Zamanın her geçen gün daha da hızlı aktığı bu günlerde “kaliteli vakit geçirebilmek” konusu araştırmalara, seminerlere, kitaplara vb. konu olmuş ve birçok çevre tarafından dert edilmiştir.
Eski zamanlara göre günlük işlerimizi gelişen teknoloji sayesinde daha hızlı hatta çoğu reklamda kullanılan bir slogan gibi TEK TUŞLA yapabilir hale geldik. Böylece daha çok şey yapabiliyoruz ama kim için ne için ve ne yapıyoruz? Günlük hayatımızda; işte veya evde rutin olan işlerimiz haricinde kalan zamanımızı nasıl geçiriyoruz?
Bilgisayar, cep telefonları, tabletler ve akıllı telefonlar, bu sıralama ile çok hızlı şekilde hayatlarımıza girerek hayatımızın vazgeçilmez bir parçası oldular. Cep telefonunu elimize almadan kaç saat veya kaç dakika geçirebiliyoruz?
Peki, cep telefonumuzu elimize aldığımızda ilk yaptığımız ne oluyor?
– Whatsapp, Line, Messenger vb.’dan mesaj var mı diye kontrol etmek,
– Facebook, Instagram, Periscop, Twitter vb.’dan yeni bir paylaşım var mı diye kontrol etmek,
– Fotoğraf çekmek, video çekmek(Boomerang), selfie yapmak.
Bu sebeplerle telefonlarımıza sarılıyorsak veya elimizden bırakamıyorsak, henüz farkında olmasak bile hem fiziken hem ruhen zararlarını artan bir şekilde görmeye devam edeceğiz.
Telefonlarımızı hayatımızdan çıkarmak bunlar için bir çözüm olmayacaktır. Bunlarla yaşamayı öğrenmeli ve gerekliliklerini sorgulayarak kullanmalıyız. Aslında bu konuda da bazı tedbirler alabilir ve bu teknolojik imkânları da zarara dönüşmeden faydalı hale getirebilecek daha kaliteli bir kullanımı yaygınlaştırabiliriz.
Örneğin;
– Gelebilecek önemli bir mesajı kaçırma endişesi ile sürekli olarak mesajlaşma uygulamalarını kontrol etme ihtiyacı duyuyorsanız; anında okumanız gerekmeyen birçok mesaj için harcayacağınız zamanı azaltmak adına ya bulunduğunuz mesajlaşma gruplarını sessize alabilir veya önemli kişilere/gruplara ait özel mesaj sesleri tanımlayabilirsiniz. Gruplara veya kişilere özel mesaj veya arama seslerinin nasıl tanımlanacağını, uygulamaların veya telefonların internet sitelerinden bulabilirsiniz.
– Durum, konum, resim, video vb. paylaşım uygulamalarını ise zaten başkalarının hayatlarını izlemek, kim kiminle nerede imiş meraklarını gidermek veya aynı şekilde mahrem sayılabilecek özel hayatlarımızı paylaşmak maksatları dışında kullandığımızı varsayarak işimiz için veya gerçekten bize faydalı olabilecek paylaşımlar yaptığını düşündüğümüz hesaplar için sadece o hesaplardan yapılan paylaşımlardan haberdar olabilmek amacıyla uygulamaların ayarlarından bildirim tanımları yapabiliriz. Bu şekilde sık sık uygulamaları açıp kontrol ederek o hesaplara ait paylaşımları aramak ile geçen zamanı kurtarabiliriz.
– Telefonların kullanım amaçları içerisinde konuşmak veya mesaj yazmak kadar fotoğraf çekmek de ciddi oranda yer almıştır. Elbette fotoğraf çekebilmek de güzel bir imkân. Ama amacı, güzel anıları biriktirmek yerine sosyal medyada paylaşmak ise burada çok daha dikkatli olmamız gerekiyor.
Haberlerde izliyoruz; çok büyük firmaların bile güvenlik duvarları aşılarak kişisel bilgiler çalınabiliyor ve kötü niyetli kişilerin eline geçebiliyor. Kişisel bilgilerimizi(yaşadığınız sokak/apartmana ait detaylı bilgiler, araçlarınızın plaka bilgileri, iş yeriniz) ifşa edebilecek, kendimizin veya ailelerimizin fotoğraflarının sosyal medyada paylaşımlarının tahmin edemeyeceğimiz kötü sonuçları ile karşılaşmamak için mümkün olduğunca tedbirli olunmalıdır. Paylaşılmak isteniyorsa da paylaşımlarımızı kimlerin görebileceğine dair gizlilik ayarlarını yapmaya, takip ettiğimiz veya bizi takip eden kişi listesini mutlaka kontrol altında tutmaya özen göstermeliyiz.
Ayrıca uygulamalara ait hesapların hacklenerek kötü niyetli kişiler tarafından ele geçirilebilme ihtimalinden dolayı kullanıcı adı ve şifre bilgilerimizin kolay tahmin edilebilir olmamasına, her uygulamada farklı şifre kullanmaya ve bu bilgileri başka kişilerle paylaşmamaya dikkat etmeliyiz.