Hafize Teker Berktaş (Mimar)-
Sürdürülebilirlik, ihtiyaçlarımızı gelecek nesillerin ihtiyaçlarını zarara uğratmadan karşılayabilmek olarak tanımlanır. Bu kavram, ekonomik, sosyal ve çevresel boyutlarıyla bütüncül bir yaklaşımı kapsar. Temel amacı, kaynakları etkin bir şekilde kullanarak çevreye zarar vermeden yaşam kalitesini artırmaktır.
Sürdürülebilirlik, çoğu zaman büyük ölçekli projeler veya devlet politikaları bağlamında düşünülse de aslında her birimizin evinde başlar. Aileler, sürdürülebilir bir yaşam için ilk adımın atılabileceği en önemli yerlerden biridir. Evde sürdürülebilir bir yaşam tarzını benimsemek, sadece doğayı korumakla kalmaz, aynı zamanda ekonomik tasarruf sağlar ve toplumsal kalkınmaya da katkıda bulunur. Ayrıca çocuklara da bu konuda örnek oluşturur.
Ev Hayatında Sürdürülebilirlik
Günümüz ev hayatında, artık vazgeçilmez olan elektrik ve suyun tüketiminde sürdürülebilirliğin sağlanması çok önemlidir. Özellikle enerji tasarrufu, ailelerin evde kolaylıkla uygulayabileceği bir sürdürülebilirlik ilkesidir. Enerji tasarruflu lamba ve beyaz eşyalar ile iyi yalıtımlı yapı malzemeleri, uzun vadede hem enerji tasarrufu sağlar hem de aile bütçesine katkıda bulunur. Bunun yanı sıra, çocuklara enerjiyi bilinçli kullanma alışkanlığı kazandırmak da oldukça önemlidir.
Diğer taraftan iç mekânlarda bakımı sağlanan bitkiler, hem eve estetik bir görünüm sağlar hem de havanın kalitesini artırır. Yine balkon, bahçe ve pencere önü gibi ortamlarda bitki yetiştirmek, söz konusu faydalara ilaveten az miktarda da olsa doğal sebze ve meyveye ulaşma imkanı sağlar.
Ev hayatında sürdürülebilirlik konusunda pek çoğumuzun aslında bildiği ve uyguladığı bazı ipuçlarını aşağıda bulabilirsiniz:
- Odadan çıkarken ışıkları kapatmak,
- Kullanılmayan elektrikli ev aletlerini kapalı tutmak,
- Enerji tasarruflu beyaz eşyalar kullanmak,
- Su tüketimine dikkat etmek (damlatan muslukları tamir ermek, su tasarruflu musluk ve duş başlığı kullanmak, diş fırçalarken ve abdest alırken boşa akan suyu kapatmak, duşta uzun süre kalmamak,
- Kış aylarında evde olunmayan saatler için kombiyi tamamen kapatmak yerine düşük ısıda tutmak,
- Kış aylarında peteklerin bakımını yapmak, etrafını kapalı tutmamak,
- Elektrik ve su tüketiminde aşırıya kaçmamak (su ısıtıcısında ihtiyaç kadar su kaynatmak, kirli olmayan çamaşır ve bulaşıkları yıkamamak).
Geri dönüşüm konusu da sürdürülebilir bir yaşam için önemlidir. Günümüzde bazı yerel yönetimlerin ve sivil toplum kuruluşlarının, kamusal alanlarda geri dönüşüm amacıyla atıkları topladıkları sistemler mevcuttur. Evdeki çöpleri cinsine göre (cam, plastik, kağıt, pil, yağ, kumaş vs.) tasnif etmek ve buralarda değerlendirmek, sanılanın ötesinde faydalar sağlayabilir. Tüm bunlara ek olarak atık yönetimi yapmak, ihtiyaç olmayan eşyalar almamak en faydalı ve önemli çözümdür.
Dekorasyonda Sürdürülebilirlik
Malzeme seçimi bu konuda başlangıç için en güzel adımdır. İmkânlar dahilinde kimyasal bileşen içermeyen, bambu, yün, pamuk, masif ahşap gibi doğal malzemeler ev dekorasyonunda tercih edilebilir. Bu malzemelerin kullanımı hem doğaya hem de aile bireylerinin sağlığına olumlu yönde etki yapacaktır.
Dekorasyonda sürdürülebilirlik kapsamında değerlendirilebilecek konulardan birisi de ileri dönüşümdür. Bu yaklaşım, atık miktarını azaltmaya, kaynakları daha etkin kullanmaya ve çevreye olan etkileri minimize etmeye yardımcı olur. Ayrıca ileri dönüşüm genellikle enerji tasarrufu sağlar, çünkü yeni bir ürün üretmek için genellikle daha fazla enerji gereklidir. İleri dönüşüm hakkında detaylı bilgiye ulaşmak için daha önce yayımlanmış olan yazıya göz atılabilir ( https://kadinveaile.com/esyalarimizda-ileri-donusum ).
Eşya tercihi ve yerleşimi de enerji verimliliği açısından önemlidir. Örneğin uygun yerlerde kullanılan aynalar, doğal ışık kaynaklarının dağılmasını ve daha az aydınlatma kullanılmasını sağlayabilir. Ayrıca ısı ve ışığın doğru bir şekilde yayılmasını engelleyen unsurlardan uzak durulması faydalı olur.
Son olarak, halihazırda kullanmakta olduğumuz ve ömrünü henüz tamamlamamış çeşitli eşyaların, yukarıda tanımlanan özelliklere uygun olmadığı gerekçesiyle yenilenmesi de sürdürülebilirliğin aksine hizmet eder. Nitekim tüm üretim süreçleri, az veya çok doğaya zarar vermektedir. Eşyanın ömrünü tamamlamasını sağlayacak çözümler üretilebilir.
Sonuç olarak sürdürülebilirlik sadece bir trend değil; aynı zamanda geleceğimizi koruma sorumluluğudur. Kadınlar ve aileler olarak bu sorumluluğu taşımak ve gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için bugünden harekete geçmeliyiz.