Nebi sas’in imandan[i] olduğunu buyurduğu temizlik mefhumu, hakeza sağlıklı bir hayatın olmazsa olmaz parçasıdır. Temiz bulaşık ve çamaşırlar elde etmek üzere kullanılan yöntemlerin insan vücudu, çevre ve çevredeki canlıların hem temizliğini hem sağlığını temin etmesi son derece önemlidir. Tüketilecek temizlik ürününe karar verirken doğal yahut sentetik kaynaktan gelmesi, doğada çözünmesi, alerjen ve kanserojen olarak insan sağlığına, atık olarak çevreye etkileri de hesaba katılmalıdır.
Bundan yüz yıl öncesine kadar dünya genelinde çamaşır ve bulaşık temizliğinde kullanılan şey yağ asitlerinin sodyum ve potasyum tuzları olan sabunlardır. 2. Dünya Savaşında gerek bitkisel gerek hayvansal yağ kıtlığı çekilen Almanya’da yağ asitleri yerine petrol türevi sülfonatlar kullanılmaya başlanmış ve endüstriyel deterjanların ilk tohumu atılmıştır. 1960’lı yıllarda fosfatın deterjanlara katılmasıyla leke çıkarma ve kireç sökme kabiliyeti artan deterjanların çevre ve insan sağlığına olumsuz etkileri de katlanarak artmıştır. Fosfat, bazı su yosunlarını besleyen ve sudaki oksijeni dolaylı olarak tüketen, pek çok deniz canlısının ve balıkların ölümünden sorumlu tutulan ve günümüzde dünya genelinde alternatifi aranan bir kimyasal maddedir. Deterjan formüllerinde pek çok işlev üstlenen fosfat yerine kireç sökücü olarak zeolit ya da silikatlar, leke yüzdürmek için karboksilli polimerler, lekeleri ayırmak için sitrik asit, asitliği ve kireci dengelemek için de EDTA, sitrik asit ve karbonat kullanımı yaygınlaşmaktadırİ.
Temizlik maddelerine asıl fonksiyonunu kazandıran, yüzey aktif maddelerin (surfactants) çeşitli fiziksel ve kimyasal özellikleridir. Bu maddeler suda ve organik maddelerde çözünebilen ve çözünemeyen unsurları bir arada bulunduran kimyasal çözeltilerdir. Bu çözeltiler önce köpük oluşturup kiri söker ve daha sonra bu kiri su içerisinde hapsederek yıkanan ürüne geri dönmesini engeller. Yüzey aktif maddeler anyonik, katyonik, noniyonik veya amfoterik olabilir. Bu sınıflandırmaya el ya da matik deterjanı, çamaşır ya da bulaşık makinası deterjanı, toz, granül, katı ya da sıvı deterjan farketmeksizin hepsi dâhildir. Sıvı deterjanlarda (%50) katılara oranla(%25) iki kat daha fazla yüzey aktif madde bulunmaktadır. Bazı yüzey aktif maddeler daha çok temizlik ürünlerinde kullanılırken, bazısı da yumuşatıcı veya çamaşır sularında kullanılır. Katyonik yüzey aktif maddelerinse yüksek toksik etkilerinden dolayı her türlü gıda ve kozmetikte kullanımı yasaktır[ii].
Geleneksel sabunlarda olduğunun aksine yağ asidi yerine petrol türevlerinden elde edilen endüstriyel deterjanların doğada tamamen çözünmesi mümkün değildir. Çözünmemiş halde sulara karışan deterjan artıkları suları kirletmekte, suda yaşayan canlılara zarar vermekte, çevreyi kirletmesinin yanında insan sağlığını da dolaylı olarak olumsuz etkilemektedir. Petrol bazlı aktif maddeli deterjanları doğada çözündürmek üzere pek çok araştırma yapılmış, bazı ürünlerde %30’a kadar çözünme sağlanmıştır. Bir çalışmada petrol bazlı aktif maddeli deterjanların çözünmesiyle açığa çıkan 25’ten fazla biyogazın 7’sinin ciddi ölçüde hava kirletici, 2’sinin (asetaldehit ve benzen) kanserojen olduğu ve en düşük doza maruziyetin bile sağlık açısından riskli olduğu tespit edilmiştir. Üstelik hemen her deterjan numunesinde açığa çıkan gazların arasında asetaldehit (kanserojen) , aseton ve etanol başı çekmektedir. Bu deterjanların parfümlü deterjanlar oldukları da ayrıca vurgulanmaktadır[iii].
Bir deterjanın doğada büyük ölçüde çözünmesi, öncelikle yüzey aktif maddesinin doğal olmasıyla sağlanabilir. Endüstride kullanımı gittikçe yaygınlaşan doğal yüzey aktif maddelerin başında ise bitkisel ve organik olanlar gelir. Organik deterjan tabiri sertifika veren kuruluşun standartlarına göre değişiklik arz ederek kimi zaman su haricindeki içeriğin organik olduğunu (mesela organik lavanta yahut organik zeytinyağı gibi) kimi zamansa içerikteki kimyasal unsurların %5-10’u aşmadığını ifade eder[iv]. Deterjanlar nazarında organik sertifikası veren kuruluşlar USDA Organic, Ecocert Organic, NaTrue, USDA Biobased, Eco Control, Eco Garantie, EPA – DFE vb olarak zikredilebilir. Organik olduğunu iddia eden ürünlerin etiketinde bu sertifikasyon belirtilmemişse ürünün organik değil ekolojik olduğuna delalet eder. Bu sertifikalardan birine sahip yerli bir firmanın bitkisel deterjanında kullanılan non iyonik yüzey aktif maddenin çevre ve insan sağlığına etkisi üzerine yapılan bir araştırmada deniz canlılarında bu ürünlerin birikme oranını 10 binde 2 olduğu, petrol bazlı anyonik yüzey aktif maddelerde ise %4 oranında yani 200 kat daha yüksek olduğu rapor edilmiştir[v].
Ülkemizin maden zenginliklerinden bor mineralinin kullanıldığı deterjan ve temizlik maddeleri de doğal yüzey aktif maddeli temizlik unsurlarındandır. Doğal oluşumlu bir mineral olan bor, emaye kaplamalardan biyokimyadaki tampon çözeltilere, temizlikten kozmetiğe, ilaçlardan gıda katkı maddelerine kadar uzanan geniş yelpazeli bir kullanım alanına sahiptir. Kaynağının yerel ve doğallığı, çevre ve insan sağlığı üzerinde olumsuz bir etkisinin bulunmaması, fosfat içermemesi petrol bazlı alternatiflerinin yanında tercih sebebidir. Diğer yandan bor mineralinden elde edilen temizlik maddeleri alerjik hassasiyeti bulunan kimseler tarafından yüksek dozda maruz kalındığında solunum ve cilt rahatsızlığına sebep olabilmektedir[vi].
Bir temizlik maddesinin insan sağlığına zarar vermemesinin bir diğer ölçütü ise hipoalerjenik olması, yani içindeki alerjenik unsurların en aza indirgenmiş olmasıdır. Alerjenik etkiler içinde cilt hasarından solunum yetmezliğine kadar olan etkiler sayılabilir. Hipoalerjenik sertifikasyon ve denetleme hizmeti henüz ülkemizde verilememekte, bu konuda uluslararası kuruluşlardan hizmet alınmaktadır. Gerek petrol bazlı gerek bitkisel temizlik maddelerinin alerjenik riskini artıran önemli bir unsur, parfüm kullanımıdır. Ürünlerde güzel bir koku bırakması için eklenen parfümler sıkça solunum alerjileriyle zikredilmektedir. Temizlik maddelerine raf ömrünü artırmak, renk, koku, doku gibi tüketici tarafından tercih edilen fiziksel özellikleri kazandırmak maksadıyla paraben vb katkı maddeleri yaygın olarak eklenmektedir. Bu gibi maddelerin güvenli dozun üstünde kullanımı alerjenik ve kanserojen etkiler doğurmaktadır. Piyasadaki firmaların %98’i tarafından kullanılan parabene alternatif organik çözümler de olsa da maliyetinden dolayı tercih edilmemektedir[vii].
Bilhassa bebek malzemeleri söz konusu olduğunda tahtı sarsılmayan temizlik ürünü şüphesiz geleneksel usullerle üretilen granül sabun yahut sabun tozudur. Zeytinyağı gibi doğal bitkisel yağ asitlerinden sodyum ya da potasyum ile elde edilen sabun tozlarının leke çıkarma kabiliyeti uygulanan sıcaklıkla doğru orantılıdır (iç yağı gibi hayvansal yağlardan da üretilmesi mümkündür). Leke çıkarma vazifesi sabun tozu tarafından karşılandığında kireç sökücü olarak bir yardımcı maddeye ihtiyaç duyulmaktadır ki çamaşır sodası, boraks, yahut limon tuzu ve sirke ikilisi bu amaca uygundur. Boraks, su, oksijen, sodyum ve bordan meydana gelen, suda kolay çözünen, toprakta, bitkilerde hatta vücudumuzda bulunan, beyaz toz şeklinde doğal oluşumlu bir mineraldir[viii]. Limon tuzu, renksiz ve kristal yapıda organik bir bileşik olup limon gibi narenciyelerde bulunan sitrik asidin kimyasal olarak elde edilen şeklidir. Çamaşır sodası ise karbonat adıyla bilinen sodyum bikarbonatın (NaHCO3) su ile seyreltilmiş hali (Na2CO3) olan bazik bir tuzdur. Boraks, limon tuzu ve sirkeden bulaşık temizliğinde de faydalanılabilmektedir. Yüksek miktarda kullanımı cilde zarar verebileceği ve solunum alerjisine yol açabileceği için eldiven ve maske yardımıyla kullanılması tercih edilmektedir. Haşlanmış makarna suyu yahut pirinç suyu da bulaşık temizliğinde ananevi olarak kullanılan ve yan etkisi bulunmayan doğal temizlik maddelerine örnek teşkil eder.
Sonuç olarak, herhangi bir temizlik ürünü satın alınırken çevre ve insan sağlığına zarar vermeyen, parfüm ve katkı maddeleri barındırmayan ve bitkisel bazlı olan ürünler arasından seçilmelidir. Etiketinde yalnızca “iyonik madde” gibi üstü kapalı ifadelerin yer aldığı, ayrıntılı bilgi içermeyen ürünler tercih edilmemelidir. Evde üretilmesi mümkün olan geleneksel ürünler de doğal bir alternatif olarak değerlendirilmelidir.
Gıda Kimyageri
Saadiyye Eryılmaz
[i][i] Müslim, taharet 1; Darimi, Vudu 2; Müsned, 5/342,344; Acluni, Keşfu’l-Hafa, 291
[ii] https://www.jstage.jst.go.jp/article/jos/56/7/56_7_327/_pdf/-char/en
[iii] https://link.springer.com/article/10.1007/s11869-011-0156-1
[iv] https://www.usatoday.com/story/tech/reviewedcom/2017/04/21/green-up-your-laundry-this-earth-day-with-the-best-ecofriendly-detergents/100739334/
[v] https://www.yesilist.com/hem-doga-dostu-hem-de-insan-sagligina-zarar-vermeyen-bir-deterjan-mumkun-mu-mumkunse-de-digerleri-kadar-iyi-temizler-mi/
[vi] http://www.etimatik.com.tr/etimatik
[vii] https://onlinelibrary.wiley.com/doi/abs/10.1111/j.1600-0536.2010.01828.x