Yaşamımız boyunca birçok konuda seçim yapar, çeşitli kararlar alırız. Bu kararlar kimi zaman bizleri mutluluğa ve başarıya götürürken, kimi zaman üzüntü ve pişmanlıkla sonuçlanır. Meslek seçimi bu kararların en mühimlerinden biridir. Bu yazımızda meslek seçimi sürecini ve ebeveyn olarak çocuklarımıza bu konuda nasıl yardımcı olabileceğimizi anlatmaya çalışacağız.
Öncelikle şunun altını çizelim: Meslek başarısı tek başına mutluluk getirmez. Aslolan “Hayat başarısı ”dır. Okul ya da meslek başarısına odaklanıp hayat başarısını ikinci plana atarsak aynı zamanda mutsuz bir yetişkinlik döneminin de temellerini atmış oluruz. Çocukların, içinde yaşadığı ailenin ve toplumun manevi değerlerini, dinamiklerini fark edebilmesi çok önemlidir. Dürüstlük, güvenilirlik, samimiyet, adalet gibi bireysel ve toplumsal yaşamda oldukça önemi olan erdemlerin, vazgeçilmez değerler olduğunu öğretebilmek meslek seçiminin de alt yapısını oluşturur. Çünkü hangi mesleği seçerse seçsin ancak bu meziyetlere sahip kişinin başarısı anlamlı olacaktır.
O halde “Bu farkındalıkla çocuklarımıza mesleki konuda nasıl katkı sağlayabiliriz?” ve “Yaklaşımımız nasıl olmalı?” sorularına cevap arayalım.
Çocuğumuzla konuşurken tarzımız, nasihat değil sohbet şeklinde olmalıdır. Bir konuşmanın sohbet halini alabilmesi için çocuğun buna rızası ve isteği olmalıdır. Zorla konuşmaya çalışmak sohbet olamaz bunu unutmamalıyız. Çocuk, onları samimiyetle dinlemek ve anlamak istediğimizi hissederse, sohbete dâhil olmak da ister. O sebeple önceliğimiz onu anlamak olmalıdır. Sohbet içerisinde ilgi alanlarını, yeteneklerini, severek yaptığı faaliyetleri, güçlü ve zayıf yönlerini fark edeceği sorular yöneltebiliriz. Bu sayede kendini tanımasına yardımcı olabiliriz.
Çocuğun yeteneklerini doğru değerlendirerek buna uygun hedef seçmesi çok önemlidir. Seçilecek meslek, yetenek ve isteğe uygun olmalıdır. Yetenek ve yatkınlıklarını bulmada çeşitli kişilik ölçeklerinden yararlanabiliriz. Bunun dışında çocuğumuzu gözlemleyebiliriz. Örneğin, kendini kolayca ifade edebilenlerin sözel, hesaplamada iyi olanların sayısal, grup içinde oynamayı seven çocuklarınsa sosyal zekâsı güçlü olabilir. Doğru gözlem ile yatkın olduğu alan rahatlıkla bulunabilir.
Gelecekle ilgili hayal ve hedeflerini de mutlaka anlamaya çalışmalıyız. Bu noktada şunu belirtmekte fayda var: Çocukların hayalleri bazen gerçekçi olmayabilir. Böyle bir hayalinden bahsettiğinde yargılayıcı ya da aşağılayıcı bir üslup kullanırsak hem çocuğumuz bizden uzaklaşır ve sohbet etmekten kaçınır hem de hayalini gerçekçi bir boyuta nasıl çekebileceğini öğrenemez. O yüzden soracağımız sorularla hayalinin ne kadar gerçekçi ve uygulanabilir olduğunu kendi idrak etmelidir. Konuşma esnasında geniş bir çerçeve çizerek farkındalık kazanmalarını sağlamalıyız. Beğendiği ve istediği meslekleri araştırarak imkân dâhilinde o mesleği icra eden kişilerle görüştürebiliriz. Böylelikle kendi becerilerinin bu meslekle ne kadar örtüştüğünü daha rahat analiz edebilir.
Çocuğumuzun bir hedef belirlediğini, araştırmalar yapıp belirli bir meslek için istekli olduğunu varsayalım. Bu aşamadan sonra en önemli şey yeteri kadar yüreklendirilmiş olmasıdır. Her insanın yapısı birbirinden farklıdır. Kimisi kolay motive olurken kimisi çok çabuk moral bozukluğu yaşayıp vazgeçme eğilimindedir. Çocuğumuza mutlaka karakter yapısının farkındalığıyla muamele etmek gerekir. Çocuk duygusal destek ile her zaman onun yanında olduğumuzu ve ona güvendiğimizi hissetmelidir.
Özetleyecek olursak; ebeveynleri olarak çocuğumuza psikolojik destek sağlamalı, yetenek ve becerilerini doğru değerlendirerek yönlendirme yapmalıyız. Ancak asla çocuk adına karar vermemeli, bunu çocuğun sorumluluk ve inisiyatifine bırakmalıyız. Bu çerçeve içinde yapılmış, yargılama ve karşılaştırmalardan uzak bir sohbet çocuk-ebeveyn ilişkisini geliştirir, çocuğa ailesi için değerli, önemli ve vazgeçilmez biri olduğunu hissettirir.
Psk. Şerife Zehra Yiğit