Rivayet Mahsulleri:
Adab, keyfiyet ve vasfını özetlemeye çalıştığımız rivayet, netice itibariyle Hadis Kitapları dediğimiz hadis metinleri literatürünün meydana gelmesine sebep olmuştur. Hadisçilerin değişik usul ve farklı muhtevalara sahip olarak oluşturdukları hadis metinleri kitaplarını biz Rivayet Mahsulleri adı altında tanıtacağız.
Tanıtmada hem tarihi sırayı hem de tasnif sistemlerini dikkate alacağız. Bu iki noktadan hareket edildiği takdirde “Rivayet Mahsulleri”ni önce iki ayrı grupta düşünmemiz uygun olacaktır.
- A) Tasnif Devri Öncesi Rivayet Mahsulleri:
1) Sahifeler: Hz. Peygamber’in hayatında bazı sahabiler tarafından, Hz. Peygamber’den bizzat duydukları hadisleri yazmalarıyla veya Tâbiun tabakasından bazı ravilerce sahabilerden öğrendikleri hadisleri yazdıkları notlarla oluşturulan ve o haliyle daha sonrakilere intikal eden küçük hacimli vesikalara “sahife” denilmektedir. Sahifeler’e Kur’an ayetlerinden sonra İslam kültürünün ilk yazılı vesikaları gözüyle de bakılabilir. Bunların en meşhuru Abdullah b. Amr b. El-As’ın (93/712), Hz. Peygamber’den bizzat duyduğu hadisleri yazıp bir araya getirdiği “es-Sâhifetu’s-Sâdıka”sıdır. Hemmam b. Münebbih (101/719)in, Ebu Hureyre’den duyup yazdığı 138 hadisten oluşan “es-Sâhifetu’s-Sahiha” veya “Hemmam b. Münebbih’in Hadis Sahifesi” de sahifelerin günümüze ulaşabilmiş yegâne örneğidir.[1]
Kitaplık çaptaki rivayet mahsullerinin tasnif edildiği dönem ve daha sonraki asırlarda Sahifeler’e bir daha rastlanılmamıştır.
2) Cüzler: Küçük hacimli rivayet mahsullerinden olan cüzler, muhteva olarak birkaç çeşittir:
- a) Bir tek ravinin rivayetlerini ihtiva eder. Mecela Cüz’ü hadisi Ebu Bekir gibi.
- b) Belli bir konudaki hadisleri ihtiva eder. Buhari’nin Cuz’ul-kırâe halfe’l-imâm’ı ve “Ref’ul-yedeyn fi’s-salat”ı gibi.
- c) Belli sayıdaki hadisleri ihtiva eder. Erbeûn (Kırk Hadis) cüzleri gibi.
- d) Bir hadisin muhtelif senedlerini ihtiva eder.
Cüz adı verilen rivayet mahsulleri sayı olarak oldukça kabarıktır. Katib Çelebi, Keşfu’z-Zunûn’da (1/583-590); Kettani de er-Risâletu’l-Mustatrafe’de (86-94) bütün bu çeşitlerine birçok örnek cüz isimleri sıralamaktadırlar.[2]
3) Erbeunlar: Musannıf’ın ilgisini çeken herhangi bir konuda veya değişik konularda toplanmış kırk hadisten oluşan erbeun’lar, aslında tedvin ve tasnif dönemi içinde ilk kez vücud bulmuş bir türdür. İlk erbeun müellifi olarak bilinen zat Abdullah b. El-Mubarek (181/797)dir. Ne var ki bu tür Nevevi’nin (676/1277) kık hadisi ile tanınmıştır. “Her kim ümmetim için din işlerine ait kırk hadis bellerse, Allah onu fakihler ve alimler arasında haşreder” hadisi şerifinden kaynaklanan kırk hadis kitapları, tertib ve düzenleme açısından herhangi bir önem arzetmedikleri için onlara tasnif devri öncesi rivayet mahsulleri arasında -cüzlerin de bir çeşidi olduklarını dikkate alarak- yer vermeyi uygun bulduk. [3]
[1] Bu sahife üç ayrı tercümesiyle dilimize kazandırılmış bulunmaktadır.
[2] Yazma eserlerde her 10 varak’a bir cüz denildiği bilinmektedir. Tıpkı Kur’an-ı Kerim’in her 20 sayfası bir cüz kabul edildiği gibi.
[3] İsmail Lütfi Çakan, Hadis Usulü, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yayınları: 69-70-71.