Zuhal Parlar (Eğitimci) –
Hayat, nerede başlayıp nerede biteceği belli olmayan bir yolculuktur. Nitekim güzellikler ve bir o kadar tehlikelerle doludur. Varoluş gayemizde, kulluk görevimizden sonra anne ve baba olmak en önemli rolümüzdür.
Gazali: “Çocuk, ebeveynin ve öğretmenin elinde bir emanettir. Kalbi bir cevher gibi temizdir. Mum gibi şekil alabilir. Temiz bir toprak gibi hangi tohum atılırsa büyür. İyilik tohumu atılırsa din ve dünya saadetine kavuşur.” der. Bu süreç anne babanın aile yaşantılarından çocuğun ergenlik dönemine kadar devam eder. İyi bir neslin devamı iyi bir evliliğe bağlıdır.
Bizi diğerlerinden farklı kılan her şey karakterimizdir ve bize özel, bize özgü davranışlarımızdır. Dijital teknolojinin çok hızlı bir şekilde ilerlemesi, kişilerin kendisiyle, aile ve sosyal çevresiyle ve içinde yaşadığı kâinat ile ilişkisini karmaşık bir hale getirmiştir. Bu karmaşa içinde fıtrata uygun bir karakter inşa etmek, ahlak eğitimiyle mümkündür.
Yeryüzünde insandan başka hiçbir varlık irade ve terbiyeyi yansıtmaz. Dolayısıyla çocuklarda karakter inşası bir sanat eseri gibi özen ister. Şahsiyet; ölçü (edep), merhamet, fedakârlık, cömertlik sorumluluk ve daha birçok yüksek insani değerlerin bireyde yaşanılır ve somut hale gelmesi ile olgunlaşır. Şahsiyet, işte bu irade ile insanın kendine anlam ve değer kazandırmasıdır.
Çocuğu tanımak ve çocuğun kendini tanımasına fırsat vermek başlangıç noktasıdır. İnsanın kendini geliştirme çabası ve diğer insanları kuşatacak hale gelmesi istenilen ve beklenen sonuç olmalıdır. Ebeveyn olarak buna emek vermek, hassasiyet göstermek manevi bir mirastır. Altın ve gümüşten, pahalı evlerden çok daha kıymetlidir. Anne, en önemli terbiye faktörüdür. Rousseau şöyle der: “Hayatımdaki bütün hatalarım, ana terbiyesi ve şefkati göremeyişimden ileri geldi.”
Çocuklarımız için özel ve genel hedefler konulmalıdır.
Ahlak ve maneviyat küçük yaşlarda verilmelidir. Dijital dünya, sosyal medya ve televizyona maruz bırakılan çocuklarda ebeveyn etkinliği rol ve model etkisiz hale gelmektedir. Tabiat ve yeşil alanlar, fıtratı korumak ruh ve beden dengesini geliştirmek için önemlidir. Bu süreçte bütüncül bir bakış açısıyla baktığımızda çocuğumuz için üç ana hedefimiz olmalıdır:
Kalbin inşası: iman ve inanç
Aklın inşası: tefekkür ve düşünme becerisi
Davranışların inşası: ibadet ve olumlu sosyal çevre
Ruh ve beden dengesi, değer ve davranış dengesi birbirini teyit etmelidir. İyi örneklik ve yaşantı ile devam eden süreç bilgi, adalet, cesaret, iyiyle tanışma ve kaynaşma ile eğitilen çocuk erdemli olur ve okuma yazma süreci bunu sağlam zemine oturtur.
Fıtratı zedelemek veya çocuğu başıboş bırakmak yeteneklerin körelmesine sebep olur. Bu durum kendinden biten ot gibi değersizlik algısı ile şahsiyet oluşumunu engeller. Bunun önüne geçmek için çocuklarmıza âdabımuâşereti, yeme içme, oturma kalkma gibi davranış inceliklerini öğretmemiz gerekir.
Oyun döneminde olan çocuğun oyun oynamasına engel olmak, çocukluğunu yaşamasına fırsat vermemek, ergenlik döneminde fazla baskıcı ve müsamahasız olmak, çocuk muamelesi yapmak, şahsiyet oluşumunu olumsuz etkiler.
Ailede ebeveynlerin konuşmaları, kullandıkları kelimeler, birbirlerine ölçü ve model haline geldiği aynileşme vardır. Dini değerler, ahlaki değerler ve estetik değerler bu süreci kolaylaştırır. Dikte ve zorbalıkla değil merhamet ve yumuşaklıkla yaklaşmak, anne ve babanın kendi nefis terbiyesi ve güzel hali, dili kullanma ve dinleme adabına uymak, şahsiyet gelişiminde önemli aşamadır. Öfke ve yumuşak huyluluk arasında mutedil olmak önemlidir. Çok halim olunursa eğitim ve terbiyede başarılı olunmaz. Gereksiz konuşma ve tartışmalar, inatlaşmalar da bu süreci zorlaştırır.
Çocuklarımızın karakterine olumlu etki sağlayacak birkaç öneri daha verecek olursak;
Zaman zaman çocukların isteklerini ertelemek, çocukların iradesini kuvvetlendir.
Çocukları güzel sanatlara, ruhun zevk aldığı ilimlere ve fazilete yönlendirmek, onların büyüdükçe yüksek ahlak ve fikirlere ulaşmasına zemin hazırlar.
İyi okuyan, güzel yaşayan ve kültür aktarımı güçlü olan ailelerin bağları kalıcı hale dönüşür. Peygamber sallalahu aleyhi vesellem efendimizin yaşantısını örnek almak, en başta anne ve babanın görevidir.
İyi bir okul ve sosyal çevre sağlamak, anne babanın asli vazifesidir.
Çocuğun günlük temel ihtiyaçlarını, giyim ve beslenmesini önemsemek, özensiz olmamak gerekir. Bu konuda israf yapmamak önemlidir.
Çocuklarımıza asil insan muamelesi yapmak onları asil kılar ve asil davranışlara yöneltir. Nitekim insan şahsiyetli olmak potansiyeli ile dünyaya gelir. Şahsiyet olmadan zenginlik, bilgi ve statü sahibi olmak kişiye yarar sağlamaz.
Selam ve dua ile…