İnsan nedir sorusuna “düşünen canlı” cevabının verilmesinden yola çıktığımızda ilk ayetle verilen emir olması açısından okuma eyleminin önemi daha iyi anlaşılacaktır.
Yaratılmış onca varlığın içinden, canlı olma vasfı ile öne çıkan insanoğlu; canlılar içinden de düşünme vasfı ile ayrılarak, yaratılmışların en şereflisi konumuna oturmaktadır. En şerefli varlık olmak bakımından insanın düşünce dünyasında okumanın fonksiyonu nedir? İnsan duyularla aldığı bilgiyi öncelikle ortak duyu merkezinde toplamaktadır. Ardından bu veriler hayal gücüne geçmekte, algılar üzerinde terkip ve tahlilin neticesinde ilk soyutlamaya ulaşan insan zihni, vehim gücüyle yeni bir terkibe ulaşmakta ve nihayet devreye giren akıl gücü anlam ile buluşmaya hazır hale gelmektedir. Böylece bilgilenme süreci tamamlanmaktadır. Bu süreçten yola çıkarak insanın yeni bilgilere ulaşması için yapması gerekenin öncelikle beş duyusu ile algılaması olduğunu anlıyoruz. Okumak, görme duyusu ile bilgilere nüfuz edilmesi ve zihnin geçireceği aşamalar sonucu yeni bilgilerin oluşmasında etkili bir yöntemdir.
Taşköprülüzade, bilgiyi “aklın kulluğu” olarak tanımlamaktadır. O halde amaç bilgi edinerek bilgilenmek ve aklımızı bilgi ile beslemek olmalıdır. Akıl; doğayı, yazılı metinleri okuyarak; kişinin kendi yapıp ettikleri üzerinde düşünerek, sohbet, eğitim ve nefs muhasebesi yolu ile beslenir. Bu beslenme kaynakları içinde olan okumanın gerek dış dünya gerekse iç dünya ile alakalı kısımlarını düzgün bir şekilde yapmak önemlidir.[1]
Merhum Mahmud Es’ad Coşan Hoca Efendi’nin “ibadet gibi zaman ayırın” diye teşvik ettiği okuma süreci “İki günü eşit olan ziyandadır”[2] hadisinin işaret ettiği ziyanlığı bozmak için en ideal yöntemdir. Dolayısı ile iki dünyada da mutlu olmanın yolu her an okumak ve sürekli gelişmekten geçmektedir.
Okuduklarımızı önce bilgi sonra da davranış düzeyine geçirerek tekâmül sürecine katkılar sağlamalıyız.
“İnsanlar helak oldu bilenler müstesna; bilenler helak oldu amel edenler müstesna; amel edenler helak oldu ihlaslı olanlar müstesna”[3] hadisi gereğince tüm basamakları geçip, ihlasa ulaşıp felaha erenlerden olmak temennisiyle, sağlıklı okumalar temenni ederim.
Özlem Kara
[1] Fazlıoğlu, İhsan, Şehir ve Kitap Üzerine, s.16
[2] Ebu’l-Leys es-Semerkandi, Tenbihu’l Gafilin, s.220
[3]Acluni, Keşfü’l-Hafa, 2/280 no.2795