22 Ocak 2025 / 22 Recep 1446

Ailecek Gezilecek Bir Mekan: Süleymaniye Cami

Hafize Teker Berktaş -Mimar-

İstanbul’un Tacı Süleymaniye Cami

İstanbul’un en ihtişamlı yapılarından biri olan Süleymaniye Cami, Kanuni Sultan Süleyman zamanında Mimar Sinan tarafından tasarlanan, şehrin yedi tepesinden birinde yükselen eşsiz bir eserdir. Haliç, Marmara, Galata, Topkapı Sarayı ve Boğaziçi’ni en yüksek noktadan gören ve mimarisiyle göz kamaştıran bu başyapıt, manevi değeriyle de derin bir anlam taşır. Osmanlı medeniyetinin ihtişamını günümüze taşırken huzur dolu atmosferi, geniş avlusu ve çevresindeki tarihî mekanlar ile ailecek keyifle vakit geçirilebilecek en önemli mekanlardandır.

Mimari Özellikler: Osmanlı’nın Mirası, Geleceğin İlhamı

Klasik Osmanlı mimarisinin en önemli örneklerinden biri olan Süleymaniye Cami, devrindeki diğer örneklere kıyasla çok kısa denilecek bir sürede, 7 yılda, tamamlanmıştır. Devletin dört bir yanından malzemelerin kullanıldığı bu eşsiz cami, 53 metre yüksekliğe ve 27.5 metre çapa sahip olan devasa kubbesi ile dikkat çekmektedir. Ana malzeme olarak tuğlanın kullanıldığı kubbeyi, “fil ayağı” denilen dört büyük ayak taşır.

İhtişamıyla büyük bir etki yaratan ana kubbeye eşlik eden doğu-batı yönlerindeki iki büyük yarım kubbe yapısal dengeyi sağlarken simetrik görüntüsüyle küresel estetiği destekler. Kuzey-güney yönü ise kubbesiz bırakılarak “Kudret Kemeri” denilen büyük kemerli duvarları 32 adet pencere ile donatılmış, böylece iç mekanın farklı açılardan doğal ışık almasına olanak sağlanmıştır. Ayrıca iki çeyrek kubbe ve on küçük kub­be ile de bu özellik desteklenmiştir.

İstanbul’un fethinden sonraki dördüncü padişah olan Kanuni Sultan Süleyman adına yapılan camide 4 adet minare ve onuncu halife olması sebebiyle toplam 10 şerefe bulunmaktadır. Camiye bitişik olan minareler 76 m, caminin kuzey cephesinin giriş duvarında bulunan minareler ise 56 metre yüksekliğindedir.

İçerisinde 4.300 kadar çini bulunan Süleymaniye Cami; vitray, granit, mermer ve ahşap işçilikleri ile dikkat çekmektedir. Ayrıca dönemin en ünlü sanatçılarının yazma eserlerini de içerisinde barındırmaktadır.

Zamanı Aşan Zeka: Süleymaniye’de Saklı İncelikler

Mimar Sinan, mühendislik zekâsını ve estetik anlayışını mükemmel bir şekilde gösterdiği Süleymaniye Cami’de iç mekândaki sesin yankı yapmaması ve akustiğin bozulmaması için kubbenin içine ağızları açık, yere doğru bakan 64 adet büyük küp yerleştirilmiştir.

Yapıldığı zamanlarda kandil ile aydınlatılan Süleymaniye Cami’nin ana girişinin üst katında, yere bakan köşeli pencereler tasarlanmıştır. Bu sayede çıkan is, emilerek is odasında toplanır ve mekânın kirlenmesinin önüne geçilir. Aynı zamanda bu islerden kalite değeri yüksek mürekkepler elde edilmiştir.

Bu devasa yapıya örümceklerin yuvalanmalarını engellemek için deve kuşunun yumurtalarını getirten ve kandiller arasına dahiyane bir şekilde yerleştiren yine Mimar Sinan’dır.

3.500 metrekarelik bir alan üzerine inşa edilen bu yapının tabanındaki havalandırma kanalları sayesinde iç mekân adeta bir termos gibi korunur. Yapının yazın serin, kışın ılık olmasını sağlayan bu kanallara girilen delik cami avlu duvarının dışarısında bulunan bir kapaktır.

Temeli atılan yapının, arazinin Haliç’e doğru eğimli olması sebebiyle oldukça uzun süre temelinin oturması beklenmiştir. O sıralarda siyasi olarak sıkıntılar yaşanan İran Şahı Tahmasb, devletin parasının bittiğini ima ederek yüksek değerde süs eşyaları yollamıştır. Buna sinirlenen Kanuni Sultan Süleyman ve dâhi mimarı Sinan çözümü, bu değerli mücevherlerin eritilmesi ve minare harcına katılmasında bulurlar. Günümüzde de dışarıdan fark edilen bu minareye “cevahir minaresi” denmektedir.

Her bir detayı incelikle düşünülen Süleymaniye Cami’nin bu kadar sağlam olma nedenlerinden birisi de kullanılan taşların oyulup içlerine demir kenetler yerleştirilmesi ve oluşan boşluklara da erimiş kurşun dökülerek demirlerin ve taşların birbirlerine sımsıkı bağlanmasıdır.

Tarihin ve Maneviyatın İzinde

Süleymaniye Cami’nin de içinde olduğu Süleymaniye Külliyesi birçok medrese odası, imarethane, yemekhane, dinlenme odası, kütüphane, hastane, hamam, türbeler ve mezarlardan oluşan büyük bir binalar topluluğudur. Girişinde Hacer-ül Esvet’ten bir parçanın da bulunduğu Kanuni Sultan Süleyman’ın türbesi ve eşi Hürrem Sultan ile hanedandan pek çok ismin türbeleri de burada bulunur. İçlerinde Mehmed Zahid Kotku’nun da bulunduğu bazı Türk ve İslam alimlerinin de kabirleri bulunur. Bu muhteşem külliyenin mimarı Sinan ise caminin dışında mütevazı bir türbede bulunmaktadır.

Zaman zaman kültürel etkinliklerin ve dinî törenlerin de düzenlendiği Süleymaniye Cami; tarih, sanat ve mimari estetiğin bir uyum içerisinde sergilendiği huzur dolu bir mekândır. Zarif mimarisi ile ruhu dinlendiren, yemyeşil ferah avluları ile huzur veren ve Evliya Çelebi’nin tabiriyle “dünyayı seyreden olağanüstü konumuyla” İstanbul’un en önemli eserlerinden biri olan Süleymaniye Cami hem külliyesi hem de etrafındaki gezilecek mekânlarla ailecek keyifle vakit geçirilebilecek yerlerdendir.

Daha yeni yazı yok
Henüz Yorum Yok

Cevap Yaz

Tüm alanları doldurunuz