20 Mart 2025 / 20 Ramazan 1446

Üçüncü Ebeveyne Dair Notlar

Uzm. Psik. Fethiye Zalım Başbekleyen – 

 “Bir çocuğun üç ebeveyni vardır: Anne, baba ve anne ile baba arasındaki ilişki. Bir neslin ebeveynlik biçimi, kendinden sonraki beş neslin ebeveynlik biçimini etkiler.” (Byron Norton)

Çocuk anne babanın arasındaki ilişkisi içinde büyür. Bu ilişki çocuğa ne olması gerektiğini anlatan değil eylemleriyle gösteren niteliktedir. Bu ilişki biçimi çocuğun ilk okuludur. Burada insan olmayı canlı örneği gözleyerek öğrenir. Üçüncü ebeveynin sağlıklı hali ve bu hali korumak için neler yapılabilir?

Farklı olmak gerekliliği

Ebeveynlerin bireysel farklılıklarının üçüncü ebeveynin etkisine zarar vereceği düşünülür. Oysa ebeveynler birbirlerinin farklılıklarını fark eder, kabul eder, birbirine saygı duyar, bu farklılıkları aileyi renklendiren bir unsur olarak görür ve karşısındakini değiştirmeye çalışmazsa; bu tutumları çocuklarının bir başkasıyla kuracağı ilişkide farklılıklarla başa çıkma becerisi geliştirmesine imkan tanır. Çocuk ailede farklı olmaya izin verildiğini görürse kopya bir kimlik oluşturmaz veya ailenin istediği aynılığı protesto ederek kendini çok uzak kimliklerde aramaz.

Ebeveynlerin, eşinin söylediğinin kendisine yeterince inandırıcı gelmediği durumlarda söylenenlerin saçma ya da yersiz olduğu gibi saptamalardan uzak durup kendisinin bu şekilde düşünmediğini söylemesi, farklılıkların zenginliğe dönüşme kapısını aralayabilir.

 Sorun olduğunda

Eşlerden birisinin sorunlu olarak gördüğü bir durumu diğer eş sorunsuz kabul ediyor olabilir. Bu krizi çocukları için kıymetli bir hayat tecrübesine çevirmekse yine eşlerin elinde. Bu durumda –kendince doğru olsun ya da olmasın- problemin varlığını kabul etmek çözüm için en büyük adım olacaktır. Ortada bir sorun görmeyen eşin, özellikle çocuklarının yanında bu durumu reddetme gayretinden uzak durarak eşini anlamaya çalışması; bunun için de yargılamadan dinlemeye istekli olması ve sarf ettiği çabayı çocuğun gözlemlemesi sağlanabilir. Bu sahneye şahit olan çocukların kendi ilişkilerindeki problemleri daha rahat çözmeleri mümkündür.

Ailede çocuklar hakem olursa

Çocukların üçüncü ebeveynlerini yakından takip ederken, anne baba arasında oluşan sorunlarda, çatışmalarda zaman zaman taraf tutma isteği belirebilir veya ebeveynlerden biri bunu teşvik edebilir. Anne ve babanın, bu duruma engel olarak, çocuğun üst konuma geçmesine, kendilerine akıl hocalığı yapmasına fırsat vermemesi ve problemin kendilerine ait olduğunu çocuğa hissettirmesi çocuğun sorumluluk alanını fark etmesini sağlar. Bu farkındalık onun hayatı boyunca sınır algısını korumasına yardımcı olur.

 Aynı takımda olma bilinci

Ebeveynler çocuklarının gelişimi ile ilgili aynı tarafta olduğunu fark ederek, çocuğun karşısında birbirini eleştirip güçlerini azaltmamalı. Aksi halde çocuk güçlü olan ebeveyne yaslanmayı tercih edebilir. Örneğin erkek çocuğun anneyi güçlü görerek onunla özdeşim kurması kimlik sorunlarının oluşması ihtimalini güçlendirir.

 İletişim varsa tartışmak doğal

Ebeveynlerin aralarında tartışma çıkmasından korkmalarına gerek yok. Anne ve babanın çatışmadan uzak kalmak yerine çatışmayı sağlıklı yönetebildikleri ortamlar oluşturmak için çaba göstermesi daha sağlıklı ve gerçekçi olacaktır. Çocuklar ebeveynlerinin birbirlerine karşı kullandıkları çatışma kalıplarını kendi ilişkilerinde tekrarlarlar. Anne babanın çatışmada kullandığı tavır çocuğun özdeşim kurduğu ebeveyne göre istismarcı ya da mağdur olma eğilimi oluşturabileceğinden bu tavırlardan kaçınmak önemlidir.

 Hep! derken bir daha düşünelim

Bir sorun esnasında çıkan tartışma sadece o sorunla ilgilidir. “Sen hep böyle yapıyorsun” gibi genelleyen ve suçlayan ifadelerden uzak kalınması, çocuğun karşılaşacağı sorunlara odaklanarak çözüm üretmeye çalışmasına örnek oluşturur. Aksi halde ebeveyniyle özdeşim kuran çocuk genellemeci bir tavırla suçlamayı veya suçlanmayı benimser.

 Anlamak için sessizlik molası

Ebeveynlerden biri çok öfkeli iken diğer eşin idare eden susan, korkan, pusan veya küsen pozisyonda kalmadan; ne olduğunu anlamaya çalışan bir tavır ile olayı çözümleyebilmek için olaydan bir miktar uzak durması çocuk için güzel bir örnek olacaktır. Bu tutum çocuğun olayların akışına kapılmadan sağlıklı düşünme becerisi kazanmasına katkı verecektir.

Duygunun kabulü

Ebeveynlerin iletişim süreçlerinde deneyimledikleri duyguları cesaretli bir şekilde adlandırma ve gerçek duyguyu gösterebilme çabası aile ilişkisi açısından çok kıymetlidir. Çoğu zaman üzüntü veya korku duygusunu göstermenin zayıflık olduğu öğretisiyle daha güçlü görünen öfke duygusunda kalmak sonu gelmeyen çatışmalara yol açabilir.

Aile içinde eşlerin birbirlerinin duygularını kabul etmesi çocukta empati becerisinin gelişmesi için oldukça önemlidir. Empati anlatılarak değil aksine yaşayarak gelişen bir özelliktir.

Ebeveynlerin bir diğerinin üzüldüğü durumu önemseyip ona destek olmayı veya sevinçli, heyecanlı hallerine eşlik edip kutlamayı önemsemesi ve buna istekli olması da birbirlerine ne kadar özen gösterdiklerini çocuklarına gösterebilmenin güzel bir yoludur.

Çocuk bakımı hakkında ebeveynler farklı düşündüğünde

Farklılıkların zenginlik olduğu gözden kaçırılmaması ve çocuğun özdeşim kurduğu ebeveyninin diline sahip olacağı bilinciyle hareket edilmesi üçüncü ebeveyni güçlü kılacaktır. Ebeveynler arasındaki çocuk bakımıyla ilgili farklı düşünceler aşağılanmadan, küçültücü ifadeler kullanılmadan, her iki tarafın da çocuğun iyiliğini istediğinin fark edilmesi en uygun tutum olacaktır.

Aşağılayıcı dil kullanılması, çocuğun onaylanma isteğiyle herkesi memnun etme düşlemine kapılarak hatasız olmaya çalışmasına ve sürekli uyumlanma çabası içine girmesine ya da eleştiren ebeveyni güçlü bularak onunla özdeşim kurar ve sürekli başkalarını eleştiren bir tutum içinde olmasına yol açar.

 Çocukça bir dille, sakin ve az kelimeyle duygusuna eşlik etmeli

Anne baba ilişkisinde karşılaşılan yanlış durum yaşantıda sorun çıkması değil; o sorundan sonra takınılan tavırdır. İnsan olmak ani krizlerle karşı karşıya kalabilme potansiyelini içinde barındırır. Bu olayın çocuk için travmatik olmaması ise yaşanan durumun sade ve çocuğun anlamlandıracağı biçimde ona aktarılmasına bağlıdır.

Anne baba, bir sorun varlığında, ses tonlarını yükseltmemeye özen göstererek, sorunu net olarak tanımlamaya çalışabilir ve bunu çocuğun öğrenmesine açık olabilir. Aile içinde yaşanılan krizler çocukça bir dille, sakin ve az kelimeyle çocuğa aktarılabilir. Çocuk duymamıştır ihtimaliyle sorunları saklamak, çocuğun, duyduğu kadarını yaşının verdiği algılama biçimiyle işlemleyip olumsuz bir histe kalmasına ve kendini çaresiz hissetmesine sebep olabilir.

 “Hayır” demek hayırlı

Yasaklamanın yasaklandığı bir aile olmama konusunda anne babanın yetişkin tavırlarından uzaklaşmadan birbirlerine hatırlatıcı bir işbirliği kurmaları önemlidir. Her bir hayır ifadesi çocuğu geliştirmekte ve bir sonraki adıma geçmek için sağlam bir eşik oluşturmaktadır. Çocuğun her istediğine sahip olamayacağını fark edeceği bu süreçteki ısrar sancıları, onun büyümesi için önemli bir fırsattır.

Baba otoritesinin faydalı işlevi anne ile mümkün

Bir çocuğun babaya gösterdiği ilgi annenin eşine gösterdiği ilgi yoluyla aktarılır. Bir babanın otorite sağlamak için yapmış olduğu girişimler anne tarafından kabul görmemesi halinde yaptıklarının değeri olmayacaktır. Babalık işlevi zorunludur. Çünkü baba, çocuk ile anne arasında iç içe geçmiş ilişkilerde aralarına gerekli mesafenin girmesini sağlar. Ancak babanın bu görevi yerine getirebilmesi annenin bunu kabul etmesine bağlıdır. Babanın varlığı simgesel olarak anneyle bütünleşmiş olan çocuğu anneden ayırır ve çocuk bu sayede ayrı bir beden, ayrı bir birey, farklılaşmış bir erkek ya da kız çocuğu olduğunu far eder. Aksi halde çocuk ve anne arasında yapışık bağımlı ilişki devam eder.

Bir çocuk kendini saydıran bir babayı, kaytaran bir babadan çok sevecektir. Annenin, babanın kendini saydırmaya alan açması önemlidir.

Annelik ve babalık rollerinin karıştırılmaması önemli

Günümüz dünyasında baba da çocuk bakımında ve ev işlerinde sorumluluk almıştır. Babanın bunu anne gibi değil baba olarak yerine getirmesi çocuk gelişimi açısından önemli bir durumdur. Çocuk için anne ve babanın birer tane olması gereklidir. Onun ne iki tane anneye ne de iki tane babaya ihtiyacı vardır ve böyle bir çokluk durumu gelişimin önündeki büyük engellerden biridir.

Doyumlu ilişki = Sağlıklı ebeveyn denklemi

Ebeveynler evliliklerindeki ilişki doyumunun çocuklarının gelişimi üzerindeki etkisinin bilincinde olmalıdır. Bu doyumun niteliği her bireye göre farklı olabileceğinden kendi ilişkilerindeki doyumu arttırıcı planlar yapabilmelidirler.

Çocuğun gelişimi anne babanın arasındaki incelikli iletişime bağlıdır. Erkek çocuk annesini severken bu konuda babasına benzemek isteyecek; bu deneyim sonrasında bu sevme biçimi eşini sevme deneyimine dönüşecektir. Kız çocuk babasını severken anneye benzemek isteyecek; bu deneyimi ilerde kendi eşini sevme deneyimine döndürecektir. O halde bu sevginin ifade ediliş şekilleri öğreticidir ve çocuk ancak güvenle bağlandığı kişilerin olma halinden dönüşebilir. Çocuk anne babanın birbirleriyle ilgilendiğini ve sevdiğini düşünmesi, görmesi gereklidir. Aksi halde ya babasının ya annesinin yerini alır. Bu yine bir sınır ihlalidir. Bu durum çocukta bir egemenlik hissi oluşturur. Ve ayrışmanın olmayışı bir başka birine yer açılmasının önündeki zorlukları oluşturur.

Ebeveynlerin günlük yaşam olayları, kendi başlarından geçenler ya da çocukları ile ilgili konulardaki sohbetleri hem ilişkilerini hem kendilerini güçlendirir. Bu durum çocukların insan olma hallerine şahit olması açısından da önem arz eder.

Annenin ve babanın tüm duyguları yaşaması, yetersiz olduğu alanların olabilmesi ve bunlarla baş etme biçimleri çocukların hayata hazırlanmasına zemin hazırlar.

Anne babanın kendilerine ait alanlar oluşturması, akşam sohbetlerinin veya özel alanlarının tümünün çocuğa açık olmaması, çocukta dayanıklılığı sabretmeyi ve her istediğinin olamayacağıyla ilgili fanteziden kurtulmasını sağlamaya hizmet eden bir davranıştır.

Ebeveynlerin birbirlerine karşı takdir dilini sık sık kullanabilmesi hem çocuklara örnek teşkil etmek hem de ilişkide doyum sağlayabilmek için bakımından oldukça önemlidir.

Ebeveynlerden biri diğerinin yaptığı her şeyi sürekli eleştiriyor, her ne yaparsa yapsın beğenmiyor konumda olması da aynı nispette yıkıcı etkiye sahiptir. Eşler birbirlerinin hatalarını kusurlarını gören eleştiren değil; hata yapabilmenin normalliğini yaşayarak gösterebilen konumda olduğunda çocuklarının girişimcilik ve atılgan olabilme becerilerini desteklenmiş olurlar.

 Çocuk üzerinde etkili olan olan “yap-yapma” tarzı değil “olma” tarzıdır.

Çocuğu insanlaştıran şey anne babanın uyguladığı yasalardan ziyade anne babanın birbirleriyle ilişkilerinde sunduğu örnek yasalardır.

 

Kaynak: Catherine Mathelin, Freud’a Ne Yaptık da Çocuklarımız Böyle Oldu?

 

 

Henüz Yorum Yok

Cevap Yaz

Tüm alanları doldurunuz