18 Şubat 2025 / 19 Şaban 1446

Zenginliğin Aslı

Zengin, malı mülkü olan, fakir ise bunun tam zıttı. Hâlbuki bu iki kelimenin anlamı da açılımı da değişir ve görecelidir. Maddi anlamda her şeyi tam gibi görünen manevi anlamda bir o kadar yoksul olan nice insanlar vardır. Öyle kimseler vardır ki insanlar tarafından küçük görüldükleri halde Allah katında çok değerlidir.

Allah Rasulü (sav) “Zenginlik mal mülk ile değildir, asıl zenginlik gönül zenginliğidir” buyurmuştur. Erzurumlu İbrahim Hakkı hazretleri de “Harabat ehline hor bakma şakir, defineye malik viraneler var” beyitleriyle bunu ne güzel de ifade etmiştir.

İşte kendisine verilen malın mülkün hakiki sahibini bilmeyen, malı mülkü kendisini Rabbine yaklaştırmayan kişi yoksulun ta kendisidir. “Varlık sahibi Allah’tır. Onları varlıklı eden odur. Seçkin kullarını, kalplerine Rabbani bilgileri ve imani hakikatleri lütfetmek suretiyle zengin eden de odur.  Allah katında kulun değerli olması değer bulması zenginlik ve fakirliği ile değil ahlakıyla, ibadetiyle, takvasıyla, Rabbine muhtaç olduğunu ve Rabbini bilmesiyle ölçülür.” Allah Teâlâ (cc) Hucurat Suresi 13. ayeti kerimesinde  “Allah katında en değerliniz, ona karşı gelmekten en çok sakınanlarınızdır.” buyurmuştur.

“Mukaddes kitabımız zengin fakir ayırımı yapmamıştır. Zenginlik söz dinlemeyen, kolay kolay yola gelmeyen bir ata benzetilirse, fakirlik de aynı şekilde inatçı bir at sayılabilir. Onun da üzerinde durmak yiğitlik ve maharet ister. Yerine göre fakirlik, insanı baştan çıkaran zenginlikten, zenginlik de insanı Allaha isyan ettiren fakirlikten daha hayırlıdır.” Allah Rasulü (sas) isyan ettiren fakirlikten ve azdıran zenginlikten Rabbine sığınmış ve “Allah’ım Muhammed ailesine, ancak yetecek kadar ver!”  diye dua etmiştir.

Bunun yanında birçok Hadis-i Şerifte zenginlik ve bunu gereği gibi kullanmak övülmüştür. İbni Mes-ud (ra) Rasûlullah’ın şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “İki kimse gıpta edilmeye değer: Biri, Allah’ın kendisine mal verip iyi işlere harcamaya muvaffak kıldığı kimse, diğeri de, Allah’ın kendisine hikmet (Kur’an ve sünnet) verip de onunla hükmeden ve öğreten kimsedir.”

Şüphesiz ki Allah rızası için vermek, onun yolunda her şeyini ortaya koymak işte asıl cömertlik budur. Kimi canını, kimi malını, kimi onun dini yolunda ömrünü, kimi de bütün bunların hepsini ortaya koyar. Ali İmran Suresi 92. Ayet-i kerime de buyrulmuştur ki: “Sevdiğiniz şeylerden Allah için harcamadıkça asla iyiliğe erişemezsiniz.”

Akıllı olan insan Hakk’a olan muhtaçlığını ve onun verdiği ile zengin olduğunu ve onun dilemesiyle yine zenginliğini onun yolunda kullanabileceğini, iyiliğin sahibi ve iyiliğe ulaştıranın Rabbi olduğunu bilir. Allah Teâlâ (cc) “Şüphesiz zengin eden ve sermaye verip memnun eden odur.” (Necm Suresi 48) buyurmuştur.

Allah (cc) “Dünyada, kullarından dilediğini çeşit çeşit nimetlerle zengin eder. Mal yönünden zengin eder, sıhhat bakımından, soy bakımından, ruh ve düşünce bakımından zengin eder. Allah’a bağlılığın sağladığı zenginlik kadar güzel hiçbir zenginlik bulunmaz. Kullarından dilediğini de ahiret nimetleriyle zenginleştirir. Dünyada ve ahirette dilediği kullarına ihsan eder.”

O Allah ki hiçbir şeye ihtiyacı yoktur. Bilakis yarattığı her şeyin ona ihtiyacı vardır. Allah Teâlâ (cc) hem gani hem de muğnidir. “Yani kendisi her şeyden müstağni, kendi dışındaki her şey ona muhtaç ve istediğini zengin eden, zenginlik verendir.” Rabbimiz Fatır Suresi 15. ayet-i kerimede: “Ey insanlar! Siz Allaha muhtaçsınız. Allah ise zengindir. (hiçbir şeye ve hiçbir kimseye ihtiyacı yoktur) ve övülmeye layık olan O’dur.” buyurmuştur.

Dünya hayatı bir imtihan meydanıdır; kiminin kaybettiği, kiminin kazandığı, kiminin zenginlikle, kiminin de fakirlikle imtihan olduğu. Kimi kanaatkârdır elindekiyle yetinir,  verene şükreder,  kimi de mal hırsıyla ömrünü heba eder. Ama nihayet dönüş O’nadır. Ve biz O’na muhtacız.

Ve Allah Rasulü ’nün yaptığı şu duaya muhakkak ki ondan daha çok ihtiyacımız var. “Allah’ım! Benim bütün işlerimi düzelt ve bir an bile beni nefsime ve yarattıklarından başka birine terk etme.” Rabbimizin lütfuna, rahmetine mazhar olmanız temennisiyle…

Saime Nazlı Tutar   

 

KAYNAK

Riyazüs Salihin

Esmaül Hüsna – Şahver Çelikoğlu

Feyzül Furkan Kur’an-ı Kerim Meali