NE ALINIR?
Tunus’tan alınabilecek hediyeliklerin başında geleneksel el işçiliği seramikler, işlemeli tepsiler, el dokuması halı ve kilimler gelir. Medina çarşılarında otantik bakır işlemeleri, deri çantalar, baharatlar (harissa, safran), gümüş takılar ve rengârenk yerel kıyafetler bulmak mümkün. Sidi Bou Said’de el yapımı seramikler ve mavi-beyaz temalı hediyelikler oldukça popüler. Pazarlık Tunus’ta yaygın bir alışveriş geleneğidir, fiyatınızı düşürmek için mutlaka denemelisiniz.
Ayrıca Tunus’a özgü zeytinyağları ve zeytin sabunları da hem doğal hem sağlıklı seçenekler olarak öne çıkıyor. Bu ürünler genellikle yerel pazarlarda veya organik ürün dükkanlarında satılıyor ve çok güzel ambalajlarda sunuluyor. Şık bir hediye alternatifi olabilir.
Yerel sanatçıların yaptığı tablo ve minyatürler, geleneksel motifli ev dekorasyon ürünleri ya da Fas etkisinin hissedildiği mozaik desenli seramik kutular da hem otantik hem estetik hatıralar arasında. Ayrıca Tunus’un kuzey bölgelerinde üretilen hurma ve badem ezmeleri, güzel paketlenmiş haliyle hem damak hem göz zevkine hitap ediyor.
Unutmadan: Geleneksel müzik aletleri ya da minyatür darbukalar da oldukça eğlenceli hediyeler olabilir. Özellikle çocuklara küçük bir çöl çanı veya minik bir develik almak hem eğlenceli hem anlamlı bir tercih olur!
NERELER GEZİLİR?
Tunus’ta gezilecek yerler saymakla bitmez ama bazıları var ki görmeden dönülmez!
- Tunis Medina: Labirent gibi sokaklar, geleneksel mimari ve renkli pazar yerleriyle zamanda yolculuk hissi verir. Burada dolaşırken kendinizi bir film setinde gibi hissediyorsunuz. Dar sokaklardan geçerken karşınıza çıkan minik camiler, eski çeşmeler ve mozaikli kapılar sizi adeta geçmişe ışınlar. Hediyelik eşya alışverişi için de oldukça uygun bir bölge.
- Sidi Bou Said: Mavi-beyaz evleri, begonvillerle süslü balkonları, deniz manzarası ve bohem atmosferiyle tam bir görsel şölen! Kafelerinde oturup Tunus’un ritmini hissedin. Akşamüstü burada gün batımını izlemek, yorgunluğa değen bir manzara vadediyor. Özellikle yerel sanat galerileri ve kafeler, sanata düşkün gezginler için birebir. Ayrıca yokuşlu sokaklarında yürüyüş yaparken arada sırada karşınıza çıkan el yapımı ürünler satan küçük dükkânlar tam bir keşif noktası.
- Carthage: Antik Roma ve Kartaca kalıntılarını görebileceğiniz tarihi bir açık hava müzesi. Hannibal’ın izlerini sürmek isteyenler için birebir. Özellikle Antonin Hamamları, Byrsa Tepesi, Kartaca limanı ve arkeoloji parkı, antik çağlara duyulan merakı doyuruyor. Tarihle iç içe bir yürüyüş için mükemmel bir rota. Aynı zamanda tepeden deniz manzarası eşliğinde eşsiz bir gün batımı izlenebilir.
- El Jem: Roma Kolezyumu’na rakip olacak büyüklükte ve görkemde bir amfitiyatro. İnsanı hayran bırakan mimarisiyle Tunus’un en ikonik yapılarından biri. Özellikle yaz aylarında burada düzenlenen konser ve etkinlikler çok özel bir deneyim sunuyor. Ayrıca yakınındaki El Jem Müzesi, mozaikleriyle göz dolduruyor. Şehir küçük ama tarihî dokusuyla unutulmaz bir durak.
- Kairouan: Kuzey Afrika’nın en eski camilerinden biri olan Ulu Cami’ye ev sahipliği yapan bu şehir. Manevi atmosferinin yanı sıra meşhur Kairouan halıları da şehrin geleneksel zanaat zenginliğini yansıtıyor. Ayrıca Aghlabid havuzları, tarihi türbeler ve yerel çarşısı da keşfedilmeye değer. Şehrin dar sokaklarında yürürken hem mimariyi hem de geleneksel el sanatlarını iç içe deneyimleyebilirsiniz.
- Douz, Tozeur ve Matmata: Sahra’nın kalbine yapılacak yolculukta bu bölgeler sizi karşılıyor. Douz, deve safarilerinin başladığı nokta. Tozeur ise hurma bahçeleriyle meşhur ve çöl ile yeşilin nadir buluşma noktalarından biri. Ayrıca Ong Jmal ve Chebika gibi doğa harikaları, Tozeur çevresinde keşfedilebilir. Matmata’daki yeraltı evleri ise yalnızca Star Wars hayranlarını değil, sıra dışı mimariye ilgi duyan herkesi büyülüyor. Burada bir gece geçirmek bambaşka bir deneyim olabilir.
- Bizerte ve Tabarka: Daha az bilinen ama doğası ve sahilleriyle dikkat çeken kuzey şehirleri. Tabarka mercan resifleri, dağ manzaraları ile öne çıkarken, Bizerte sakin limanı, tarihi kasabası ve kaleleriyle huzurlu bir kaçış rotası. Özellikle yazın kalabalıktan uzak deniz keyfi için ideal. Bizerte, Fransız etkisinin hissedildiği mimarisiyle de farklı bir atmosfer sunar.
- Cap Bon Yarımadası: Deniz ürünleri, doğal plajlar ve küçük balıkçı köyleriyle dolu bu yarımada, doğa ve deniz seven gezginler için birebir. Nabeul şehri ise seramik üretimiyle tanınıyor ve renkli çarşılarıyla göz kamaştırıyor. Korbous termal kaplıcaları da hem şifa hem de doğayla iç içe bir deneyim sunar. Hafta sonu kaçamağı yapmak isteyen Tunusluların da sıkça tercih ettiği bu bölgede sahil boyunca uzanan manzaralı yollar yürüyüş için birebir.
TAVSİYELER
- Medina’da ya da pazarlarda alışveriş yaparken pazarlık yapmayı unutmayın. Tunus’ta bu alışveriş ritüelinin bir parçası olarak görülür ve genelde fiyatlar esnektir.
- Fotoğraf çekerken özellikle yerel halktan, dini yapılardan veya güvenlik görevlilerinden izin almak yerinde olur. Saygılı bir yaklaşım, her zaman güzel bir karşılık getirir.
- Geleneksel bölgelerde omuz ve diz kapatan kıyafetler tercih etmek hem kültürel duyarlılık açısından önemli hem de yerel halkla daha samimi bir iletişim kurmanıza yardımcı olur.
- Çöl bölgesine gidecekseniz yanınızda mutlaka şapka, güneş gözlüğü, yüksek korumalı güneş kremi ve bol miktarda su bulundurun. Gün içinde hava çok ısınabilir, geceleri ise serin olabilir.
- Nakit taşımak özellikle küçük pazarlar ve köylerde işinize yarayacaktır. Ancak şehir merkezlerinde kredi kartı geçerliliği yaygındır.
- Akşam saatlerinde çarşılar daha hareketli ve canlı olur, özellikle yerel yemek ve el işi ürünler için bu saatleri değerlendirin.
Tunus, modernite ile geleneksel dokunun zarif bir bileşimidir. Güzel plajları, tarih kokan sokakları, otantik pazarları ve samimi insanlarıyla her adımda yeni bir dünya sunar. Tunus’u gezmek, sürekli bir “keşfetme hâlidir. Haydi bavulunu hazırla, Tunus seni bekliyor!
Ve unutma, bu yolculuk yalnızca yeni şehirler görmekle ilgili değil; yeni tatlar tatmak, bilmediğin hikâyelere dokunmak ve başka hayatlara küçük birer misafirlik yapmak demek. Tunus seni hem gözlerinle hem kalbinle göreceğin bir maceraya davet ediyor. Şimdi gözlerini kapat, naneli çayın kokusunu, sahil boyunca esen rüzgârı ve çarşıdan gelen tatlı kalabalığı hayal et… İşte bu yolculuk orada başlıyor!