18 Şubat 2025 / 19 Şaban 1446

Eğitim, farkındalık ve tedbir afetlerde hayat kurtarır!

SİSAD Yönetim Kurulu Başkanı Şemsettin Taşkaya;
“Afet yönetiminin temeli; risk yönetimidir!”

Afetlere karşı hazırlıklı olmak, farkındalık eğitimlerine katılmak, tedbirler almak, afet anında sakin kalarak doğru davranışlarda bulunmak deprem, çığ, sel, yangın gibi afetlerde hayati önem taşıyor. 2017 yılında kurulan SİSAD – Sivil Savunma Derneği, afetlere ve acil durumlara karşı toplumu hazır hale getirecek farkındalık çalışmaları yürütüyor, teorik ve uygulamalı eğitimler veriyor, seminerler düzenliyor. SİSAD’ın faaliyetlerini, afetleri, almamız gereken tedbirleri, bir afet olarak değerlendirilebilecek pandemiyi SİSAD – Sivil Savunma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Şemsettin Taşkaya ile konuştuk.

 

Kadın ve Aile: Öncelikle zaman ayırarak sorularımızı cevaplamakla ehil ağızlardan bilgilendirme yapma fırsatı verdiğiniz için teşekkürlerimizi sunarız.  SİSAD ile ilgili bilgi vererek başlasak, kuruluş amacı nedir? Bu amaç doğrultusunda neler yapıyorsunuz?

Sivil savunma, afetlere karşı hazır olma gibi toplumumuzun tamamını ilgilendiren bir konuya yer verdiğiniz için ben teşekkür ederim. Kısa adı SİSAD olan Sivil Savunma Derneği, 2017 yılında Ankara’da kurulan, afetlere karşı hazır bir toplum için çalışan, insanlarımızın afetlere ve acil durumlara karşı farkındalığını ve hazır bulunuşluklarını arttırmayı hedefleyen, bu yönde faaliyetlerde bulunan bir sivil toplum kuruluşudur. Bu amaca ulaşmak için Türkiye’nin çeşitli illerinde değişik zamanlarda bugüne kadar çok sayıda afet farkındalık eğitimleri, temel arama kurtarma eğitimleri, ilk yardım ve yangın konularında teorik ve uygulamalı eğitimler, seminerler verdik ve vermeye devam ediyoruz. Ülke genelinde 34 il ve 2 üniversitede temsilciliklerimiz aracılığı ile dijital platformlarda sosyal medya ekibimiz ile ve yeni teşekkül ettirdiğimiz hanımlar komisyonu ile faaliyetlerimizi sürdürmekteyiz.

 

Kadın ve Aile: Afet deyince aklımıza ilk olarak deprem geliyor ancak deprem dışında yaşanabilecek pek çok afet var. Özellikle doğal afetler başımıza gelmeden günlük hayatımızı düzenlerken nasıl önlemler almalıyız? Afetlere nasıl hazır olunur?

Afet ve acil durum birbirleri ile karıştırılan yakın kavramlar. Basit bir tanımla; afetler yerel imkânlarla baş edilemeyen, acil durumlar ise yerel imkânlarla baş edilebilen durum/olaylardır. Bizler SİSAD olarak insanlarımızın her gün karşılaşabileceği küçük ev kazaları -ki hastanelerin acil servislerine yapılan başvuruların üçte biri bu vakalardır- olarak isimlendirilen durumlar, iş kazaları, trafik kazalarına karşı eğitimli hazırlıklı olmalarını önemsiyoruz. İlla 7 büyüklüğünde olması beklenen bir Marmara depremi değil, küçükken önlenebilecek bir yangın veya basit bir ilk yardım müdahalesi belki de bizler için bir yıkım olabilecek acil durumların çok basit atlatılabilmesine sebep olacaktır.

Evde yalnız bir anneyi düşünelim. Çocuğunun boğazına kaçan, nefes almasını olanaksız hale getiren bir oyuncak parçası ya da herhangi bir yabancı cismin basit bir hamle ile nasıl çıkarılabileceğini bilmiyorsa yaşayacağı çaresizliği, gerekli basit bir eğitim alarak doğru bir hamle ile çocuğunu kurtarabilmenin sonsuz mutluluğunu düşünelim. Kısaca afat ve acil durumlara karşı hazır olmayı bir yaşam kültürü haline getirmemiz gerekiyor.

 

Kadın ve Aile: Deprem / sel / yangın vs. gibi büyük afetlerde ilk yapılması gereken özetle nelerdir?

Ülkemiz coğrafyasının %93’ü ve nüfusumuzun %96’sı deprem kuşağının etkisinde bulunmaktadır. Çok büyük bir bölümü de heyelan, çığ, sel gibi doğal afetlerin etkisi ile karşı karşıya. Dolayısıyla millet olarak birey birey afetlere karşı hazırlıklı olmak zorundayız.

Özellikle afet öncesi gerekli eğitimleri en kısa sürede alarak, afet esnasında doğru olan davranış şekillerinin ne olduğunu öğrenmeliyiz.

Her şeyden önce sakin olmalıyız. Unutmayalım ki; panik, kontrolümüzü kaybetmemize, yanlışlar yapmamıza sebep olacaktır. Deprem ile karşılaşmışsak ve evde ocak başında yakalanmışsak hemen ocağı söndürüp ocaktan uzaklaşarak daha önceden belirlediğimiz sağlam bir nesnenin yanına “çök-kapan-tutun” hareketlerini yapmalıyız. Ana şok sarsıntısının geçmesini beklemeli ve ana sarsıntının ardından artçı depremlerin geleceğini bilerek evdeki aile bireylerini toplayıp, elektrik, su, doğalgaz vanalarını kapatıp, acil durum çantasını alarak -varsa evde canlı bir hayvanımız onları da alarak- kapıları kapatarak, panik yapmadan hızlı adımlarla asansörleri kesinlikle kullanmadan binamızı terk etmeliyiz. Kimlik numaramızla e-devlet üzerinden öğrenebileceğimiz ailemiz için tanımlanan toplanma alanına intikal etmeliyiz.

Bir yangınla karşı karşıya kalırsak, sakin olmalı yangın tüpüyle PASS hareketlerini yaparak yangına müdahale etmeliyiz. Yangın eğer çok büyükse itfaiyeye haber vermeliyiz. Bu noktada önemli hususlardan biri de ailemizdeki tüm bireylerin özellikle çocuklarımızın acil bir durumda 112 Acil Servis numarasını arayacak olmalarını bilmelidir.

Sel durumunda kesinlikle derinliğini bilmediğimiz su birikintilerine aracımızla dahi girmemeliyiz. 40 cm’den derin akan su araçları da sürükleyebilir. Sel uyarısı yapıldığında yüksek yerlere çıkmalıyız. Tüm bu afet ve acil durumlarda ilk yardım başta olmak üzere afet farkındalık ve yangın eğitimlerini almış olmak hayat kurtaracaktır.

 

Kadın ve Aile: Afet sonrası ilk 72 saat hayati önem taşıyor? 72 Altın saat hakkında bilgi verir misiniz?

Afetlerle nerede, ne şekilde, ne büyüklükle karşılaşacağımızı bilmiyoruz. Özellikle meydana gelebilecek büyük bir afette itfaiye, arama kurtarma, sağlık hizmetleri gibi acil müdahale birimleri afete maruz kalmış bireylerin tamamına aynı anda ulaşamayacaktır. Dolayısıyla afetlerin ilk anlarında tek başına olacak olan bizleri, afet öncesinde aldığımız eğitim ve tedbirler, afet sonrası için yapacağımız hazırlıklar hayatta tutacaktır. Bu durum afet sonrası “altın saatler” olarak adlandırılan ilk 72 saat için her bireyin hazır olmasını zorunlu kılmaktadır. Afete maruz kaldığımız anda doğru davranışları sergileyecek eğitimlerden başlayarak, doğru tahliye ile toplanma merkezlerine intikale ve acil müdahale birimlerinin bizimle iletişime geçeceği zamana kadar olan süreyi gerekli malzemeler ile “aile afet planı” çerçevesinde doğru şekilde planlamak olarak nitelendirebileceğimiz “ilk 72 saat”, bizim ve ailemizin afetin yıkıcı etkilerinden en az şekilde etkilenmemizi sağlayacaktır.

 

Kadın ve Aile: Afetlere karşı daha bilinçli olmak isteyen vatandaşlara neler önerirsiniz?

Afetlere karşı daha bilinçli olmak isteyen vatandaşlarımız öncelikle bu alanlarda online eğitimler alarak işe başlayabilirler. AFAD Gönüllülük Sistemi’ne üye olarak hem akredite olmuş hem de kısa yoldan eğitimlerini tamamlamış olurlar. Bu eğitimler sonunda “Temel Afet Gönüllüsü” unvanını alabilecekleri dört ana başlıkta birkaç günde tamamlanabilecek kolay eğitimlerdir. Ayrıca projesini yaptığımız ve ocak ayı itibariyle uygulamasına başladığımız “72 Altın Saat” projemizi takip ederek bu eğitimleri bir sistematik dâhilinde tamamlayabilirler.

 

Kadın ve Aile: Küresel bir sağlık sorunu ile karşı karşıyayız? Koronavirüs de bir afet sayılabilir mi? Ruhsal ve bedensel sağlığımızı korumak, toplum sağlığının korunmasına katkı sağlamak adına neler yapmalıyız?

Koronavirüs ve belki ileride karşılaşabileceğimiz birçok bulaşıcı hastalığı afet ve acil durum kapsamında değerlendirebiliriz. İnsanların normal hayat akışı ve ekonomileri çok derinden etkilenmiş durumda. Temel hijyen kurallarına, fiziki mesafeye dikkat ederek insanımızın bu badireyi kolayca alt edebileceğine inanıyoruz.

Fiziki mesafe asla sosyal mesafe olmamalı! İnsanlarımız yalnızlık duygusuna kapılmamalı, sosyal ilişkiler yeni kriterlerle devam etmeli. Öncelikle yaşlılar ve çocuklar olmak üzere hiçbir birey sosyal faaliyetlerden izole olmamalı. Kişisel temizlik uygulamalarını takıntı derecesine vardırmadan olayı “şizofreniye” götürmeden çözebilmeliyiz.

Hareketsizlik, içe kapanma, toplumdan kopma, ekran bağımlılığına karşı tedbirler almak durumundayız. Aile içi aktif faaliyetler, okumalar, araştırmalar, açık hava gezileri ve benzeri etkinlikler ile hayatımıza renk katmalıyız.

 

Kadın ve Aile: Çocukların afet bilinci kazanmasına yönelik çalışmalar yapıyor musunuz?

Birçok konuda olduğu gibi afet konusunda da çocukların algısı çok açık. Kuruluşumuzdan bugüne özellikle yetişkinlere yönelik eğitim faaliyetlerinde bulunduk. 2021 yılı itibarıyla çocuklara hitap eden bir çalışma olarak çizgi film projemize başladık. Ocak ayı sonu itibarıyla birkaç bölümü hazır olacak olan kısa bilgilendirilmeleri yapılan bir çizgi film karakterimiz oldu. Özel bir yazılımla gerçekleştirdiğimiz bir tür yapay zekâya sahip olacak karakterimiz YouTube üzerinden çocuklarımız ile canlı yayında buluşacak, onların sorularını canlı olarak cevaplayacak.

 

Kadın ve Aile: Aileler, çocuklarını afet konusunda bilinçlendirmek için neler yapabilirler?

            Öncelikle yapacağımız aile afet planını çocuklarımızla birlikte yapmalı, plan içinde sorumluluklarını, hangi durumda ne yapmaları gerektiğini onlara mutlaka öğretmeliyiz. Evimizde yapacağımız tehlike avını, güvenli yerlerin tespitini, afet anında sergilenecek doğru davranışları gerekirse bir oyun havası içinde onlara kazandırmalıyız. Acil servis telefon numarasını öğrenmelerini sağlamalıyız. Bizden uzakta örneğin okulda bir afete maruz kaldıklarında öğretmenleri ile hareket etmelerini, bizim onlara mutlaka ulaşacağımızı anlatmalıyız. İnternetten temin edebileceğimiz “acil durum kartını” doldurarak mutlaka yanımızda taşımalı, çocuklarımızın da taşımasını sağlamalıyız.

 

Kadın ve Aile: Gönüllülük çalışmalarınızdan bahseder misiniz? SİSAD gönüllüsü nasıl olunur? Gönüllü olduktan sonra süreç nasıl işliyor?

Gönüllülük faaliyetleri illerde il temsilcilerimiz ve web sitemiz üzerinden yürütülüyor. Başvuru formu doldurarak SİSAD gönüllüsü olan gönüllülerimiz illerimizde temsilcilerimizin koordinesinde gerçekleşen eğitimlere katılarak kendilerini geliştiriyorlar. Şu an yaşanan salgın nedeniyle online seminerler şeklinde devam eden faaliyetlere katılabiliyorlar. Ocak ayı itibariyle 72 Altın Saat projesi kapsamında tüm gönüllülerimizden AFAD Gönüllülük Sistemi’ne üye olarak aynı zamanda AFAD gönüllüsü olmalarını istiyoruz. Kısa zamanda burada alacakları eğitimlerle AFAD gönüllüsü olarak akredite olabileceklerdir. Bu akreditasyondan sonra illerde temsilciliklerimiz koordinesinde kurulan müdahale ekiplerinde görev alarak hem kendilerine hem çevrelerine olası bir afette faydalı olabilecekler.

 

Kadın ve Aile: Son yıllarda ülkemizde afet bilinci artmaya başladı. Bugün ulaştığımız noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Afet yönetimi konusunda resmi kurumlar ve bireyler ortak hareket etmek, bütünleşik mücadeleyi benimsemek durumundadır. Yani tek başına hiçbir kurum kuruluş bu mücadeleyi başarıya ulaştıramaz. Bu bağlamda son yıllarda kamu, STK ve fertler epey yol aldı. Aslında ülkemizin afet ülkesi olması bunu zorunlu kılmakta.

Afet yönetiminin temeli “risk yönetimidir”, yani afet oluşmadan önceki günler. Bir afetin depremin oluşma ihtimali risk dönemidir ve insanlar bu dönemde gerekli eğitimleri almalı, planlamalar yapmalı, gerekli ekipmanı hazırlamalı, binaları sağlamlaştırmalı, tatbikatları yapmalı ki afetin oluştuğu andan itibaren başlayan “kriz yönetimi” dönemi başarıyla atlatılabilsin.

Afetlerin oluşumunu engelleyemesek de etkilerini en aza indirebiliriz. Gerek 99 Marmara depremi, gerekse hemen her yıl karşılaştığımız Elazığ, Malatya ve İzmir depremleri gibi depremler ve gündelik hayatımızdaki ev iş trafik kazaları, insanımızın bu konudaki algılarının açık olmasına, yardımlaşma duygularının güçlü olması sebebiyle bireysel ve STK’lar aracılığı ile gerekli eğitimlere ilgi göstermelerine sebep olmaktadır.

Bu yılın aralık sonunda 81 ilimizde afet risk azaltma planlarının tamamının oluşmuş olacağı belirtilerek 2021 yılının Türkiye’de Afet Eğitim yılı olacağı resmi olarak duyurulduğunu da belirtmek isterim.

 

Kadın ve Aile: Her ailenin “Aile afet acil durum planına” sahip olacağı bir bilinç düzeyine sahip olmak için sizce neler yapılmalı?

Büyük bir afet olduğu zaman iletişimi kesilecek, ulaşım durabilecek, elektrik, su, gaz kesilebilecek ve en normal alışkanlıklarımız, ihtiyaçlarımız bile lüks haline gelebilecek. Belki okuldaki, evdeki çocuğumuz tek başına kalacak, sevdiklerimizin yanında bulamayacağız ve onlara yardımcı olamayacağız. Tüm bu olumsuzlukları insanımızın hissetmesini ve bu ihtimalleri göz önüne almalarını sağlamamız gerekiyor.

Bu konularda farkındalığı oluşan insan zaten aksiyon alacaktır ve bir afet durumunda alternatif tahliye ulaşım yollarını, aile bireyleri ile nerede buluşacağını, iletişim kesilirse nasıl haberleşme sağlayacağını, en az 72 saat kendi kendisine ve ailesine yetebilecek hazırlığı yaparak yardıma muhtaç değil, diğer insanlara el uzatacak durumda olabilecektir.

 

Kadın ve Aile: Verdiğiniz kıymetli bilgilerden dolayı bir kez daha teşekkürlerimizi sunuyoruz.