“(Rasulüm!) Biz seni bütün insanlara ancak müjdeleyici ve uyarıcı (bir peygamber)olarak gönderdik. Fakat insanların çoğu (bunu)bilmezler.” (Sebe, 28)
Fahr-i Kâinat Efendimiz (sav) bir muallimdi. Bir öğretmen nasıl çeşitli yöntemler kullanarak öğrencilerini eğitirse, o da türlü eğitim metotlar ile ashabını terbiye eder, eğitirdi. İnsanların mizacı, fıtratı, kişiliği, algısı farklı farklıdır. Bu sebeple tek bir eğitim ve öğretim metodu kullanılamaz. Hatta aynı mizaçta olsalar bile farklı usuller kullanmak öğrenilenlerin kişide daha iyi yerleşmesini sağlar. Efendimiz de(sav) çok çeşitli öğretim yöntemleri kullanmıştır. Bunlardan biri de kıssaları ve geçmiş ümmetlerin başlarına gelen olayları anlatmasıydı. Çünkü kıssalarda ibret alınıp tefekkür edilecek çok dersler vardır. Allah, Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim’de Nuh, Ad, Semud, Medyen, Eyke, İsrailoğulları vd. geçmiş kavimlerin içinde bulunduğu durumları ve başlarına gelenleri anlatarak insanlığa ibret vermektedir. Ankebut suresi 43. ayette: “İşte biz bu misalleri insanlar için (ibret alsınlar diye) getiriyoruz. Ancak onları, âlimlerden başkası anlamaz.” Taha suresi 99.ayette ise: “(Resulüm!) Böylece sana geçmiş (ümmet)lerin haberlerini anlatıyoruz. Şüphe yok ki tarafımızdan sana bir zikir (tefekkür hazinesi ve hayat nizamı olarak Kur’an’ı)verdik.” buyrulmuştur.
Hz. Peygamber (sav)’in ahlakı Kur’an ahlakıydı. Efendimiz (sav) ashabına kıssalar anlatır, onlar da derin derin tefekkür ederek ibret alır ve aldıkları dersleri hayatlarında uygularlardı.
Hz. Peygamber (sav)in anlattığı bazı kıssalar ve içerdikleri dersler şöyledir: Ala tenli, kel ve kör kıssasında; nimetlere şükretme ve şükrün gereğini yerine getirme, nankörlük yapmama, yapıldığı takdirde insanın en büyük zararı kendisine verdiği ve diğer birçok ders, güzel bir kıssa ile anlatılmaktadır. Sihirbaz ve rahibe giden delikanlı kıssasında; gerçek din ve imanın hakikatleri, sabır, tevekkül, insanın acziyeti vd.; mağarada kapalı kalan üç kişinin kıssasında ise güzel ahlak örnekleri, insan haklarına riayet, haramdan kaçınma ve bunlara dikkat edileceği taktirde kişinin kurtuluşa ereceği, dua etmenin önemi vd. mesajlar verilmektedir. Yine bir başka kıssada Efendimiz (sav), susuz kalmış bir köpeğe merhamet eden ve su veren adamın bu davranışı sebebiyle Allah’ın ondan hoşnut olduğu ve o kişiyi bağışladığını ifade ederek hayvan haklarına riayet etme ve onlara merhametli davranmayı öğretmektedir.
Fahr-i Kâinat Efendimiz (sav) kıssa anlatma metodunu da kullanarak ümmetini doğrulara teşvik etmiş, kötü şeylerden sakındırmıştır. Yani Efendimiz (sav) farklı öğretim yöntemlerinden biri olan kıssa anlatma yöntemiyle de ders verir, ilim-irfan öğretirdi. Geçmiş olaylar dinleyicilere farklı bakış açıları kazandırır. Bir kıssa bazen saatler süren bir konuşmadan daha etkilidir. Dikkati çeker, akılda kalması kolaylaşır. Çabuk hatırlanır. Kıssalar çok derin anlamlar barındırır. Pek çok bilgiyi ve ibreti, kıssalar yoluyla daha rahat anlatabiliriz. Güzel davranışları öğrettiği gibi kişinin hayal dünyasını da zenginleştirir. Düşünen, sorgulayan, tefekkür eden bir kişilik oluşumuna katkıda bulunur. Yukarıdaki ayetlerde geçtiği gibi kıssaları anlatmakta amaç insanlara faydalı olmasıdır. Bu sebeple irşad ve tebliğ faaliyetlerinde Hz. Peygamber(sav) kıssaları etkili bir şekilde kullanmıştır. Amaçlanan, insanlara doğruları ve yanlışları göstermek, hayra rehberlik yapmak, hayatı aydınlatmak ve yaratılış gayemize uygun olarak Allah’ın rızası doğrultusunda bir hayat sürmektir.
Oya Erdoğan
Yararlanılan Kaynaklar
*Feyzu’l Furkan Kur’an-ı Kerim Meali, Hasan Tahsin Feyizli
*Riyazü’s-salihin, İmam Nevevi