9 Aralık 2024 / 7 Cemaziye Ahir 1446

Kurban İbadetine Psikolojik Bakış

Kurban, paylaşma ve yardımlaşma gibi insani gereksinimleri besleyen bir ibadettir. İhtiyaç sahibi kişilere yardım ederek onların sorunlarını çözmede etkin olma isteği insan güdülerinden biridir. Yardım etme eğilimi her insanda vardır fakat ortaya çıkabilmesi için farklı unsurlar gerekir. Toplumun dil, din, kültür ve gelenekleri bu unsurlardandır. İslami değerlerle yoğrulmuş kültürlerde ibadetler toplumsal birlik ve beraberliğe zemin hazırlar. Kur’an-ı Kerimde[1] kesilen kurbanın paylaşılması gerektiği bizlere bildirilmiştir. Bu ayete göre hareket edildiğinde toplumdaki varlıklı kimselerle yoksullar arasında yakınlaşma sağlanır. Böylelikle kurban, toplumsal dayanışma ve yardımlaşma örneği olarak bireyler arasındaki sevgiyi, hoşgörüyü, huzuru ve muhabbeti artırır.

Batının psikoanalitik kuramı, insanın doğuştan iki temel içgüdüye sahip olduğunu ileri sürer: yaşam ve ölüm içgüdüsü. Yaşam içgüdüsü, açlık ve susuzluk gibi bireyin yaşamını sürdürmesini sağlarken, ölüm içgüdüsü ise saldırganlık ve nefret gibi yıkıcı güçleri barındırır. Kişi bu saldırganlık içgüdüsünü yansıtma, bastırma, yüceltme gibi çeşitli savunma mekanizmalarıyla yatıştırıp bu içgüdülerle baş etmeye çalışır. Bu kurama göre saldırganlık davranışı ifade edilemediğinde bir enerji olarak içimizde kalarak çeşitli davranış bozukluklarına neden olur. Kurban kesmek, bazı düşünürlerce bu saldırganlık davranışının meşru bir şekilde tatmin edilmesi olarak  açıklansa da, kurbandaki asıl amaç kişideki merhamet duygusunu ortaya çıkarmaktır. Bu ibadet, bir baba olarak Hz. İbrahim’in ve oğlu Hz. İsmail’in Allah’ın emri karşısındaki teslimiyetleri düşünülerek, yani empati kurularak ifa edildiğinde, insandaki şefkat ve merhamet duygularının açığa çıkmasını sağlar. Peygamber Efendimiz[2],  kurbanlık hayvana merhametle yaklaşılması ve ona iyi muamele edilmesi gerektiğini tavsiye etmiştir. Anlaşılacağı gibi kurban, insandaki saldırganlık duygularının tatmininin aksine acıma ve sevecenlik gibi olumlu duyguları meydana çıkararak kişiye pozitif bir eğitim sağlar.

Kurbandaki psikolojik mesaj  kişiyi Yaradan’ıyla ilişkiden alıkoyan her şeyi feda etmeye hazır bulunuştur. Bu mesajla kişi gerektiğinde bütün varlığını yaratıcısı Allah’ın yolunda feda etmeye hazır olduğunu ifade etmiş olur. Elbette nefis ve ego sahibi insanoğlu için bu zordur fakat bu mesaj tam bir teslimiyet ve tevekkül ile idrak edildiğinde, kurban, kuru bir ritüel olmaktan çıkıp bizlere farklı bir manevi kapı açacaktır. Kesilen kurbanın canını verirken yaşadıkları, kurban kesenin ve bunu izleyenlerin bu esnada hissettikleri duygular iyi düşünülerek, bu hal ile hallenildiğinde kurban kesmenin insan psikolojisi üzerindeki etkisi daha rahat anlaşılabilir. Böylelikle can vermenin zorluğunu, en sevdiğini Allah için kurban etmenin simgesi olan Hz. İbrahim’in o an içinde bulunduğu ruh halini, Hz. İsmail’in ise Allah’a ve O’nun elçisi Hz. İbrahim’e olan inancını tam manasıyla anlamak mümkün olabilir. Kesilen kurban etinin akraba ve misafirlere ikram edilmesi ve ihtiyaç sahiplerine dağıtılması bu ibadetin kişilerarası iletişimi güçlendirme, kardeşlik ve beraberlik duygularını tesis etme yönünü ortaya çıkarır.

Özetle, şefkat dolu bir kalple yapılan kurban ibadeti, kişiye acziyetinin farkındalığını sağlar, diğerkâmlığını artırır ve insanı daha duyarlı bir birey haline getirerek toplumsal barışı sağlar.

Psikolog Şerife Zehra Yiğit

 

[1] , Hac Suresi, 36. ayet

[2] ‘Allah her şeye karşı iyi muameleyi yazmıştır. Bu sebeple öldürdüğünüz zaman güzellikle öldürün! Keseceğiniz vakit güzel kesin! Her hangi biriniz hayvan keseceği vakit bıçağını bilesin ve güzel keserek kestiği hayvanı rahatlatsın!’. Müslim 1955/57, Ebu Davud 2815, Nesei 4417, Tirmizi 1409, İbni Mace 3170, İbnu’l-Carud 839, İbni Hibban 5883, Begavi 2873, Ahmed 4/123, 124, Albânî İrva 2231