İletişim deyince aklımıza genellikle konuşmak geliyor, oysa güzel susmak, iyi bir iletişim için olmazsa olmazdır. Güzel susmak bir sanattır. Nerde, ne zaman, nasıl susacağını bilmek incelik işidir.
Susmak bazen, dili dinlendirip; gözleri konuşturmaktır. Sevgini, şefkatini gözlerinle ifade etmektir. Sevgiyle bakmak, sevgiyle gülümsemek, sevdiğinle sessizliği paylaşmaktır…
Susmak bazen de dili tutmaktır. Gereksiz sözlerden sakınmaktır. Öfkeyi yutmak ya da öfkeli kişi karşısında sakin kalabilmektir.
Konuşmak kolaydır, zor olan susmaktır. Öfke anında nefis içerden: “susma, cevap ver, ezilme, sen kazan, sustur onu…” diye dürterken, şeytan bir taraftan öfke ateşini harlarken susabilmek zordur. Nefis ve şeytana rağmen susabilmek ancak yüce bir amaç için olabilir.
Susmayı insana en çok kolaylaştıracak yol “Allah rızasını kazanma niyetidir.” Rabbimiz bizden güzel ahlak istiyor, muhabbet istiyor, önce en yakınlarımızdan başlamak üzere insanlara iyi davranmamızı istiyor…
Muhabbet ailede başlar. Susmak da muhabbetin temelidir. Ailede muhabbet için güzel susmayı öğrenmek gerekiyor.
Güzel susmak: Nazikçe, anlayışla, merhametle susmaktır. Kırıldıysak kırgınlığımızı boynumuzu bükerek, nezaketle göstermektir. Çeneyi havaya kaldırmadan, suratını asmadan, tavır yapmadan, yüz ifadelerinde aşağılamadan, kibirlenmeden susabilmektir. Karşıdakine “öfkelisin, kızgınsın, seni anlıyorum ve senin sakinleşmeni bekliyorum…” ifadesinde olduğu gibi güzel susabilmektir.
Kötü susmak: Sert, yargılayıcı ve aşağılayıcı bakışlarla susmaktır. Kaşla, gözle karşıdakine hakaret etmek: “Sustum ama acısını kesin çıkarırım bekle.” mesajı vermek, düşmanca bakmak, beton gibi bir yüz ifadesiyle insan terbiye etmeye çalışmaktır. Ya da konuşmaya değmezsin, senle konuşmaya tenezzül etmiyorum ifadesi ile susmak da olumsuz etkilere sebep olur. Böyle susmak karşıdakinin öfkesini daha çok artırabilir.
Susanın niyeti çok önemlidir. Eşinin öfkesinden korktuğu için susan, içini öfkeyle doldurur. Bu sabır değildir.
Allah için susabilmektir asıl olan. Allah’ın rızasını kazanmak için susan, içinde huzur ve sükûnet bulur. Bu da yüzüne, bakışlarına yansır. “Evladımdır Allah için ona yumuşak davranmalıyım, eşimdir Allah için ona güzel davranmalıyım…” deyip öfkeyi yutabilenin öfkesi içinde büyümez; tam aksi içinde erir, sabır sevabına dönüşür.
Fakat korkudan ya da konu uzamasın diye bir karış suratlı susulduğu zaman dil sussa da kaş, göz susmaz. Beden dili iletişimde sözlerden çok daha etkilidir.
Hele de ailede güzel susmak daha da kıymetlidir. En az incitmemiz gereken kişiler en yakınlarımız olmalı.
Güzel susma sanatının ipuçları:
1-Zihni temizlemek: Ne düşünüyorsak ona göre duygular üretiyoruz. Her şey düşüncede başlıyor. Düşünceyi değiştirmeden duyguları değiştiremiyoruz. Özellikle aile içinde bizim istediğimiz ya da beklediğimiz gibi davranılmıyorsa çabucak yargılarız, eleştiririz, öfkeleniriz. “Beni sinir etmek için mi yapıyor” düşüncesi ile “Onun huyu bu, demek ki elinde değil.” düşüncesi ya da “Benim davranışıma etki tepki olarak mı böyle davranıyor” düşüncesi o kişiye karşı üreteceğimiz duyguyu değiştirir. Kasıtlı yaptığını düşündüğümüzde öfkeleniriz. En yakınlarımız da olsa bizim kafamızdaki kişi olmak zorunda değildir. İmtihan dünyasındayız ve insan eliyle imtihan oluyoruz. İnsanları olduğu gibi kabul etmek için çaba sarf etmemiz gerekiyor. Onları baskı ile değiştirmeye çalışmak yerine, yumuşaklıkla, dua ile iyi yönlerini ortaya çıkarmak için desteklemek ailede huzuru getirebilir.
2-Kalbi temizlemek: “Gözler kalbin aynasıdır.” derler. Bir kişi için kalbimizde ne varsa dışarı o yansır. Kalbimizde kin, kırgınlık, kızgınlık barındırıyorsak bunlar sevginin etrafında betondan bir duvar örer ve o duvar sevginin dışarı çıkmasına, sevdiğine ulaşmasına engel olur. Kalbi temizlemeden dilimizi temizleyemeyiz. Kalbimizde birikmiş kin, nefret gibi olumsuz duygulardan kurtulmak için ilk adım bize bu duyguları hissettiren kişileri içimizde kin bırakmayacak şekilde affetmektir. Güzel dinimizin bize emri budur. Sonuçta her şey ve herkes imtihanın bir parçasıdır.
İnsanın gözünü ışıldatan sevgi; olumsuz duygulardan arınmış, sükûnete ermiş temiz bir gönülden çıkar. Gönlümüzü olumsuz duygularla yormuşsak, o gönülden ancak insanları yoran duygular çıkar. Kalp şikayetle doluysa dil de onu söyler. Şikayetle daralan kalp, şükürle süslenirse genişler; o zaman susmak da konuşmak da güzel olur.
3-Boş sözlerden sakınmak: “İnsan ne çekerse dili belası” derler, boş konuşmak muhabbete zarardır.
4-Konuşmadan önce karşımızdakini gözlemlemek. Söylenmesi elzem bir konu vardır fakat bunu alel acele ayak üstü ya da karşıdaki kişinin zihni meşgul, yorgun ya da üzgün olup olmadığına bakmadan söylemek kötü etki yapabilir. O zaman susup beklemek uygun zamanı gözlemek gerekir.
5-Eleştiri geldiğinde susabilmek: Eleştirildiğimiz zaman genellikle ilk tepkimiz kendimizi savunmaya geçmek ve karşıdakine saldırmaktır. “Yaptıysam şu yüzden yaptım, sen kendine bak, sen öyle yaptığın için ben böyle yaptım…” Nefsi temize çıkarmaya çalışalım derken haksızlığa ve günaha da düşebiliriz.
Ne diyor Yusuf Peygamber: “Yine de ben, nefsimi temize çıkarmak istemem. Çünkü Rabbimin esirgemesi olmadıkça, nefis her dâim kötülüğü emreder. Şüphesiz Rabbim çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir.” (dedi). (Yusuf suresi, 53)
6-Allah için susmak: Kur’an-ı Kerim de susmak oruç olarak geçiyor. Hz. Meryem, Hz. İsa’yı doğurduğu zaman ona şöyle vahyedildi: “Ben, Rahmân için susma orucu adadım, bugün hiçbir insanla asla konuşmayacağım’ de.” buyruluyor. (Meryem Suresi, 26)
7-Haklıyken susabilmek: Fakat tartışma ortamı varsa haklı olduğunu anlatmak mümkün değildir. Zaten iki taraf da haklı olduğunu düşündüğü için tartışıyordur. Aile ilişkisi içinde hak davası gütmek de muhabbete çok zarar verir. Sevgi ilişkisi olan yerde hak davası güdülmez. Bugün sen haklısındır yarın eşin haklıdır.
Hak davası nefis için değil, Hakk için yapılmalı. Nefis için olan davalarda kişi kendi haklılığını ispat etmeye çalışırken, aynı zamanda karşısındaki kişinin haksız olduğunu ispat etmeye çalışıyordur. Eşinin ya da evladının ya da anne-babasının haksız olduğunu ispat etmenin kime ne faydası olabilir? Mesela; haksız çıkarılan eşse, o kişi eşine karşı hangi duyguları besler? Davranışlarımızı kritik analitik yaparak düşünme alışkanlığı edinsek, aynı yanlışları tekrar etmeme ihtimalimiz yüksektir. “Ben böyle davranıyorum ama neticesi nedir?” Kişinin masumiyeti sustuğu zaman daha çok ortaya çıkar. Susmak zor olduğu için mükafatı da dünyada ve ahirette çoktur. Rasulullah Efendimiz şöyle buyuruyor:
“Kim haksız olduğu bir münakaşayı terk ederse, kendisine cennetin kenarında bir ev kurulur. Haklı olduğu bir münakaşayı terk edene de cennetin ortasında bir ev kurulur. Kim de ahlakını güzelleştirirse, ona da cennetin en yüksek yerinde bir ev kurulur.” (Tirmizi, Birr 58)
8-Öfkeliyken susmak: Son madde ve konunun özeti babından müthiş güzellikteki şu âyet-i kerimenin hayatımıza ışık olması duası ile…
“O takvâ sahibi olanlar, bollukta ve darlıkta Allah rızası için sarf ederler, öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah iyilik yapan ve güzel davrananları sever.
(Âl-i İmrân Suresi, 134)