“Huy canın altındadır.” atasözünü birçoğumuz duymuşuzdur. Kişinin ölmeden değişmeyeceğini anlatan bir sözdür. Burada huydan kasıt, kişinin karakteri haline gelmiş davranış kalıpları ve alışkanlıklardır. Peki, gerçekten insanın davranışlarını ve alışkanlıklarını bırakması imkânsız mıdır? Alışkanlık nedir, nasıl oluşur, değiştirilip dönüştürülmesi söz konusu olamaz mı? Hayatımızı ne kadar etkiler ve en önemlisi biz bunun ne kadar farkındayız? Gelin tüm bu soruların cevabını birlikte bulmaya çalışalım…
Alışkanlıklar, hayatımızın her alanında kendini gösteren yaşamımızda belirleyici etkileri bulunan fiziksel, duygusal, zihinsel ve toplumsal tutumlarımıza yön vererek kişiliğimizi ve karakteristik özelliklerimizi ortaya çıkaran davranışlardır. Kimine göre “her gün ince ipliklerin dokunması ile halata dönüşen bir yapı”dır. Alışkanlıklar başlarda seyrek olarak hayatımızda kendini gösterir, daha sonraları bir rutine dönüşerek hayatımızın olmazsa olmaz fiil, duygu ve düşüncelerine dönüşür.
Bir davranışa alışkanlık diyebilmemiz için bu davranışın kendini düzenli ve sürekli olarak hayatımızda göstermesi gerekir. İyi ya da kötü alışkanlıklar edinilme süreci tamamlanıp hayatımıza yerleştikten sonra tabiri caizse bizi bu konuda otomatikleştirir. Araba ve bisiklet kullanmayı veya mutlu ve mutsuz anlarımızda bizi rahatlatan şeyleri her zaman bilinç düzeyinde yapmayız. Örnek verecek olursak pedal çeviren birisi her seferinde yeniden karar alma durumunda olmayıp bir süre sonra bu davranışı farkında olmadan yapar.
Alışkanlık konusu ekonomi, sosyal bilim ve eğitim gibi pek çok alanı ilgilendirir. Sadece insanların değil örgütlerin, toplumların ve ülkelerin de alışkanlıkları vardır. Alışkanlıklar ekonomi, sosyal bilim ve eğitimi sanılandan çok daha fazla etkilemektedir.[1] Tüketim alışkanlıkları, sosyal davranış kalıpları, eğitim konusundaki bazı alışkanlıklar, toplumların yönlendirilmesinde ve etkilenmesinde büyük rol oynar. Alışkanlık kazanma ve bir alışkanlığı bırakma ile ilgili birçok farklı yöntem ve tavsiye vardır. Alışkanlık bireysel bir eylem olduğundan herkes için farklı yöntemler söz konusu olmakla birlikte bu konuda etkisi yadsınamaz iki unsur; irade ve istikrardır. Genel olarak bireylerin hayatlarında köklü değişiklik içeren farklılıkların oluşması için önemli olayların ve etkili bir kuvvetin olması gerekir. Savaş, kıtlık, sağlık sorunları, bir yakınını kaybetmek, yeni bir yaşam alanına sahip olmak, cezai durumlar ve ödüller bunlara örnek olarak verilebilir. Daha detaylı açıklayacak olursak cezai bir yaptırımı bulunan kemer bağlama alışkanlığını kazanmak spora başlamaktan daha kolaydır. Bunların dışında alışkanlık edinmeyi daha kolay bir hale getirmek için birkaç madde sayabiliriz:
- Alışkanlık haline getirmek istediğiniz davranışı uyarıcı tetikleyici başka bir unsur ile desteklemek, sonrasında ise bir ödülle kuvvetlendirmek, bu davranışı yapmanız için sizi daha da teşvik edecektir. Örneğin; spor yapma alışkanlığı kazanmak için ayakkabılarınızı sabah kalkınca hemen görebileceğiniz bir yere koymak sizi daha çok teşvik eder ve beyine spor hakkında mesaj göndermiş olursunuz. Ödül olarak ise hemen ulaşılabilir, küçük, motive edici şeyler seçilmelidir. Yani spor yaptıktan bir süre sonra zayıflamak değil de aynı gün güzel ve sağlıklı bir kahvaltı iyi bir ödül olacaktır.
- Aynı anda birden fazla ve büyük alışkanlıkları edinmeye çalışmak doğru bir tercih değildir. Küçük ve basit bir alışkanlığa odaklanıp onu rutin haline getirdikten sonra kademeli olarak seviyesi artırılmalıdır. Dinimizde “az da olsa devamlı iş” düsturu aynı noktaya işaret etmektedir. Mesela aniden karar alıp artık hem sağlıklı yaşamaya, hem spor yapmaya hem de kitap okumaya başlayacağım demek uygulamada uzun soluklu olarak yürümez. Bir süre sonra pes edilip hepsi birden bırakılır. Bunun yerine 30-40 gün boyunca her gün 5 sayfa kitap okumak ya da günlük 20 dakika spor yapmak gibi alışkanlıklardan birini seçip başlamak daha iyi sonuçlar verecektir.
- Toplumda örnek alınan kişilerin, medyanın, çevrenin ve reklamların, alışkanlık edinmede çocuk ve gençlerin üzerinde doğrudan büyük etkisi vardır. Bu etkiyi lehimize kullanarak işimizi kolaylaştırabiliriz.
- Aileye ve çevreye, yeni aldığımız kararlardan bahsederek onlardan kaynaklı yarıda bırakma ihtimalinin önüne geçilmelidir.
- İstenilen alışkanlığın ne için istenildiği ve karşısına ne gibi engellerin çıkabileceği baştan tespit edilmeli, bilinçli adımlar atılmalı, bir yılgınlık durumunda bunlar gözden geçirilmelidir.
- Aynı hedefe yürüyen insanlar bulunmalı ya da çevreden birkaç kişi ile yola birlikte çıkılmalıdır. (Okuma grupları oluşturmak gibi…)
- Gerçekçi bir yaklaşım ile yapılabilir hedefler belirlenmeli, hayal kırıklığına yol açılmamalıdır.
Alışkanlık edinmenin yanında olumsuz alışkanlıkları bırakmak için de birkaç öneri sıralanabilir:
- Olumsuz alışkanlığı bırakma durumunda sistem adeta tersten işler. Kötü alışkanlıkların devam etmesi halinde kişiye, kendisini ne gibi sonuçların beklediği ve bu alışkanlığın ona nelere mal olacağı yazılı olarak ifade edilmeli, bu farkındalık haliyle karar alınmalıdır. Ne zaman bu olumsuz alışkanlığa dönülecek olsa bu yazı okunarak olumsuz hisler oluşturulmalı, bu alışkanlıktan soğumaya gayret edilmelidir.
- Bilinç açık tutularak bırakılmak istenen alışkanlığı tetikleyen sebep bulunup engellenmelidir.
- İstenmeyen alışkanlıkları tamamen bırakmak için ona alternatif olacak ya da kişinin dikkatini başka yere yönlendirmesini sağlayacak iyi alışkanlıklar edinilmelidir.
Toparlayacak olursak alışkanlıkların doyurucu, ihtiyaca cevap veren ve en önemlisi tekrarlayan davranışlardan oluştuğunu yukarıda belirtmiştik. Halat örneğinden de anlaşılacağı üzere oluşma aşamasında kendini belli etmese de hayatımızın bir parçası haline geldikten sonra bir hayli güçlü bir yapı olarak karşımıza çıkar. Bu nedenle bize haz veren, mutlu eden davranışları tekrarlarken, bir alışkanlığı hayatımıza geçirirken dikkatli davranmalıyız. Bu alışkanlığın ileride bize olumlu ve olumsuz olarak getireceklerini iyi tahlil etmeliyiz. Özellikle olumsuz alışkanlıklar konusunda çok dikkatli olmalıyız. Çünkü birkaç seferden bir şey olmaz algısı bizi geri dönüşü hayli meşakkatli bir yola sürüklüyor olabilir. Dikkat etmemiz gereken bir diğer husus da alışkanlık edindiğimiz herhangi bir davranışın sadece bizi etkilememesidir. Başta ailemiz, bilhassa çocuklarımız, çevremiz ve hayatımızdaki diğer kişiler de bizim alışkanlıklarımızdan onlara olan yakınlığımız nispetinde etkilenirler. Alışkanlıklarımız ve yeni edineceğimiz alışkanlıklar konusunda daha bilinçli davranmalıyız. Öncelikle kendi hayatımıza ve sonrasında ailemiz ve çevremizin hayatına güzel dokunuşlarda bulunup kalıcı ve hayırlı izler bırakmak, yararlı alışkanlıklarla bizlerin elinde.
Esra Alp
[1] ORHAN, Rüstem. ALIŞKANLIK. Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 7.2: 301-316.