Eğitimci Ayfer Kaptaner
Ben bir kulum,
Varoluş gayemi bilmek,
Bütün işlerimde bunu düşünmek,
Hatırda tutmak,
Kendime zulmetmemek,
İki dünyada da ahengi bulmak, benim görevim.
Yaratıcım, insanlık ve çevrem için
Güzel ve iyi işler yapmak da benim işim.
“Hanginiz daha güzel işler yapacak, bunu imtihan etmek için sizi yarattık.” Mülk, 2
Hepimiz insan ömrünün sınırının sayılarla ifade edildiğinde bu sınırın çoğunlukla üçlü rakamlara ulaşmadığının farkındayız. Bu vakti en güzel şekilde geçirebilmek; en iyinin tasarımcısı, uygulayıcısı ve sahibi olmak istiyoruz. Bunu varoluş gayemizden gelen fıtrî özelliklerimizden biri olarak görebiliriz. Fıtratımız, yaradılış gayemize uygun yaratılmış olsa da modern dünya bunu deforme etmiş olabilir. Bunun asıl, temiz ve saf haline döndürülmesi hepimizin gayreti ve isteği.
Güzel, iyi işler yapmak görevimiz ise bunu mümkün kılmanın yöntemi var mı?
Ya da iyi işlere nasıl muvaffak olabiliriz, işlerimiz nasıl iyi iş olur?
Her işte olduğu gibi işe başlarken niyet önemli. İyi niyetle yola başlamak, daima iyiyi istemek, helal yönünü düşünmek, haramdan sakınmak, temiz bir başlangıçla temiz bir yolda yürümek önemli. Her işimize sadaka vererek başlamak, her hâlde dua ederek devam etmek ayaklarımıza güç, kollarımıza kuvvet, gönlümüze sürûr verecektir.
İşlerimizi varoluş gayemizin bilinciyle, doğruluk ve rıza üzere yapmak. Doğruyu yanlıştan ayırma gücü aklı selim ile düşünmek; hüküm ve kararlarında doğruyu yanlıştan iyiyi kötüden ayıran akıl, sağduyu, kalbi selim ile hissetmek; ince, zarif ve estetik ruhlu zevki selim ile iş yapmak. Oduncu olsa Yunus Emre gibi oduncu olur, eğri odun getirmez; çoban olsa kuzuları sürüye kaptırmaz.
Yapacağımız işe sevgi ve heyecan duymak, geçici hevesle değil de gönülden istemek. Dostlar işte görsün diye değil, bütün benliğinle, imkanlarını seferber ederek hareket etmek gerekir.
Biz uğraşımızdan sorumluyuz. Halis düşünce ile hırs yapmadan kanaatkârlıkla, edeple yapılan işin lütuf getireceği bilinciyle hareket etmek, kişiye ahlakî olarak da katkıda bulunur.
Tecrübelere değer verip tecrübelilerle iş birliği yapmak. Birlik ve beraberlikle, istişareyle verilen kararlarda ve yapılan işlerde hayır ve bereket olur; kaliteli insanlardan çıkan iş sağlam olur. İyi insanlarla birlikte olup, kabiliyetlerini kullanmaları için istekli ve destekleyici olup, sorumluluğu paylaşmak, iyi işlere birlikte omuz vermek, işin verimliliğine de katkı sağlayacaktır.
Sabır ve azim olmazsa olmaz. Zorluklarda yılmamak, şikâyet etmemek, yakınmamak kendimizi ve birlikte iş yaptığımız çevremizi etkiler. Daima olumlu düşünmek, olumlu konuşmak, olumlu hareket etmek olumlu sonuçlar doğuracaktır.
Her zaman gereken cömertliği gösterebilmek. Hacı Bektaş-ı Veli’nin sınıflandırmasıyla mal, ten, can ve gönül cömerti olabilmek düşüncesiyle çalışmak işte verimlilik, kişilerde de farkındalık oluşturacaktır.
Kendimizin, birlikte olduklarımızın, işimizin zamanına saygılı olmak, anın değerini bilmek ve değerlendirmek; planlı ve dengeli işlere vesile olacaktır.
Verilen sözü tutmak. Öncelikle var oluşumuzda yaratıcımıza ettiğimiz ahdi unutmadan, etrafımıza ve çevremize verdiğimiz sözlerin takibini yapmamız gereklidir.
Maddeten ve manen yenilenme gayretiyle kesintisiz eğitim üzere olmak. Değişen ve dönüşen dünyamızda güncel işler yapabilmek için ilim ve teknolojik yönden de donanımlı ve güçlü olmak zorundayız.
İhtiyacı doğru tespit etmek, işin sınırlarını doğru çizebilmek, enerjiyi doğru kullanabilmek çok önemli. İyi niyetlerle çıkılan yolda gereksiz meşguliyetlerden kurtulmayı sağlar.
Sade düşünüp sade hareket etmek, odaklanmak, pratik olmak da verimi arttırır. Çok işle meşgul olmak yerine bir konuyu en iyi şekilde yapmaya odaklanmak, yoğunlaşmak, ustalıkla verimli olmaya kapı açar.
Gelişigüzel değil metotla yapmak, standartlar belirleyip bunlara uymak, sistemli olmak. Doğru olacaksa “ok” gibi, eğrilik de olacaksa sistem gereği “yay” gibi olmalı.
Saati, haftayı, günü, ayı, mevsimi, yılı, ömrü planlamak. Planlamalarımızda 5N1K (ne, nerede, nasıl, ne zaman, neden ve kim) metodunu uygulamak, gerçekçi projeler, planlamalar ve sonuçlara ulaştıracaktır.
Olaylara, etrafımıza, sorunlarımıza çözüm odaklı yaklaşmak, problemlerin karmaşıklaşmadan çözülmesini sağlar.
Atılan adımın sonunu düşünmek, proaktif olmak. Böylece olayların gelişimini önceden kestirmeye çalışıp atik davranmak, hesapsız kitapsız davranmamak. Reaktif (tepkici) olmak yerine ilk düşünen, ilk icra eden olmak için çabalamak gerekir.
Kaliteyi artırmak, daha iyiye, en iyiye ulaşmak gayretiyle daima gelişim ve değişim içinde olmayı alışkanlık hâline getirmek. Statükocu yani değişime direnen olmak; gelişmeye, dönüşmeye engeldir.
Sürekli kontrol mekanizması oluşturmak. Yanlışı fark ettirir, hatayı düzeltir, ilerlemeyi gösterir.
Yazımızı, yeryüzünden ilham alarak iyi işlerdeki rolümüzü düşünerek kapatalım:
Güneş gibi ısı ve ışık saçan bir kaynak mısın?
Rüzgâr gibi yağmur yüklü bulutları kurumuş topraklara sürükleyen misin?
Ateş gibi ihtiyaç olunan yerde enerjileri, oluşumları ateşleyen, alevlendiren misin?
Su gibi olduğun ortama hayat veren, canlandıran mısın?
Ölüm gibi geçici işleri sonlandırıp gerçek işlere kapı açan mısın?
(Güzel) sonuç (Allah’ın emirlerine) uygun yaşayanlar içindir.” A’râf, 12