14 Ekim 2024 / 10 Rebiül Ahir 1446

Üç Aylar Kutlu Olsun!

Mübarek “Üç Aylar” başladı; hepimize ve tüm Müslümanlara kutlu olsun! …

Din ve tasavvuf kitaplarımızda belirtildiğine göre Recep, –kadr ü kıymetini bilen, çalışkan mü’minler için– olağanüstü hayırlı ve ibadetlerin sevabı müzaaf ve katmerlidir. Sevgili Peygamber Efendimiz Muhammed-i Mustafâ (sallallahu aleyhi ve sellem) bu ayda özellikle çok nafile oruç tutar, ibadet ve taate rağbetini daha bir artırırdı. Mü’minler de onu kendilerine örnek almalıdır.

Buyuruluyor ki Recep tohumunu ekme; Şaban tarlaya bakma, Ramazan da oluşan mahsulü toplama ayıdır. On bir ayın sultanı Ramazan’ın şahane manevi havasına ve eşsiz ruhani hayatına ulaşabilmek için hazırlıklara şimdiden girmek şarttır.

Hayat uzun, devamlı ve ciddi bir imtihandır. Bu imtihanı başaramayanlar sonunda büyük hüsrana uğrayacaklar –Allah saklasın–.

Çağımızın ve günümüzün insanı bu gerçeği bilmiyor. Hatta bazı şuursuz Müslümanlar bile hayatlarını dinin hükümlerine uygun düzenlemiyor, gaflet ve cehaletle ömür sürüyor, kâfirler gibi hareket ediyorlar. Mübarek aylar, kandiller gelip geçiyor, farkında değiller; fırsatları kaçırıyorlar, kendilerini tehlikelerden korumuyor, istikballerini mahvediyorlar. Acep Kur’an-ı Kerîm’i okumazlar mı?

Azamet, izzet ve celal sahibi Rabbimiz, Hacc suresinin ilk ayetlerinde şöyle buyuruyor: “Ey İnsanlar! Rabbinizden korkup sakının: Hiç şüphe yok ki kıyametin zelzele sarsıntısı çok muazzam bir şeydir. Bu müthiş hadiseyi göreceğiniz günde, emzikli anne bile, emzirdiği yavrusunu unutacak derecede zühule, telaşa düşer, her bebek bekleyen hamile kadın (korkudan) yavrusunu düşürür ve sen insanları sarhoşlaşmış halde görürsün, hâlbuki sarhoş değillerdir ama ne çare ki Allah’ın azabı pek çetindir.”[1]

Sevgili ve değerli okuyucum!

Bu korkunç gün için bir tedbir ve tedarikin var mı?

Yüce Peygamberimiz, –ona salât ü selâm olsun– Âdemoğullarından binde dokuz yüz doksan dokuzunun cehenneme, ancak binde birinin cennete gireceğini bildirince sahabe-i kiram ağlamışlardır.[2]

Sen, tüm sevdiklerin ve sorumlu olduklarınla beraber o binde birin içinde olabilmek için ciddi gayret göstermek zorunda olduğunu bil; kendini ve çoluk çocuğunu, yakıtı taşlar ve insanlar olan cehennemden koru, bu dünyada eline geçen imkânları boşa harcama, fırsatları iyi değerlendir.

Gel, gözünü aç, tevbe et, yola gir, gayrete, aşka, şevke gel ki yeni, güzel, ilahî bir mevsim başladı.

Bülbül ne yatarsın yaz bahar oldu,

Çağrışıp ötmenin zamanı geldi![3]

* Prof. Dr. M. Es’ad Coşan (Rha)’ın Şubat 1989 tarihli Kadın ve Aile Dergisi Başmakalelerinden alınmıştır.

 

[1] 22/Hac, 1-2.

[2] İmrân b. Husayn’dan (ra.) nakledilen hadis için bk. Tirmizî, “Tefsîr”, 23, hadis no: 3168-3169; Tayâlisî, s. 112, hadis no: 835.

[3] Gevherî Divânı, s. 96.