Bismillâhi’r-Rahmâni’r-Rahîm üzerine, besmelenin fazileti üzerine çok kitaplar yazılmıştır. Fakat ben şunu ifade etmek istiyorum: Kur’an-ı Kerim’in ilk inen ayetleri Alak Sûresi’nin ilk beş ayetidir. Sûre olarak ilk inen Fâtiha Sûresi’nin başında “Bismillâhi’r-Rahmâni’r-Rahîm” vardır. Yani Allah’ın ismiyle bir şeyin yapılmış olması çok önemli bir husustur. Bunun üzerinde biraz durmamız gerekiyor. Neden bu böyle okunuyor? Onun sebebi üzerinde derin derin düşünmemiz gerekiyor. Hemen onu açıklayalım, ondan sonra da kelimelerinin izahı üzerinde dururuz. Kelimeleri açıklarız. Birtakım noktalara işaret etmek istiyorum.
Bunu okumaktaki maksadımız ne oluyor? “Ne kendim, ne başkası hatıra gelebilen hiç bir nam ile değil, ancak Allah-u Teâlâ’nın namı ile başladığım işe başlıyorum, başlarım.” demiş oluyoruz. Yani, burada (Bismillâh) “Allah’ın ismiyle başlarım” derken, Allah’ın ismini öne almak, ancak manası ifade ediyor, tahdit ifade ediyor. Yani başka hiçbir sebeple değil, kendi adıma da değil, başkası adına da değil, sadece ve sadece Allah rızası için, Allah adına bu işe başlıyorum, başlamaktayım.” demiş oluyor insan. Yani, “Bu işi kendim için değil, Allah namına, onun emriyle ve onun için yapıyorum.” demiş oluyor. Burada hem te’kid var, hem de Allah’a tam itaat var. Allah’tan başka hiçbir şeyi nazar-ı dikkate almamak, sadece Allah’ın rızasını düşünmek var. Çok önemli bir nokta. Çok önemli olduğu için de, Allah-u Teâlâ Hazretleri ilk ayetlerde Allah’ın ismiyle başlanmasını söylemiş oluyor.
Demek ki biz, yapacağımız her işi nasıl yapmalıyız? Allah için yapmalıyız; Allah adıyla, Allah namına, Allah ile Allah’a dayanarak, Allah’a güvenerek, Allah yolunda, Allah rızası için yapmalıyız. Bunları hepsi “Bismillâhi’r-Rahmâni’r-Rahîm”in içinde, manasında saklı olduğu için… Lâ ilâhe illallah manası var, İlâhî ente maksûdî ve rıdâke matlûbî, Yâ Rabbi, ben ancak senin rızanı istiyorum; başka hiçbir şey beni ilgilendirmiyor, başka hiçbir şeyin peşinde değilim, manası var. İmanın tam has görünümü, tam ihlaslı, hâlis, muhlis görünümü olmuş oluyor. O bakımdan çok önemli bir ibare olmuş oluyor.
Peygamber sav Efendimiz Hazretleri de bu önemi vurgulamak için bu hususlarda nasihat buyurmuş, bazı hadis-i şerifler irad etmiştir.
Mesela, (Bismillâhi’r-Rahmâni’r-Rahîm, miftâhu külli kitâbin) “Besmele, şu Bismillâhi’r-Rahmâni’r-Rahîm ibaresi her yazının, kitabın anahtarıdır, başlangıcıdır.” buyurmuş. Demek ki bir yazıya başlarken Bismillâhi’r-Rahmâni’r-Rahîm ile başlamak lazım. Kendisi de öyle yapardı. Başka yerlere mektup gönderirken önce besmeleyi yazdırırdı.
Sonra buyurmuş ki: (Küllü emrin yübâlin lem yübde’ fîhi bibismillâhi fehüve ebter.) “Her mühim bir iş ki, besmeleyle başlanmamışsa, besmele okunmadan o işe girişilmişse; o iş kesiktir, sonu yoktur, güdüktür.” Demek ki, her mühim işe Bismillâhi’r-Rahmâni’r-Rahîm diye, bu manaları düşünerek başlamamız emredilmiş oluyor.
Onun için Bismillâhi’r-Rahmâni’r-Rahîm fevkalâde önemlidir. Biz de her işimizi bu manaları düşünerek yapmalıyız. Kendim için değil, keyfim için değil, zevkim için değil, menfaatim için değil, bir başkasının hatırına değil, bir başkasının gönlü hoş olsun diye değil, bir başkası istiyor diye değil; bu işi sırf Allah rızası için yapıyorum, demiş oluyor.
Tabii burada da bir işaret var, hayatımızı böyle geçirmeliyiz. Başkasının hatırı için, başkasına dalkavukluk yapacağız diye, başkasının gönlü hoş olsun diye veya kendi keyfim olsun, nefsimin arzusu yerine gelsin diye yaşamamalıyız. Hayatımızın bütün fiilleri sırf Allah rızası için olmalı. Onun için büyüklerimiz bize neyi öğretmişlerdir? Bir hadis-i kudsîden alınıp, bizim ifademize uygun hale getirilip söylenmiş olan, İlâhî ente maksùdî ve rıdàke matlûbî, “Ey benim Rabbim, sadece sen benim maksûdumsun ve ben sadece senin rızanı kazanmak istiyorum” düşüncesini öğretmişlerdir. İşte hayatın en mühim düşüncesi budur. Bir Müslümanı diğer insanlardan ayıran en mühim nokta budur. Başkası menfaat için çalışır, keyif için çalışır, zevk için çalışır, yapacağı her işi böyle yapar. Ama bir Müslüman sırf Allah için yapar, Allah’ın rızasını kazanmak için yapar.