Dr. Şerife Çilli –
Konfor alanı kişilerin kendisinin oluşturduğu ve kendini rahat, huzurlu hissettiği psikolojik bir yaşam alanıdır. Yerleşmiş alışkanlıklarına bağlı olan, risk almak istemeyen, tekdüze hayatını değiştirmek istemeyen insanlar bu alandan kolay kolay çıkamazlar. Çünkü bu alandan dışarı çıkmak birtakım zorlukları da beraberinde getirmektedir.
Konfor alanının dışına çıkamamanın sebebi çoğunlukla bilinçaltı seviyede kişinin kendini güvende hissetmek istemesidir. Konfor alanı ve kişinin günlük rutin davranışları tanıdık, bildik ve güvenilir olarak algılanmaktadır. Bu algı da kişinin stresini azaltır.
Konfor alanının dışına çıkamamak kişisel gelişimin önündeki en büyük engellerden biridir. Bu alandan çıkmak isteyen kişinin öncelikle kaygı alanıyla yüzleşmesi gereklidir. Kaygı alanına giren kişi riskli bir ortama girdiğini düşünerek stres altında kalabilir. Fakat düşük seviyeli stresin vücudumuza bazı faydaları da vardır.
Stres hormonları salgılandığı zaman kalp ritmi ve dolaşım hızlanır, vücutta bir canlanma olur. Özgüven ve azim ile kaygı alanından çıkıp öğrenme aşamasına çabucak geçen kişi başarı yolunda büyük bir adım atmış olur.
Konfor alanının dışına nasıl çıkabiliriz?
- Öncelikle konfor alanının dışına çıkmaya karar verip bir hedef belirlemeliyiz. Hedef koymak ve bir amaca doğru ilerlemek gayretimizi ve azmimizi artıracaktır. Hedefsiz, gayesiz yola çıkmak insanı başarısızlığa mahkûm eder.
- Hedefimizi belirledikten sonra konfor alanının dışına çıkmak yolunda düşüncelerimizi ve zihnimizi de buna odaklamamız çok önemlidir. Olumlu düşünce başarıya ulaşmamızı sağlayacaktır.
- Hedefimizi belirledik, olumlu düşüncelerle kendimizi motive ettik. Artık harekete geçmemizin zamanı gelmiştir. Hedefimize ulaşmakta başarısızlıklarımız olsa da pes etmeyip yeni bir heyecanla yola devam edebilmeliyiz. Örneğin kilo vermeyi amaçlamış olalım. Yolumuzun zor olduğunu önceden bilip kararlılıkla yolumuza devam edebilmeliyiz. Diyet yapmamak, egzersiz yapmamak için bahane üretmeden ufak tefek başarısızlıkların bizi yıldırmasına izin vermeden olumlu düşünerek azimle yola devam etmek bizi başarıya ulaştıracaktır.
Konfor alanından çıkmak, sağlık açısından çok önemlidir. Sağlıklı bir ömür geçirebilmek için açık havada egzersizler yapılabilir, beslenme alışkanlıkları değiştirilip sağlıklı beslenmeye geçilebilir.
Her yıl Ramazan ayında bir ay oruç tutmak bizi yıl boyunca devam eden rutinimizden çıkarmakta, yağ yakımını hızlandırarak bağışıklık sistemimizi güçlendirmekte, mide ve bağırsakları dinlendirip temizlemektedir. Bu şekilde Ramazan ayı dışında da pazartesi- perşembe oruçlarını tutarak sağlık için tüm faydalarından yıl boyunca yararlanabiliriz.
Konfor alanının içinde kalmak ve hareketsiz yaşam obezite, hiper-tansiyon, kolesterol yüksekliği ve diyabet gibi birtakım riskler taşımaktadır. Buna bağlı olarak kalp hastalıklarına yakalanma ve inme riski de artar. Uzun süren hareketsizlik bir süre sonra kas kaybı ve osteoporoza da neden olabilir. Özellikle hareketsiz yaşam yaşlılarda çok daha risk taşımaktadır. Hareketsizlik ve yetersiz fiziki aktivitenin; yetersiz, dengesiz ve sağlıksız beslenmenin; hiper- tansiyon, yüksek kolesterol, diyabet gibi bazı hastalıkların Alzheimer hastalığına yatkınlığı artırdığı da bilinmektedir.
“İki günü eşit olan ziyandadır, aldanmıştır.” hadis-i şerifi, konfor alanından çıkıp kendimizi geliştirmek için bize yol gösterici ve teşvik edici bir hadistir. Konfor alanından çıkamayan insanların genellikle her günü birbirine benzer. Belli davranış kalıplarının dışına çıkamazlar. İslam dini insanı çalışmaya, üretmeye, yeni şeyler öğrenmeye teşvik eder. Yani eldeki ile yetinip tembellik edilmemelidir. Çalışmada bir süreklilik, ilerleme kaydedilmesi istenmektedir. Yerinde saymak insan yapısına uygun değildir ve yaratılışına terstir. Konfor alanının dışına çıkmamak, yeniliklere açık olmamak, kendini geliştirmemek İslam’ın ruhuna da aykırıdır.
Ne dersiniz, güvenli kozamızı kırıp çıkmak ve kişisel gelişimimizi artırmanın zamanı gelmedi mi?
????????????❤️
Başarılar diliyorum