İmamlık
Hayır veya şer hususunda kendisine uyulan kimseye “imam” denir. Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulur: Biz, o (inkârda direten, hakka karşı batılı savuna)nları ateşe (sokacak işlere) çağıran önderler yaptık. Kıyamet gününde de kendilerine yardım edilmez. (Kasas, 41)
İmamlık; imamet-i kübrâ (büyük imamlık, İslâm Devlet başkanlığı) ve imamet-i suğra (namaz imamlığı) olmak üzere ikiye ayrılır. Büyük imamlık, toplum üzerinde umumi velayet yetkisine sahip olmaktır. Yahut bu imamlık Hz. Peygambere halife olarak hem din, hem de dünya işleri konusunda genel başkanlıktır.
Asıl konumuz cemaat imamlığı olduğu için, aşağıda bunu genişçe açıklayacağız.
Namaz İmamlığının Sıhhat Şartları
Müslüman Olmak
Akıllı Olmak
Baliğ Olmak
Erkek Olmak
Erkeklerin kadına uyarak namaz kılmaları sahih değildir. Yani kadın erkeklere imamlık yapamaz.
Abdestsizlik ve Necasetten Temizlenmemek
Abdestsiz kimsenin veya üzerinde pislik bulunanın imamlığı caiz değildir. Fakihlerin çoğunluğuna göre, kişi bu durumu ister bilsin ister bilmesin namazı batıl olur. İmam abdestsiz olarak namaz kıldırmış olduğunu daha sonra, yani cemaat dağıldıktan sonra anlasa, bunu cemaate imkân ölçüsünde haber vermesi gerekir. Başka bir görüşe göre ise, haber vermesi gerekmez.
Başkasına Uymuş Olmamak
İmama sonradan uymuş olup da rekât kaybı bulunan kimse (mesbûk), yetişemediği kısmı tamamlamak için ayağa kalkınca, ona başkasının uyması caiz değildir. Çünkü bu kişi aslında başkasına uymuştur. Yani iftitah tekbirini imamın iftitah tekbirine bina etmiştir.
Özürlü Olmamak
İmamın Telaffuzu Düzgün Olmalıdır
İmam olacak kişi, harfleri düzgün okuyabilecek şekilde düzgün bir okuyuşa sahip olmalıdır.
İmamlığa En Lâyık Kişi:
Temelde, imamlığa en lâyık kimse, namazın hükümlerini en iyi bilendir. Ancak eşitlik hallerinde tercih sebebi olabilecek hususlar şu şekilde belirlenmiştir:
Fahiş günah ve hatalardan kaçınmak ve namaz caiz olacak kadar Kur’an ayetlerini ezbere bilmek şartıyla, namazla ilgili fıkhî hükümleri en iyi bilen imamlığa en layık kimsedir.
Kıraati tecvit ve tilâvet yönünden en güzel olanlar.
Şüpheli şeylerden en çok sakınan, takva sahibi tercih edilir. Takva vasfı; haram, mekruh veya şüpheli şeylerden kaçınmak ve farz, vacip, sünnet ve müstehaplara dikkat etmekle meydana gelir.
Yaş bakımından büyük olanlar imamlığa layıktır. Çünkü yaşlı olanın Allah’tan korkusu daha çok olur ve cemaatın artmasına sebeptir.
Ahlâkı en güzel olan, yani cemaatle iyi geçinendir. Bu konuda da eşitlik olsa yüzü en güzel olan tercih edilir. Bundan maksat çokça teheccüt namazı kılandır. Çünkü teheccüt namazı kılanın yüzü nurlu ve güzel olur.
Nesep, ses veya elbise temizliğinde güzel olan tercih edilir.
Bütün bunlar imamlığa verilen değer ve önemin büyüklüğünü gösterir.
İmamlık Yapması Mekruh Olan Kimseler
Namazla ilgili fıkhî hükümleri bilen fâsık kimse: Farzları terk eden veya haram işleyen kimseye fâsık veya âsî denir.
Bid’at sahibi olan kimse: Kâfir denemeyecek derecede bid’at sahibi kişi fâsık kimse gibidir. Bid’atçı, itikadı sünnet ve cemaat ehlinin itikadına aykırı bulunan kimse demektir.
Kör Olmak: Hanefî, Mâlikî ve Hanbelîlere göre kör kimsenin imamlığı tenzihen mekruhtur. Çünkü gözleri görmeyen kimse pislikten gereği gibi sakınamaz. Ancak Hanefîler, cemaatin en bilgilisi olma durumunu bundan istisna etmişlerdir. Bu takdirde onun imamlığa tercih edilmesi daha uygun olur.
Cemaatin istemediği kimsenin imamlık yapması: Bir kimsenin kendisini haklı yere kerih gören bir cemaate imamlık etmesi tahrimen mekruhtur.
Namazı çok uzatmak: Kıraat, içindeki tesbih, zikir ve dualar bakımından namazı sünnet miktarından fazla uzatmak mekruhtur. Cemaatin buna rızasının bulunup bulunmaması sonucu değiştirmez.
Hatalı okuyanın (lahn yapan) imamlığı: Manayı bozmayacak derecede hatalı okuyanın daha iyi okuyacak kimse varken imamlığı mekruhtur.
Gayr-i meşrû çocuğun ve kölenin imamlığı da mekruhtur. Çünkü bunlarda bilgisizlik galiptir. Ancak bilgili oldukları takdirde imamlık yapabilirler.
Kadının kadına imamlığı kerahetle birlikte caizdir. Cemaat halinde imam olacak kadın, kadınların aralarında durur, saftan öne çıkmaz.
İmamın cemaatten en az bir arşın miktarı yüksek veya alçak bir yerde durup namaz kıldırması mekruhtur. Ancak kendisiyle birlikte cemaatten bir kaç kişi bulunması durumu müstesnadır.
Ebû Hanîfe ile İmam Ebû Yusuf’a göre, açıktan okunan namazlarda cemaatin okuması tahrimen mekruh olduğu gibi, gizli okunan namazlarda da bu şekilde mekruhtur.
Safların Tertibi
İmama uyan bir kişi ise ökçesi imamın ökçesinden biraz geride olmak üzere imamın sağında durur. Solunda veya arkasında durması mekruhtur. İmama uyan sadece bir kadın olursa, imamın arkasında durur. Bir erkek ile bir kadın ise erkek imamın sağına, kadın arkasına durur.
İmama uyan cemaat birden fazla yani iki veya daha çok ise imamın arkasında durur. Cemaatin sayısı çoğalınca safla şöyle düzenlenir:
Önce erkekler,
Sonra erkek çocuklar,
Daha sonra da kadınlar.
Ayrıca safların düzgün olması, safta bulunanların sık durması ve arada açık yer bırakılmaması gerekir. Safların sık ve düzgün olması imam tarafından cemaate hatırlatılır. Safların en faziletlisi birinci saftır. Sonra ikinci saf, ondan sonra da üçüncü saftır. Böylece devam eder.
İmamın Arkasında Namaz Kılanların Durumu
İmama uyarak namaz kılan kimseye “Muktedi” denir. Muktedi üç kısımdır:
Müdrik: Namazın her rekâtını imam ile beraber kılan kimseye denir.
Lahik: Namaza imam ile beraber başladığı halde, uyku, sıkışıklık ve abdest bozulması gibi sebeplerle cemaati tamamen veya kısmen kaçıran kimseye “lahik” denir. Lahik, kaçırdığı şeylerde Kur’an okumaz, sehiv secdesi de yapmaz. Önce mümkünse geçirdiği rekâtları veya rükünleri yapar, sonra imama uyarak ona selam verir.
Geçirdiklerini yerine getirdiği takdirde imama yetişemeyeceğini anlarsa hemen imama uyar. İmam namazı bitirince kendisi kaçırdığı rekâtları veya rükünleri yapar, yerine getirir.
Mesbuk: İmama, ilk rekâtın rükûundan sonra uyan kimseye denir.
Mesbuk, imam selam verdikten sonra kılacağı rekâtlarda kırata göre, namazının evvelini, oturuşa göre de namazının sonunu yerine getirerek yetişemediği rekâtları tek başına kılar.
Erkek ve Kadının Aynı Hizada Namaz Kılması
Aynı hizada namaz kılmanın, namazı bozması için şu şartların gerçekleşmesi gerekir:
1) Kadın imama uymuşsa, imamın kadınlar için de imamlığa niyet etmesi gerekir. Aksi halde kadının imama uyması geçerli olmaz ve bu yüzden de bir hizada durma önemini kaybeder. Yalnız cenaze namazında bu niyete gerek yoktur. Bazı fakihlere göre, cuma veya bayram namazlarında da kadınların uymaları için imamın niyeti şart değildir.
2) Kadının akıllı ve erginlik çağına ulaşmış olması veya erginliğinin yaklaşmış bulunması şarttır.
3) Kadının, erkeğin önünde veya onun tam bitişiğinde namaz kılması gerekir.
4) Erkek ile kadının iftitah tekbiri bakımından aynı namazda bulunması gerekir. Erkek vaktin namazını, kadın ise kaza namazı kılsa aynı hizada bulunma namazlarını etkilemez.
5) Kadın ile erkeğin namaz kıldıkları yerin perde veya benzeri bir şeyle ayrılmamış ve arada bir boşluk bulunmayan aynı mekân olması. Kadın erkekten bir adam boyu yüksek mahfelde bulunsa, aynı hizada olmaları namazın sıhhatine zarar vermez.
6) Namazı bozacak derecede aynı hizada bulunmanın süre bakımından ölçüsü İmam Ebu Yusuf’a göre, rükû ve secde gibi bir rüknü fiilen eda etmektir. İmam Muhammed’e göre, bir rüknü yerine getirecek kadar bir süre (yani üç tesbih miktarı) aynı hizada bulunmuş olmak şarttır.
Yukarıdaki şartlar gerçekleşince erkeğin namazı bozulur. Ancak imama uyan kadınlar, erkeklerin safı önünde bir saf teşkil edecek olsalar, arkalarındaki bütün erkeklerin namazı bozulur. Erkeklerin arasında üç kadın bulunsa, bunların hem sağ, hem de sol yanlarındaki birer erkeğin hem de arka hizalarındaki her saftan üç erkeğin namazları fasid olur. Aradaki kadınlar iki olursa, yanlarındaki birer erkek ile arka taraflarındaki yalnız iki erkeğin namazı bozulur, daha arka saflardakilerin namazlarına bir şey olmaz. Aradaki kadın, bir tane olunca sağ ve sol tarafındaki birer erkekle, arkasındaki bir erkeğin namazı bozulur. Bu son iki durumda namazları bozulan erkekler, kadınlar ile diğer erkekler arasında bir perde oluşturacağı için, artık bu bozulma başkalarına geçmez.
Erkeklerin namazlarının bozulmasına yol açan kadınların bu yüzden günahkâr olacaklarında şüphe yoktur. Kadınların mescitlerde erkeklerin arasına karışmaktan veya aynı hizada namaza durmaktan sakınmaları gerekir. Kadınlar mescitte kendilerine ayrılan yerde imama uyarak namaz kılabilirler. Ancak cemaate çıkmayıp evlerinde namaz kılmaları da hadis-i şeriflerde teşvik edilmiştir. Hatta evde kılacakları namazın daha faziletli olduğu belirtilmiştir.
Namazın Cemaatle Kılınışı
Namazın Birinci Rekâtında İmama Uyanların Durumu
İmamın peşinde cemaatle namaz kılan kimse hem kılınacak namaza, hem de imama uymaya niyet eder. Örnek olarak öğle namazının farzının nasıl kılınacağını görelim.
Şöyle niyet eder: “Niyet ettim Allah rızası için bugünkü öğle namazının farzını kılmaya uydum imama.”
Cemaatle kılınana bütün namazlarda imama uyan kimse niyetin sonunda “uydum imama” cümlesini ilave eder.
İmam tekbir alınca, cemaat de hemen onun peşinden tekbir alarak ellerini bağlar ve gizlice “Sübhaneke”yi okuyup susar. Cemaat “Sübhaneke”den başka rekâtların hiç birinde ayakta bir şey okumaz. Sadece açıktan okunan namazlarda imama Fatiha’yı bitirince “Amin” der.
Rüku-a varınca cemaat burada üç kere “Sübhane Rabbiye’l-Azim” der. İmam “Semiallahü limen hamideh” diyerek ayağa kalkınca cemaat ayakta “Rabbena Leke’l-hamd” der.
Secdelerde de üç kere “Sübhane Rabbiye’l-Ala” der.
Oturuşlarda imamla birlikte cemaatte Etteyhiyyatü, Allahümme Salli, Allahümme Barik’i okur ve yine imamla beraber selam verir.
İmamın peşinden cemaatle namaz kılan kimse tekbir alırken rükûa varırken rükûdan kalkarken secdeye giderken secdeden kalkarken ve selam verirken imamı takip edecek, ondan öne geçmeyecektir.
Bir rekâtın rükûunda, yani imam rükûdan henüz doğrulmadan ayakta niyet edip tekbir alan ve rükûda imama yetişmiş olan kimse o rekâta yetişmiş sayılır.
İkinci Rekâtta İmama Uyanların Durumu
Birince rekâtın rükûuna yetişemeyen kimse yetiştiği yerde niyet ederek tekbir alır ve imama uyar. İmamla beraber namaza devam eder. Son oturuşta Ettehiyatü’yü okuyup imamın selam vermesini bekler. İmam sağ tarafa selam verince kendisi yetişemediği rekâtı tek başına kılmak üzere selam vermeden Allahu-Ekber diyerek ayağa kalkar. Sübhaneke, Euzü Besmele, Fatiha ve bir sure okur.
Ondan sonra rükû ve secdeleri yaparak oturur. Ettehiyattü, Allahümme Salli, Allahümme Barik ile Rabbena Atina. Duasını okur. Önce sağa sonra sola selam vererek namazını bitirir.
Üçüncü Rekâtta İmama Uyanların Durumu
Dört rekâtlı bir namazın üçüncü rekâtında imama uyan kimse son oturuşta Ettehiyatü’yü okuyup imamın selam vermesini bekler. İmam sağ tarafa selam verince kendisi selam vermeyerek Allahu Ekber diyerek ayağa kalkar. Yetişemediği 2 rekâtı şöyle tamamlar: Sübhaneke, Euzü Besmele ile Fatiha ve birde sure okuyup bilindiği gibi rükû ve secdeleri yaptıktan sonra Allahu-Ekber diyerek ayağa kalkar. Besmele ile Fatiha ve sureyi okuyup yine rükû ve secdeleri yaptıktan sonra oturur.
Ettehiyyatü, Allahümme-Salli, Allahümme-Barik ve Rabbena Atina… duasını okuyup sağa ve sola selam vererek namazını tamamlamış olur.
Üç rekâtlı olan akşam ve vitir namazlarının üçüncü rekâtında imama uymuş olan kimse imamla beraber o rekâtı kılar. Ettehiyyatü’yü okuyup imamın selam vermesini bekler. İmam sağ tarafa selam verince kendisi selam vermeyerek Allah-u Ekber deyip ayağa kalkar. Subhaneke, Euzu Besmele, Fatiha ve bir sure okuyarak rükû ve secdeleri yapıp oturur. Burada yalnız Ettehiyattü’yü okur ve Allah-u Ekber diyerek ayağa kalkar. Besmele ile Fatiha ve bir sure okuyup rükû ve secdeleri yaptıktan sonra oturur. Ettehiyyatü, Allahumme Salli, Allahumme Barik ve Rabbena Atina… duasını okuyup sağ ve sola selam verip namazı bitirir.
Dört Rekâtlı Bir Namazın Dördüncü Rekâtında İmama Uyan Kimse
Yine imamla beraber o rekâtı kılar ve son oturuşta Ettehiyattü’yü okuyup bekler. İmam sağ tarafa selam verince kendisi selam vermeyip Allah-u Ekber diyerek ayağa kalkar burada Sübhaneke, Euzü Besmele ile Fatiha ve bir sure okur. Sonra rukü ve secdeleri yapıp oturur ve yalız Ettehiyattü’yü okuyup ayağa kalkar. Ayakta besmele ile Fatiha ve bir sure okur ve usülüne uygun olarak rukü ve secdeleri yapıp oturmaksızın ayağa kalkar. Yalnız besmele ile Fatihayı okuduktan sonra rukü ve secdeleri yapar ve oturur. Ettehiyattü, Allahümme Salli, Allahümme Barik ve Rabbena Atina… duasını okuyup sağa ve sola selam verir. Namazı tamamlanmış olur. Son rekâtın ruküundan doğrulduktan sonra imama uyan kimse imam sağ tarafa selam verince Allah-u Ekber diyerek ayağa kalkar. Baştan sona bütün rekâtları kılarak namazı tamamlar.
Cemaatin Namazda İmama Uyup Uymayacağı Şeyler
İmama uyan kimse imam tekbiri aldıktan sonra tekbir alır ve sadece “Sûbhaneke”yi okuyup susar. Fâtiha ve sure okumaz. İmam ile birlikte rükûa varınca üç kere “Sûbhâne Rabbiye’l azîm” der. İmam “Semiallâhü limen hamideh” diyerek rükûdan doğrulduğu zaman imama uyan ayakta “Rabbenâ leke’l-hamd” der. Secdelerde de üçer kere “Sübhâne Rabbiye’l-âlâ” der.
Üç ve dört rekâtlı farzların ikinci rekâtlarındaki ilk oturuşta “Ettehiyyâtü”yü okur. İki, üç ve dört rekâtlı namazların son oturuşunda “Etthehiyyâtü, Allahümme Salli, Allahümme Bârik”i okur ve imam ile birlikte selam verir.
İmam ile namaz kılan bir kimse rükûda üç kere “Sübhâne Rabbiye’l-azîm” demeden imam rükûdan kalkıp doğrulursa, kendisi tesbihleri tamamlamayı beklemez, hemen imam ile beraber kalkıp doğrulur. Secdelerde de üç kere “Sübhane Rabbiye’âlâ”yı bitirmeden imam kalkacak olursa, tesbihleri tamamlamaya bakmaz, imama uyarak hemen kalkar.
Dört rekâtlı namazların birinci oturuşunda “Ettehiyyatü”yü bitirmeden imam üçüncü rekâta kalkarsa, imamın arkasında kılan kişi isterse imamla birlikte hemen kalkar, isterse “Ettehiyyatü”yü tamamladıktan sonra kalkar.
Eğer son oturuşta “Ettehiyyatü”yü bitirmeden imam selam verirse “Ettehiyyatü”yü bitirdikten sonra selam verir.
Cemaatten biri, “Ettehiyyatü”yü bitirdiği halde Allahümme Salli, Allahümme Barik ve duaları bitirmeden imam selam verirse, salavat ve duaları bitirmez, hemen imama uyarak selam verir.
Vitir namazında Kunut duasını bitirmeden imam rükûa varırsa, Kunuttan biraz okumuş ise imamla beraber rükûa varır, eğer Kunuttan biraz okumadan imam rükûa varırsa imama rükûa yetişecek şekilde Kunuttan biraz okur.
İmam, fazladan secde yaparsa cemaat ona uymaz.
İmam, selam vermek üzere namazın sonunda oturduktan sonra unutarak ayağa kalkarsa cemaat ona uymaz, imamın yanıldığını hatırlatmak için “Sübhânallah” der. Eğer, imam kalktığı fazla rekâtın secdesine varmadan önce geriye dönüp oturursa cemaatle beraber selam verir ve sehiv secdesi yaparlar.
Eğer imam, namazın sonunda oturduktan sonra yanılarak kalktığı fazla rekâtın secdesini yaparsa cemaat imamı beklemez, kendi kendilerine selam verirler.
İmam, namazın sonunda oturmadan ayağa kalkarsa cemaat kalkmaz, “Sübhanallah” diyerek onu geriye dönüp oturması için uyarır. İmam yanıldığını anlayarak hemen geri dönüp oturursa birlikte selam verirler ve sehiv secdesi yaparlar.
İmam geri dönüp oturmadan ve fazladan kılmakta olduğu rekâtın secdesini yapmadan önce cemaat kendi kendilerine selam verirlerse, cemaatin namazı bozulur. Eğer imam secde yaptıktan sonra selam verirlerse hem imamın hem cemaatin namazı bozulur.
İmam, namazda beş şeyi yapmazsa cemaat da bunları yapmaz. Bunlar:
Kunut, bayram tekbirleri, birinci oturuş, tilavet secdesi ve sehiv secdesidir.
İmam dört şeyi yaparsa cemaat ona uymaz. Bunlar:
Fazla secde, bayram tekbirlerinde fazlalık, cenaze tekbirlerinde fazlalık, namazın sonunda fazla rekâta kalkmak.
Dokuz şeyi imam yapmasa cemaat yapar. Bunlar:
İftitah tekbirinde elleri kaldırmak, Sübhâneke’yi okumak (imam Fatiha’da olduğu sürece) rükû tekbiri, sücud tekbiri, rükûda tesbih, secdede tesbih, rükûdan kalkarken “Semiallâhü limen hamideh” demek, Ettehiyyatü’yü okumak, selam vermek ve teşrik tekbirleri.
İmamın, Yerine Cemaatten Birini Geçirmesi
Namazda abdesti bozulan imamın, yerine cemaatten birini geçirmesine “istihlaf” denir.
Namaz kıldırırken abdesti bozulan imam, vakit geçirmeden burnu kanıyormuş gibi elini burnuna tutarak yerinden ayrılır ve cemaatten imamlık yapabilecek birini ya işaret ederken veya tutup mihraba getirerek yerine geçirir. Sözle yerine geçirmez. Eğer söz söylerse hepsinin namazı bozulur.
İmamın yerine geçen kimse kalbi ile imamlığa niyet ederek namazı tamamlar. İmamın kendisi de abdest alıp namazın kalanını tamamlar.
İmamın namaz kıldırırken abdesti bozulup da kendisi yerine birini geçirmezse, cemaat, içlerinden birini geçirir veya cemaatten birisi kendiliğinden imamın yerine geçerse, önceki imam henüz camiden çıkmadan namazı kıldıracak olan kişi onun yerine geçmiş olursa caizdir.
Eğer namazı kıldıracak olan kişi yerine geçmeden, önceki imam camiden çıkmış olursa, cemaatin namazı bozulur.
Namazı Kesip Farza Yetişmek
Bir namaza başladıktan sonra onu özürsüz olarak bozmak haramdır. Ancak tek başına kılan bir kimsenin cemaatin faziletini kazanmak maksadıyla namazı bozması caizdir.
Bir kimse tek başına farz olan bir namazı kılmaya başladıktan sonra yanında cemaatle namaz kılınmaya başlandığı takdirde:
Tek başına kılan kimse henüz birinci rekâtın secdesini yamamışsa ayakta bir tarafa selam vererek namazı keser ve imama uyar.
Eğe birinci rekâtın secdesini yapmış ve kılmakta olduğu farz namazı dört rekâtlı ise bir rekât daha kılarak iki rekâtı tamamlayıp selam verdikten sonra imama uyar ve farzı onunla kılar. Kendi başına kıldığı iki rekât nafile olur.
Tek başına kılan, eğer dört rekâtlı namazın üçüncü rekâtının secdesini yaptıktan sonra yanında cemaatle namaza başlanmış ise, artık namazı kesmez, dört rekâtı tek başına tamamlar, sonra imama uyar. Fakat bu durumda farz olan namaz, kendi başına kıldığı namazdır. İmamla berabere kıldığı ise nafile olur. Ancak böyle bir durum ikindi namazında olmaz. Çünkü ikindi namazından sonra nafile kılmak mekruhtur. Bu sebeple, ikindi namazını tek başına kılarken yanında cemaatle namaza başlandığını gören kimse, eğer namazın üçüncü rekâtının secdesini yapmış ise bu namazı tamamladıktan sonra imama uymaz.
Sabah ve akşam namazlarının farzlarını kılarken, henüz ikinci rekâtın secdesini yapmamış ise namazı kesip imama uyar.
İkinci rekâtın secdesini yaptığı takdirde, kılmakta olduğu farzı tamamlar ve artık imama uymaz. Çünkü sabah namazından sonra nafile namaz kınlamayacağı gibi, akşamın farzından sonra da üç rekâtlı bir nafile namaz yoktur.
Eğer öğlenin dört rekâtlı ilk sünnetine başladıktan sonra cemaatle namaz kılınmaya başlanırsa, iki rekâtı kılıp selam verir ve imama uyar. Üçüncü rekâtın secdesini yapmışsa dört rekât sünneti tamamlar, sonra imama uyar. Farzı cemaatle kıldıktan sonra önce öğlenin dört rekât sünnetini kaza eder, sonra da iki rekât sünnetini kılar.
Camiye geldiği zaman farza başlanmışsa sünneti kılmaya durmaz, hemen imama uyar. Ancak sabah namazının farzı kılınırken camiye gelen kimse sünneti kıldığı takdirde imama ikinci rekâtta “Ettehiyyâtü” okunurken yetişebileceğini anlarsa, önce sünneti kılar, sonra imama uyar. Eğer “Ettehiyyatü” okunurken de yetişemeyeceğinden korkarsa o zaman sünneti kılmaz, imama uyarak farzı kılar, sünnet daha sonra kılınmaz.
Eğer kılınan öğlenin farzı ise sünnete başlamadan imama uyar. Kılamadığı ilk sünneti farzdan sonra kılar. Cumanın ilk sünneti de böyledir. Farzdan önce kılmadığı yatsının ilk sünnetini farzdan sonra kılmaya bir engel yoktur. İmama bir rekâtın rükûunda yetişen kimse o rekâta yetişmiş sayılır. Kendisi rükûa eğilmeden imam rükûdan kalkarsa o rekâta yetişmiş olmaz. Namazın bir veya iki rekâtını cemaatle kılan, cemaate yetişmiş sayılmaz, ancak faziletine nail olur.
Namaz kılmak için camiye gelen kimse, müezzin ikamete başlamamışsa sünneti, camide veya cami dışında istediği yerde kılabilir. Müezzin ikamete başlamak üzere ve imam namaza başladığı sırada sünnete durmak mekruhtur. Bilhassa safların arasında veya hemen arkasında sünnete durmak mekruhtur.
Beyhan Büşra ÖZKUL
Kaynaklar:
Feyz’ül Furkan Kur’an-ı Kerim Meali
İlmihal / Hamdi DÖNDÜREN / ERKAM Yayınları
İslam İlmihali / M. Asım KÖKSAL / Seha Neşriat
İslam İlmihali / Lütfi ŞENTÜRK / Seyfettin YAZICI / DİB Yayınları
Büyük İslam İlmihali / Ömer Nasuhi BİLMEN / BİLMEN Yayınları
İlmihal 1 / DİB Yayınları