Bir Kurban Bayramı’na daha eriştik… Diğerlerinden farklı bir bayram yaşayacak olsak da yine aynı heyecanla hep birlikte bayramı karşılıyoruz. Yaklaşmak anlamına gelen “Kurban” bir kez daha bizi Allah’a ve birbirimize yaklaştırıyor.
İslam dininde her yıl heyecanla kutlanan Kurban Bayramı, kimine göre bayrama kavuşmak, kimine göre masa etrafında toplanmak, kimine göre şeker, tatlı yemek, kimine göre yardımlaşmak…
Kurbanın tarihi gelişimine baktığımızda, bütün dinlerde Allah’a kurbanlık hediyeler ikram edildiğini görüyoruz. O zamanlarda kurban, herkesin mesleği ile ilgili elinde bulunan maldan verilirdi. Aileler çocuklara genelde kurban kesmenin dini bir gereklilik olduğunu vurgulamak amacıyla Kuran’ı Kerim’de geçen kıssalara değinmek istiyorlar. Eğer bu kıssaları çocuklarınıza anlatmak istiyorsanız, size bir kaç önemli noktayı vurgulamak istiyorum. Habil ile Kabil kıssasına vurgu yaparken, sahip olduğumuz güzel şeyleri de verebilmek teması vurgulanabilir.
İbrahim Peygamber ile oğlu İsmail’in kıssasını anlatacaksanız, ana tema bıçak ile kesmeye değil de İsmail Peygamber’in teslimiyetine ve babasının sözünü yerine getirmesi üzerine vurgu yapılabilir. Bu kıssanın özellikle 7 yaş ve üstü çocuklarda anlatılması daha uygundur. Bunun nedeni; 5 yaş üstü çocuklarda gerçeklik ve soyut kavramlar algılanmaya başlasa da 9, 11 yaş arası çocuklarda zihinsel soyut işlemlemenin yapıldığı yıllardır. Dolayısı ile 12 yaş altı çocuklara alınan kurbanlığın kesildiğini, öldürüldüğünü söylemek yerine Allah’a hediye edildiğini söylemek daha doğru olabilir. Çocuklara soyut kavramları anlama becerisi ve duygusal olgunluk düzeyine göre kurban anlatılmalıdır. Mesela ‘kurban etmek’ kelimesi ‘hediye etmek’ olarak açıklanabilir.
Çocuğu zihinsel olarak hazırlamadan kurban kesim alanına götürmek, kurban kesimini göstermek çocukta travmaya, uyku düzensizliği, korkulu rüyalar görme ve kaygı bozukluğu gibi problemlere sebebiyet verebilir.
Çocuğun kurban kesilirken, özellikle hayvanın can çekiştiği anı ve akan kanı görmesi ve bunu din ile birleştirmesi çocuğa korkunç gelebilir. Korku ve fobi geliştirebilir. Bunun nedeni 12 yaş öncesi çocuk; olayları ve durumları daha çok anlık olarak ve somut nesneler üzerinden kavrar, soyut düşünce yeteneği çok az gelişmiştir. Her ne kadar Kurban Bayramı’nın hikâyesinin sonu biz yetişkinlere göre anlamlı bitse de 12 yaş altında olan bir çocuğa soyut konular olan ölüm ve kurban edilme anlamsız ya da korkutucu gelebilir. Bunun yerine 12 yaş öncesinde daha çok çocukla bayramın toplumsal anlamı üzerine konuşulabilir.
Kurban Bayramı’nda sağlıksız kesim yerleri ve kaçan kurban hayvanlarına yönelik medyada haberler yer almaktadır. Çocukları bu haberlerden uzak tutmalı, çocuğun olası bu haberleri görmesi ya da kurban kesimine maruz kalması durumunda yaşına göre açıklama yapılarak, bayramın güzelliklerinden bahsedilmelidir.
Mesela evimizde bayram sabahı bayram köşesini oluşturarak hediyeleşmek, çocukları çok mutlu edecektir. Çocuklarımıza hediyeler vererek onlara bayramın anlamı ve önemi anlatılabilir. Kurban bayramında çocuklarımıza bayramı anlatırken, kurbanlıkların kesimi üzerinde değil yardımlaşmak, birlik beraberlik, merhamet ve iyilik gibi kavramlardan bahsetmek daha uygun olacaktır.
Çocuklarımıza; insanların bayramda akrabalarını ziyaret ettiğini, insanlarının birbirleri ile yardımlaşarak birlik olduğunu, fakirlere et ve para yardımında bulunduklarını anlatmak uygun olabilir. Düzenli olarak et yiyemeyen çocukların, kurban bayramında et yiyebildikleri anlatılabilir. Çevremizdeki büyüklerden duysak da “Ahh nerede o eski bayramlar” diye, bayramların bayram tadında geçmesi aslında bizlerin elinde.
Bu bayramı da afiyetle, güzelliklerle geçirmenizi dilerken, sevdiklerinizle birlikte muhabbetle kucaklaşacağınız günlerin yakın olmasını temenni ederim.
Uzman Klinik Psikolog Tuba Dursun Tuncel