9 Aralık 2024 / 7 Cemaziye Ahir 1446

Kur’an-ı Kerim’de Diğergamlık Nam-ı Diğer Îsar Hasleti

Abdullah bin Abbas’tan (r. anhüma) rivayet edilmiştir: “Rasûlullah (sav) Nadiroğulları’ndan alınan ganimet mallarını Muhacirlere taksim etmiş, Ensardan ihtiyacı olan üç kişiden başkasına vermemiş ve buyurmuştur ki: “Dilerseniz mallarınızdan ve evlerinizden muhacirlere pay verir ve bu ganimette de onlara ortak olursunuz; dilerseniz evleriniz ve mallarınız sizin olur, bu ganimetten pay alamazsınız.” Bunun üzerine Ensar, “Hem mallarımızdan ve evlerimizden onlara hisse veririz,   hem de ganimeti onlara bırakır paylaştırılmasında onlara ortak olmayız. ”dediler. Bunun üzerine Allahu Teâla, “… Kendileri ihtiyaç içinde olsalar bile onları (Muhacirleri) kendilerine tercih ederler…” ayetini (Haşr Suresi, 9) indirdi.

Ashabı Kiram’ın ve onlara uyanların ahlakından biri de îsardır. Îsar, din kardeşlerini, dünya ve ahiret işlerinde kendine tercih etmektir. Ensarın îsar hasletine bir başka örnek de şu hadisedir: Ebu Hureyre (ra) rivayet ediyor:  Rasûlullah’ın(sav) yanına bir adam geldi ve “Ya Rasûlullah! Bana zaruret isabet etti yani açlıktan dermansız kaldım.” dedi. Rasûlullah (sav) yakınlarına haber gönderdi ancak onların yanlarında hiçbir şey bulunmadı.  Bunun üzerine Hz. Peygamber(sav), “Bu adamı bu gece misafir edecek kimse yok mu ki Allah ona rahmet buyursun.” dedi. Derhal Ensar’dan bir zat –ki Ebu Talha olduğu zikredilmiştir. – ayağa kalktı, “Ben Ya Rasûlullah!” diye cevap verdi. Ve adamı alıp hemen evine götürdü.  Sonra da hanımına “Rasûlullah’ın misafirine ikram et.” diye tembihte bulundu. Hanımı,   “Vallahi benim yanımda bir kız çocuğumun yiyeceğinden başka bir şey yoktur. ” dedi.  Eşi de ona, “O halde kız çocuğu akşam yemeği istediği zaman onu uyut, kandili de söndürüver; Rasûlullah’ın (sav) misafiri için biz bu geceyi aç geçiştiriverelim.” dedi. Nihayet ikisi de aç olarak gecelediler. Sabah olunca, Ensardan olan kimse Rasûlullah’ın (sav) yanına geldi. Allah Rasûlü(sav) ona: “Bu gece Allah,   sizin davranışınızı çok beğendi ve ‘… Kendileri ihtiyaç içinde olsalar bile onları (Muhacirleri) kendilerine tercih ederler.  Kim nefsinin cimriliğinden korunursa,   işte onlar,   kurtuluşu elde etmiş kimselerdir.’ ayetini indirdi” buyurdu.  (Haşr Suresi, 9. ayet)

Abdullah ibn-i Ömer(ra)’den nakledilen bir rivayette de: Rasûlullah’ın sahabilerinden birisine bir koyun başı hediye edildi. Kendisi de fakir olmasına rağmen “Kardeşim falan ve ailesi buna bizden daha muhtaçtır. ” dedi ve hediyeyi ona gönderdi. O da bir başkasına derken bu suretle tam yedi ev dolaştı ve nihayet yine ilk eve dönüp geldi. Bunun üzerine yukarıda zikredilen ayet-i kerime nazil oldu. Bunlar,  yalnız ayetin iniş sebebiyle ilgili rivayetlerdir. Yoksa Ensar ve Ashab’ın böyle nice îsar örnekleri vardır.

Huzeyfe el Adevi (ra ) anlatıyor: ”Yermuk savaşında amcamın oğlunu aramaya çıktım,  yanımda biraz su vardı. Eğer son nefesini vermemişse ona su verir ve yüzünü silerim dedim. Baktım ki orada! Sana su vereyim mi? dedim. Evet,  dercesine işaret etti. Hemen bir adam: ”Ah! ”dedi. Amcamın oğlu, ona götür diye işaret etti. Ona gittim, baktım ki Hişam ibnü-l As ”Sana su vereyim mi “dedim. Hişam da başka birinin “Ah!” dediğini işitti. ”Ona götür” dedi. Bende ona gittim, baktım ki ölmüş. Sonra Hişam’a döndüm, onun da öldüğünü gördüm. Sonra amcamın oğluna döndüm; onun da ölmüş olduğunu gördüm.”

Allah için başkalarını kendi nefsine tercih etme, diğergamlığı öğreten, teşvik eden ayet-i kerimelerden birisi de İnsan suresi 8-9. ayetleridir: “Düşküne,  yetime ve esire seve seve yemek yedirirler. Size sırf Allah rızası için yemek yediriyoruz. Sizden ne bir karşılık, nede bir teşekkür beklemiyoruz.” (Fakat bunu açıkça yüzlerine söylemez,  içlerinden ve halleriyle söylerler.) Rivayete göre, Hz. Peygamber’e bir esir getirilir. O bu esiri Müslümanlardan birine teslim eder, “Buna ihsan et, güzel bak.” diye emrederdi. Esir iki üç gün onun yanında kalır,  esire onu kendi nefsine tercih edecek şekilde bakardı. Katade (r.aleyh) şöyle der: “O gün onların esirleri müşriklerdi. Senin Müslüman kardeşin ise elbette doyurmana daha layıktır. ” Sühreverdi (r.aleyh)’de diyor ki “Ayette karşılık istemek için yedirmek kabul edilmemiştir. Çünkü “Allah rızası için” sözünden sonra “istemiyoruz” demiştir. Allah için olan,  karşılığı akla getirmez.  Ancak şu kadar vardır ki tabiat temiz olduğu için Hakk’ın muradına doğru çekilir, karşılığa doğru değil. Bu da tabiatın en temizlerinden, cömertliğin en mükemmellerindendir.”

Esma binti Ebu Bekir(r.anhüma) şöyle demiştir: “Ya Rasûlullah, benim (kocam) Zübeyr’in getirdiğinden başka bir şeyim yoktur, yine de vereyim mi? dedim. O (sav ) da: “Evet, kesenin ağzını bağlama, sonra rızkın bağlanır. ”buyurdu.[1]

Ekremül Ekremiyn olan Rabbimizden bizi nefsimizin cimriliğinden koruyup, cömertlik ve îsar hasleti ile donatmasını niyaz ederiz.

Fahrunnisa Nur
[1] Avarifü’l Mearif