi ve hadis literatürü bilgisi ile usul bilgileri takviye edilmelidir.

8) Kendisinden Aşağı Olandan Hadis Almak

Rivâyet ve dirâyette kendisinden dûn (aşağı) olandan da hadîs almalıdır. Vekî: “Kişi fevkindekinden, emsâlinden ve mâdûnundan hadîs yazmadıkça asâlete eremez” der.

9) Hadisleri Kavramaya Çalışmak

Hadîs talebesi sadece ezberlemekle veya yazmakla kalmamalı, anlamaya, kavramaya da çalışmalıdır.

10) Hadis Kitaplarına Önem Vermek

Sahîheyn’e gerekli alâkayı göstermeli sonra sünenleri, sonra müsnedleri, ilel kitaplarını, sonra ricâl kitaplarını ve târîh kitaplarını okumalıdır.

11) Hadis Dinleme İşini En Az Temyiz Yaşında Yapmak

Hadîs dinleme işi en az temyîz yaşında olmalıdır. Temyiz’e ermeden yapılan dinleme sahih değildir. Gerçi Şamlılar 30, Kûfeliler 20 ve Basralılar 10 yaşından önce hadîs dinletilmemeli, bu yaşa kadar Kur’an vs. öğrenmeli demiş, bu yolda tatbîkatta bulunmuşlardır. Ancak Ashab’tan birçoğu Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)’i küçükken gördükleri halde, yaptıkları rivâyetler, başta Buhârî, bütün hadîs kitaplarında yer alır. Bu durum, Selefin, temyiz yaşına giren çocukların semâını (hadis dinlemelerini) sahîh addettiğini gösterir. Nitekim Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)’ın torunu Hz. Hasan (radıyallahu anh) Resûlullah’ın vefâtında sekiz yaşlarında idi. Abdullah İbnu-z-Zübeyr, Nu’mân İbnu Beşîr, Ebu’t-Tufeyl el-Kınânî, Sâib İbnu Yezîd, Mahmud İbnu’r-Rebî Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)’ı büluğdan önce görmelerine rağmen rivâyetleri muhaddislerce kabûl edilmiştir. Ahmed İbnu Hanbel, işittiğini aklında tutma yaşı prensibini koyar. Buhârî ve Evzâî de hemen hemen bu görüşü benimser. Nitekim Buhârî’de rivâyeti kaydedilen Mahmud İbnu’r-Rebi, Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)’ın vefâtında beş yaşında idi. Diğer taraftan Abdullah İbnu’z-Zübeyr (radiyallahu anh)’in 3-4 yaşındaki müşâhadesi ile ilgili rivâyet hüsn-i kabûl görmüştür.

Şu halde, semâ’ın başlangıcı için rakamla ifâde edilecek kesin bir yaş haddi yoktur.[4]

[1] Tirmizi, İlim: 6
[2] Cuma suresi 5
[3]Taberi, Camiu’l-Beyan: 1/80.
[4] İsmail Lütfi Çakan, Hadis Usulü, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yayınları: 49,50,51