11 Şubat 2025 / 12 Şaban 1446

Güvenli Dostumuz Kitaplar

“Ya âlim, ya ilim öğrenen, ya dinleyen veya bunları seven ol! Sakın beşincisi olma yoksa helak olursun.”[1] diye buyuruyor bir hadis-i şerifinde Peygamber efendimiz. Dinimizde ve kültürümüzde, tarihimizde kitapların tartışılmaz ve önemli bir yeri vardır. Her ne kadar çağımız ilim için farklı yollar sunuyorsa da şüphesiz kitaplar en kadim ve güvenilir kaynaklarımızdandır. Efendimiz başka bir hadis-i şerifinde; “Sağ elinizden yardım alın ve ilmi yazı ile kaydedin.”[2] buyurarak yazmanın dolayısıyla yazılı kaynakların, kitapların ilim öğrenmedeki kıymetini vurgulamıştır.

Ümmet olarak da eskiden bu yana ilk ayetimizin ve Peygamber efendimiz’ (Sallallahu aleyhi ve sellem)in kutlu sözlerinin ışığında ilim ve kitaplara bir hayli hürmet göstermişiz. Zamanında kitaplara muhabbet besleyen bir zat, ilim öğrenme yolunda bir kitaba sahip olabilmek için gündüz çalışıp gece ise ödünç aldığı bir kitabı elle yazarak bir nüshasını edinmiş. Âlimin birine ne kadar kitap okuduğu sorulduğunda ise falanca şehirdeki şu kütüphaneyi okudum diyerek cevaplamıştır. Aradan geçen o kadar zamana karşı insan ruhuna iyi gelen şeyler pek değişmemiştir. Yemyeşil, tertemiz bir manzara nasıl içimizi açıyor, masmavi mis gibi bir deniz havası bizi ferahlatıyorsa, kağıda dokunarak tefekkür ışığında kitap okumak da bize huzur vermektedir. Bazen ruhumuz daralınca bir meal ya da kadim eserlerimizden birinin bir sayfasını açar ve derde derman, sadra şifa bir cümleye tevafuk etmeyi umarız. Herhangi bir konuda bir bilgiye ihtiyaç duyduğumuzda ya da eksiğimizi gidermek istediğimizde de rehberliğine ilk başvurduğumuz yer yine kitaplardır. Ancak okumak kadar önemli bir diğer husus da neyi ve kimi okuduğumuzdur. Kitap okuma konusunda güvendiğimiz, tavsiyeler alabileceğimiz, bizi tanıyan birilerinden yardım almamız çok faydalı olacaktır. Kitaplar bir nevi besin gibidir; herkesin bünyesine iyi gelecek kitap farklı olduğu gibi herkese zehir etkisi oluşturacak kitaplarda vardır. Bazen de bazı kitapları okumanın belli bir vakti vardır. Ancak Kur’an-ı Kerim ve hadis kitaplarımız gibi en önemli ve güvenilir kaynaklarımız ise su ve ekmek gibidir; günlük hayatımızın bir parçası olmalı eksikliğini hemen belli etmelidir. Müslümanlar olarak her alanda bir nizamımız olduğu gibi kitap okumanın da usulü vardır. Her Müslüman Kur’an-ı Kerim okumayı öğrenmelidir ve belli rutinlerle okunmalıdır. Rabbini, Peygamberini, dünyaya gönderiliş hikmetini, dinin emir ve yasaklarını bir Müslümanın nasıl yaşaması gerektiğini ihtiva eden sahih kaynaklardan istifade etmelidir. Genel olarak herkes kitap okumanın önemini kabul eder ancak gerek hayat şartları, sorumluluklar gerek nefse ağır gelmesi, disiplin gerektirmesi sebebiyle bu konuda başarılı olamayabiliriz bunu alışkanlık haline getirmek ve istikrarlı olmak için birkaç madde sıralayabiliriz:

  • Kendini tanı, doğru hedefler koy: Farz olan ilimler dışında herkesin ilgi alanı ve yaşayışı farklı olabilir. Birimizin zevkle okuduğu bir eseri bir diğerimiz hiç ilgi çekici bulmayabilir. Bu sebeple kendi karakter ve ihtiyacımıza göre kitaplar seçerek kitap okumayı daha zevkli ve hevesle yapılan bir eyleme dönüştürebiliriz.
  • Doğru vakit tayin et: Herkesin idrakinin açık olduğu ve müsait olduğu zaman dilimleri farklı olabilir. Kendimiz için müsait olan en verimli zamanı kitap okumaya ayırmak yerinde bir tercih olacaktır.
  • Mecburiyet değil keyfiyet gör: Kitap okumayı zoraki ve bitmesi gereken bir iş olarak görürsek, okumamak için çok geçerli sebepler, işler, bahaneler bulabiliriz. Bundan dolayı kitap okumayı ve ilim öğrenmeyi sevecek sebepler bularak kendimizi motive etmeli, bu işi gerçekten severek ve şevkle yapmalıyız. Çünkü ancak o zaman kitap okumak ve ilim öğrenmek için gerçekten tüm imkânlarımızla gayret içerisinde oluruz. Çocuklarımızın zihninde de kitabın soğuk ve angarya bir iş olarak görülmemesi için bu hususa bilhassa dikkat etmeğe gayret göstermeliyiz. Onlara bebeklik ve çocukluk dönemlerinde gelişimlerine ve ilgi alanlarına uygun olan hayretlerini ve heyecanlarını arttıracak kitaplar alabilir ve biz de onların yanında belli rutinlerle severek kitap okuduğumuzu gösterebiliriz.
  • Beklentini doğru ayarla, sebat et: Daha önce de söylediğimiz gibi kitaplar besinlerle bazı hususlarda benzeşmektedir. Nasıl ki bir elma yediğimizde hemen büyüyüp gelişmiyoruz bir kitap bitirince de hemen âlim olamayız. Bazen bir kitap içimizde bir yerlere öyle güzel dokunur, şifa olur ki. Bazen bakışımıza, susmamıza mana katar, bazen de bir kitabı yıllar sonra sindirir, hayatın yaşanmışlıkları içinde idrak ederiz. Bu sebeple acele etmeden, tevekkül ederek gayret etmeli ve ilmin neticesini beklemeliyiz. Bu hususlara dikkat ederek kitaplarla aramızdaki bağı daha da kuvvetlendirebiliriz.

Toparlayacak olursak gelin kendimize ve kendimizi değiştirerek çevremize bir iyilik yapalım, kitaplara, ilme ve ilim öğrenenlere muhabbet besleyelim, sözleri uzun uzun yormak yerine sımsıcak bir mısra bırakalım muhabbetlerimize, bir hikâyeyi birlikte okuyup birlikte susalım, tefekkür edelim inceliklerini, aynı kitabı okumuş olmanın verdiği güzel hislere, duygulara paydaş olalım. Yani güvenilir dostlarımız olan kitaplara kucak açalım…

Esra Alp

 

[1] Taberani

[2] Tirmizi, İlim, 12